Sahabîlerin içinde Nuayman adında çok şakacı birisi vardı. Yaptığı şakalar bazen aşırıya kaçardı. Fakat yine de Peygamberimiz onu anlayışla karşılardı.
Bir gün çölde yaşayan bedevi Araplardan birisi Peygamberimizi ziyarete gelmişti. Devesini Mescidin avlusuna bağlayıp içeri girmişti.
Sahabîlerden birisi deveyi görünce Nuayman'a:
Şu deveyi kessen de etini yesek, eti çok özledik. Nasıl olsa Peygamberimiz devenin parasını ödeyecektir.
Nuayman da itiraz etmedi ve deveyi yere yatırdı, kesti ve başladı yüzmeye.
Devenin sahibi Peygamberimizin huzurundan çıkınca bir de ne görsün, devesinin derisi yüzülüyor.
Eyvah! Devemi kesmişler diye feryada başladı.
Peygamber Efendimiz dışarı çıktı:
''Bunu kim yaptı?'' diye sordu. Nuayman yaptı dediler.
Nuayman kaçmıştı. Peygamber Efendimiz Nuayman ın peşine düştü, aramaya koyuldu.
Sonunda Duabaa adında bir kadının evinin bahçesinde buldu. Nuayman evin avlusundaki çukura girmiş, üzerini de hurma ağacı yaprağı ile örtmüştü.
Peygamberimiz eve girince birisi bir taraftan yüksek sesle, biz onu görmedik diyor, bir taraftan da parmağıyla Nuaymanın saklandığı çukura işaret ediyordu.
Peygamberimiz gitti, onu çukurdan çıkardı. Nuayman'ın yüzü gözü toz toprak içinde kalmıştı. Peygamberimiz sordu:
''Niçin böyle yaptın?''
Nuayman:
Yâ Resulallah, size burada olduğumu söyleyenler yaptırdılar bana.
Peygamber Efendimiz bir yandan Nuayman'ın yüzünü gözünü siliyor, diğer yandan da gülüyordu.
Peygamberimiz daha sonra deve sahibine devesinin parasını ödedi ve işi tatlıya bağladı...
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. |