HASET
Bir kimsenin, sahip olduğu mevki, şan, şöhret, sıhhat gibi manevi mal, mülk gibi maddi nimetlerini çekememek.Bunlardan rahatsız olmak ve o kişinin elinden bütün bunların gitmesini istemektir manasına gelir. (Lugat)
Hasette asıl olan mana, bir nimetin, bir faziletin, bir kemalin, sahibinden zevalini (yok olmasını) arzu etmek, kendisine geçmesini gerek istesin gerek istemesin başkasında bulunmasını mutlaka çekememektir. Öyle ki; Onunki onda dursun da sana verelim deseler memnun olmaz, keşke onunki mutlaka gitsin de kendisine hiç bir şey verilmese bile hoşlanır. Kıskançlığın sebepleri; çekememezlik, dünya hırsı ile haksız istekler, aşırı sevdalardır. (Elmalılı Hamdi Yazır)
(Bende yok, onda da olmasın)
BUHUL
Cimrilik, tamahkarlık
(Bende var, AMA ONDA olmasın)
ŞUHH
Nefsin cimrilik, nekeslik, hasislik dediğimiz hırs ve kıskançlık, huyudur ki, "buhl" bunun fiiliyattaki tezahürüdür. Nefiste bir garaz olması sebebi ile ortaya çıkan duruma "şuhh", bu*nun fiilen engellenmesine de "buhl" denilir.
Alusi "Şuhh, cimriliğin en şid*detli hali olmalıdır ." demiştir.
( Onunki benim olsun)
GIBTA
Başkasında olan bir nimetin aynısının o kişinin nimetine bir zarar ve eksilme olmadan
aynısının kendisinde de olmasını istemesidir.
Gıpta; bir nevi imrenmek olup İslâmî açıdan sakıncalı olmadığı gibi kıskançlık da değildir. Çünkü kıskançlık; başkasında olan iyi halin ve nimetin yok olmasını arzu etmek olup, bu haram ve kötü bir ahlâktır. Kur'an ve Hadisde kötülenmiştir. Türkçede bunu kıskanmak ve çekememek kelimeleriyle ifade ederiz. Halbuki gıbtada böyle bir arzu yoktur. Yani başkasında görülen nimetin yokluğunu temenni etmeksizin, sadece kendisinin de aynı nimete sahip olmasını arzu etmesi demektir
(ONDA VAR, BENDE DE OLSUN)
SEHAVET
Cömertlik, el açıklığı, muhtaç olanlara çok ihsan etmek.İhsan ihsandır.Sehâvet, Cennet'te bir ağaçtır.Cömerd olan onun bir dalını yakalamıştır. O dal onu, Cennet'e götürmeden bırakmaz... (Hadîs-i şerîf-Edeb-ül-Müfret)
(BENDE VAR ONDA DA OLSUN)
İSAR
Kendi ihtiyâcına rağmen sâhib olunan nîmetlerden vazgeçerek onları dahî infâk edebilmenin fazîlet ve seviyesine ulaşabilmektir.
(BENİM DEĞİL ONUN OLSUN)
CUD
Cömerdlik, eli açık olmak. Cûd, hiç karşılık beklemeden vermektir. Cûd, isteyerek ve severek yapılır.
(BENİM YOK AMA ONUN OLSUN)
FAKR
Muhtaç olmak. insan fıtrat olarak kainatta her şeye muhtaç şekilde yaratılmıştır. İnsan hayatının devamı, bütün kainat çarklarının işlemesine bakar; böyle olunca, insanın kainattaki her şeye muhtaç olarak yaratılmış olduğu sabit olur.
(ONDA YOK BENDE DE OLMASIN)