Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Ağustos 2018, 01:30   Mesaj No:5

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:60
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.475
Konular: 1144
Beğenildi:4423
Beğendi:3685
Takdirleri:11319
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Ünite 5:
1938’den 2002’ye Ekonomik Gelişmeler
II. Dünya Savaşı Yıllarında ve Sonrasında
Ekonomik Durum (1939-1950)
İkinci Dünya Savaşı yıllarında hükûmetin bir milyon genci
silahaltına alması tarım, sanayi ve hizmetler sektöründe
yetişmiş iş gücü eksikliğine sebep olmuş sonuçta üretim
azalmış, verimlilik düşmüştür. Toplumun talebi artarken
üretim yetersiz kalınca fiyatlardaki artış denetimden
çıkmıştır.
• Devletçiliğin Duraklama Yılları(1939-1945)
• Devletçiliğin Gerileme Dönemi (1946-1950)
Demokrat Parti Dönemi (1950-1960)
Başbakan Adnan Menderes Hükûmetinin göreve
başlamasından bir ay sonra, 25 Haziran 1950’de Kore
Savaşı başlamıştır ve piyasalarda ham madde ve tarım
ürünleri fiyatları hızla yükselmiştir. Bu beklenmedik
koşullar Menderes Hükûmetinin tarım sektöründe üretimi
artırmaya yönelik önlemleri hızla yürürlüğe koymasına
olanak vermişti. Ardından hükûmet üç temel iktisadî
hedefini de şöyle açıklamıştı:
1. Tarıma öncelik verilecek
2. Sanayileşme özel kesim öncülüğünde
yürütülecek
3. Dış ekonomik ilişkilerde devlet müdahaleleri
asgari düzeye indirilecek

Ağustos 1958 İstikrar Kararları
Menderes Hükûmeti zor durumda olan ekonomiyi
kurtaramayacağını anlayınca üyesi bulundukları Avrupa
iktisadi işbirliği Teşkilatı’ndan teknik ve mali yardım talep
etmişti. Kuruluşun uzmanlarının hazırladıkları rapor
Türkiye’ye bir ‘istikrar paketi’ olarak verilmişti.

Planlı Kalkınma Dönemi
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi (1963-1967)
Ekonomide istikrar içinde hızlı büyüme sağlanmış ve
enflasyon oranı ortalama %5.3 civarında gerçekleşmiştir.
Ancak ülke kalkınmasını hızlandıracak temel reformlar
(vergi, KİT, toprak, sağlık ve eğitim gibi) ihmal edilmişti.

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi (1968-1972)
İkinci Plan’da sanayi sektörü için öngörülen ortalama
büyüme hızına ulaşılamadı. Oysa hükûmet bu dönemde
sanayileşmeyi özel sektör eliyle sürdürmek için her türlü
özendirici ve destekleyici önlemleri almıştı. Ancak
dönemin siyasal çalkantılarla dolu olması, yerli ve yabancı
özel sermayenin ‘bekle gör’ politikası izlemesine yol
açmıştır.

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi (1973-1977)
Plan dönemi sonunda (1977) Türkiye’nin toplam dış
borçları 11.439 milyon dolar düzeyine çıkmıştır. Bunun
%58’i kısa, geri kalanı da orta ve uzun vadeli dış borçtur.
Bu dönemde ülke vadesi gelen dış borçlarını ödeyemez
hâle gelmişti.

Dördüncü Plan Dönemi (1979-1983)
Dördüncü Plan dönemi kapanırken ülke yeniden çoğulcu
demokrasiye dönmüştü. Enflasyon aşağı çekilmiş, ihracat
GSMH’nin %11’i düzeyine çıkmış fakat temel çarpıklıklar
işsizlik, tekelleşme, hayali ihracat ve gelir dağılımında
dengesizliklerin artması önlenememiştir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Plan Dönemi (1985-1989)
Beşinci Plan dönemi planlama tarihimizin en istikrarlı
dönemidir. Çünkü ilk kez bir siyasi iktidar veya bir
hükûmet hazırladığı planı beş yıl kesintisiz ve arızasız
uygulama olanağı bulmuştur.
Büyük Siyasi Ve Ekonomik Gelişmeler Eşliğinde

Altıncı Plan Dönemi (1990-1994)
Altıncı Planın üretim; genel denge, kamu finansmanı ve
ödemeler dengesi konusunda belirleyici hedefleri Beşinci
Plandan farklı değildi. Dışa açık büyümenin yıllık
ortalama %7 düzeyinde gerçekleşeceği öngörülmüştü.
Türkiye Altıncı Planın birinci yılını tamamlarken dünyada
siyasal, ekonomik ve askerî dengeler altüst olmuştu. Doğu
Bloku ülkeleri başta Sovyet Rusya olmak üzere teker teker
sosyalizmi terk ettiklerini ve Batı tipi çoğulcu
demokrasiye geçmeye karar verdiklerini ilan etmeye
başlamıştı.

Büyük Kriz ve Ekonomik Seferberlik Yılı (1994)
5 Nisan Kararları
• Enflasyonu hızla düşürmek, Türk lirasına istikrar
kazandırmak, ihracat artışını hızlandırmak,
ekonomik ve sosyal kalkınmayı, sosyal dengeleri
de gözeten sürdürülebilir bir temele oturtmak,
• Bir taraftan ekonominin hızla istikrara
kavuşturulması amaçlanırken, diğer taraftan
istikrarı sürekli kılacak yapısal reformları
gerçekleştirmek,
• Kamu açıkları hızla aşağı çekilirken kamunun
ekonomideki rolünün yeniden tanımlanması ve
yeniden örgütlenmesini sağlamak; üretim yapan
sübvansiyon dağıtan bir devlet yapısından piyasa
mekanizmasının tüm kurum ve kurallarıyla
işlemesini sağlayan ve sosyal dengeleri gözeten
bir devlet yapısına geçmektir.

1995 Geçiş Programı
Yaşanan büyük kriz sonrasında dengeler yeniden
kurulmadan ileriye dönük hedef ve kararlar ortaya koymak
mümkün olmayacağı düşünüldüğünden planın yürürlüğe
girmesini bir yıl erteleyen yasal bir düzenleme yapıldıktan
sonra 1995 Yılı Geçiş Programı hazırlanarak yürürlüğe
konuldu.

Yedinci Beş Yıllık Plan Dönemi (1996-2000)
Plan geçiş yılı olarak kabul edilen 1995 yılının ilk yarısı
içinde DYP-CHP Koalisyon Hükûmeti tarafından
hazırlandı.

Yedinci Planın ve Gümrük Birliği’nin Birinci Yılı
(1996)
Toplam dış borçların GSMH’ye oranı 1996’da %44’e
inerken, iç borçların GSMH’ye oranı %21’e yükselmiştir.
Toplam dış borçlar içinde kamu payı azalma eğilimi
gösterirken özel bankaların ve şirketlerin payı 1996’da
artma eğilimini sürdürmüştür. Toplam iç borçlar anapara
ve faiz olarak 1996 yılında %158 oranında artarak 4,804
trilyona yükselmiştir.

Yedinci Planın ikinci Yılı ve Refahyol Hükûmeti (1997)
Mesut Yılmaz Hükümeti’ne TBMM dışından, iç ve dış
piyasalardan da destek gelmiştir. İMKB Bileşik Endeksi
rekor düzeyde yükselirken dış mali çevrelerden olumlu
yorumlar gelmeye başlamıştır.

Yedinci Planın Üçüncü Yılı ve Anasol hükûmeti (1998)
• Türkiye ekonomisi yüksek enflasyona karşın
Plan’ın öngördüğü azami %6.6 oranın üstünde
büyümeye devam ediyordu. 1996 yılında %7.1
olan büyüme hızı, 1997’de %8’e çıkmıştı. 1997
yılında ‘kayıt dışı ekonominin bavul ve sınır
ticaretinin beslediği iç ve dış talep, sanayi katma
değerinin hızlı büyümesini sağlamıştı.
• Mesut Yılmaz Hükümetinin yılın ikinci yarısında
aldığı anti-enflasyonist önlemler yetersiz kalmış
ve 1997 yılı sonunda enflasyon %91 düzeyine
çıkmıştı. Önceki yıl %84,9 ile kapanmıştı.
1999 Yılı: Deprem ve Ekonomik Kriz (1999) ve 17
Ağustos Depremi: Toplumsal ve Ekonomik Yıkım
Eylül 1999’da yürürlüğe giren 4447 Sayılı “Sosyal
Güvenlik Yasası” iki önemli yenilik getirmiştir. Birincisi
ile Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı olarak çalışanlarda
emeklilik yaşı erkeklerde 60, kadınlarda 58’e çıkarılmış,
ikincisi ile de “işsizlik Sigortası” kurumlaştırılmıştır. 17
Ağustos’ta Marmara Bölgesi’nde ve 12 Kasım’da BoluDüzce’de
meydana gelen büyük depremlerin yol açtığı
“ekonomik kayıpları” karşılamak yönünde 26 Kasım 1999
tarihinde (4481 sayılı) “Deprem Vergisi” çıkarılmıştır. Bu
yasa ile bazı yeni yükümlülükler getirilirken, bazı vergi
yasalarında da değişikliğe gidilmiştir. Amaç depremlerin
ardından yapılması gereken olağanüstü harcamaları
karşılamak için kamu gelirlerini artırmak idi.

Enflasyonu Düşürme Programı
T.C. Merkez Bankası Başkanı programın dört temel
unsurunu şöyle açıklamıştı:
• Sıkı maliye politikası,
• Enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası,
• Kur ve para politikası,
• Siyasi iradenin desteği.
2000 Yılında Ekonomik Gelişmeler: Siyasal
İstikrar Ekonomik İstikrarsızlık
2000 yılının sonu yaklaşırken, T.C. Merkez Bankasının
uyguladığı “Para ve kur” politikası karşısında yeniden
yapılanmaya gidemeyen bankalar sistemin dışına
çıkarılmışlardır.

Kasım 2000 Mali Krizi
Kasım ayının son haftasında bankacılık sisteminden
kaynaklanan ve tüm mali piyasalara güveni sarsan önemli
bir kriz yaşandı. Sistem içinde kötü yönetilen banka sayısı
arttıkça kriz yeni boyutlar kazandı.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi (2001-2005)
Sekizinci Planı Bülent Ecevit’in başında bulunduğu
hükûmet hazırladı. Plan, enflasyonu AB kriterleri ile
uyumlu düzeye düşürmeyi, ekonomide sürdürülebilir bir
büyüme ortamı tesis etmeyi ve AB’ne tam üyelik hedefi
doğrultusunda ekonominin rekabet ve uyum gücünü
artırmayı öne çıkarmaktadır.

Şubat 2001 Krizi
Ecevit Hükûmeti Ocak ayından itibaren kamu
harcamalarını kısmak için tüm kamu kesiminin personel
alımını ve dış kredi kullanmalarını Hazinenin onayına
bağladı. Kriz 20, 21, 22 Şubat günlerinde de derinleşerek
sürdü ve ekonominin tüm dengelerini alt üst etti. İki büyük
kamu bankası olan Ziraat ve Halk bankası tarihlerinde ilk
kez takas işlemlerinde 3 milyar dolar açık verdiler.
Ecevit Hükûmeti krizi aşmak için sıralanan olanaklardan
üçüncüsünü seçti ve programı hazırlamak üzere Dünya
Bankası Başkan yardımcısı Dr. Kemal Derviş’i acele
Türkiye’ye davet etti. 2 Mart 2001’de ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı olarak göreve başlayan Derviş
hemen “Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programını
hazırlamaya girişti. Devlet Bakanı Derviş, piyasaların
Haziran ayı sonunda normale dönmesini sağlayacak “acil
önlemler” olarak nitelediği, krizden çıkış paketini 14 Mart
2001 günü açıkladı. Belirlenen üç aşamalı “kurtuluş planı”
şöyle tanımlanmıştı: Bankacılık sektörüne ilişkin önlemler
süratle yürürlüğe konarak mali piyasalarda belirsizlik
azalacak ve kriz ortamından çıkılacak. Döviz kurunun ve
faizin belirli bir istikrar kazanması sağlandıktan sonra
ekonomik karar birimlerine orta vadeli bir perspektif
kazandırılacak. Makroekonomik dengeler yeniden
oluşturularak ekonomide yılın ikinci yarısından itibaren
büyümeye geçiş ortamı sağlanacak.

Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının İkinci Yılında
(2002) Gelişmeler
2002 yılı başında Güçlü Ekonomiye Geçiş Programında
2002-2004 dönemini kapsayacak şekilde yeni
düzenlemeler yapıldı. Dalgalı döviz kuru uygulamalarına
devam edilirken, ekonominin şoklara karşı
dayanaklılığının artırılması ve krizlere karşı kırılganlığının
azaltılması yönünde önlemler öne çıkarıldı.
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla