Şöyle Bir Kar Yağsa İyi Olurdu,Etraftaki Mikroplar Kırılırdı
"BU SENE KIŞ GELMEYECEK GALİBA!"
"Bu sene kış gelmeyecek galiba", "Şöyle bir kar yağsaydı iyi olurdu, etraftaki mikrop kırılırdı", "bu mevsimde böyle hava pek hayra alâmet değil"...
Bu sene kış mevsiminde bu sözleri sıkça söyler ya da duyar olduk değil mi?
Olayları sırf yatay boyutta değerlendirenler bunun bir takım doğal sebeplerini sıralayacaklardır. "Küresel sıcaklık artışının etkisi", "buzulların erimesi", "ozon tabakasındaki deliğin etkisi", "atmosfere salınan gazların çoğalması", "tabiat kirliliğinin yansıması"...
Bunların çoğu belki de tümü doğru ama eksik!
Biz müminler, olaylara bakarken sadece yatay boyuttan bakmayız / bakamayız. Kur'an bize Rabbimizin bilgisi dışında bir yaprağın bile düşmeyeceğini açıkça ifade etmiyor mu? (el-En'âm, 59)
Yağan ya da yağmayan yağmurda ve karda, soğukta ve sıcakta Rabbimizin iradesi yok mu?
O halde şu soruyu sormak gerekir: Acaba Rabbimiz küresel ekolojik dengenin bozulmasına niçin müsaade ediyor? Hâşâ bu dengeyi korumaya gücü yetmediğinden değil. Öyleyse buna izin vermesinin sebebi ne?
Rabbimiz Kur'an'da şöyle buyuruyor:
"İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler." (er-Rum, 41)
Müfessirlerimiz bu âyeti iki şekilde yorumlamış:
Birinci yorum şöyle:
İnsanların işledikleri kötülükler ve günahlar sebebiyle yeryüzünde haksızlık, zulüm, sömürü almış başını gitmiş, düzen bozulmuştur. Allah, insanlar yaptıklarının kötü olduğunu anlayıp bundan dönüş yapsınlar diye bu fesadın gerçekleşmesine izin vermiştir.
Benim daha uygun bulduğum ikinci yorum ise şöyle:
İnsanların şirk, küfür, isyan ve günahları sebebiyle yeryüzünde kıtlık, kuraklık, bereketsizlik gibi ekolojik bir takım düzensizlikler ortaya çıkmıştır. Allah, insanların yaptıkları kötülükleri bu şekilde tabiî bozulmalara sebep kılıyor ki insanlar yaptıklarının yanlış olduğunu anlayıp bundan tövbe etsinler ve dönüş yapsınlar.
Günümüzde insanlığın geldiği duruma baktığımızda gördüğümüz ne? Geçmişte herhangi bir kavmin helak edilmesine sebep olan günahların hepsi küresel ölçekte yaygınlaşmış ve kurumsallaşmış. İçki, kumar, zina, faiz gibi günahların hepsi küresel ölçekte ve organize hale gelmiş. Yine Batı medeniyetinin kapitalist insan ve ekonomi anlayışı daha çok üretmek, daha çok kazanmak gibi gerekçelerle yeryüzünün bütün imkânlarını sömürmüş, küresel ölçekte kirlilik ve felakete sebep olacak işler yapmıştır.
"Eskiden her şey ne güzel doğal halde idi. Şimdi her şey sahte ve yapay" diye hayıflanıyorsak bu durum, insanın tabiata ve kendisine yaptığı kötülüğün bir göstergesidir.
Şunu hiç aklımızdan çıkarmayalım:
Yaptığımız davranışların mutlaka tabiatta yansımaları görülmektedir. İşte size iki örnek:
"O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik." (Araf, 96)
"Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın." (Nuh, 10-12)
Biz Rabbimizin yolunda gidersek Rabbimiz tabiatı emrimize âmâde kılacak, biz O'na isyan edip günahlara düşersek bu durumda kara ve denizin düzeninde bozulmalar bize de yansıyacaktır.
Rabbimiz, her türlü küfür, şirk ve isyandan arınarak kendi rızasına uygun davranıp O'nun yolunda gitmeyi bizlere nasip eylesin.
(Soner Duman)