AŞK'ÜL İSLAM Üyemizden Alıntı
.....Ben bir cami hayal ediyorum. Hepimizi her yönüyle kucaklayan. Bana, ben olarak hitabeden. Salt bir mabed olma yanında, "İslâm" kelimesinin ifade ettiği mana ge*nişliğinde sosyal pratikleri de olan bir ca*mi. Bir tatil günü evdeyim. Okula giden ço*cuklardan birisi kütüphaneye gitmek isti*yor. Küçük kardeşini, ağabeyini ve annele*rini de alarak, hep birlikte camiye gitmeli*yiz. Ağabeyleri, caminin halı sahasına ve*ya kapalı spor salonuna gitmek için eşof*manlarını alıp ayrılırken, öbür kardeşi ca*minin kütüphanesine, biz de annesiyle bir*likte en küçüklerinin elinden tutarak çocuk bahçesine doğru ilerlemeliyiz. Onların ne*şeli ve çocuksu oyunlarında bizler de ço*cukluk günlerimizin anılarını tatlı tatlı can*landırırken, namaz vakti olunca, caminin mescid kısmına geçip hep birlikte ibadeti*mizi, cemaatle yapmalıyız. Allah'a kullukvazifemizi yerine getirmenin huzuru içeri*sinde mescitten çıkıp, şef garsonların itina ile servis yaptıkları lokanta kısmına geç*meliyiz. Ailece hep birlikte yemeğimizi yi*yip meşrubatlarımızı ferah bir ortamda iç*tikten sonra caminin market kısmından gerekli ihtiyaçlarımızı alarak evimize dön*meliyiz. Evden ayrılıp başka bir il veya ilçeye git*tiğim zaman öncelikle camiyi arayıp bul*malıyım. Zira o caminin, temiz ve huzurlu misafirhanesinde kalıp, lokantasında ye*meğimi yiyip, çay salonunda çayımı içme*li, bu arada yeni dostluklar kurmalıyım. Sonra da odama çıkıp, ılık bir duşla yol yorgunluğunu üzerimden atmış bir vazi*yette kendimi kuşlar gibi hafif hissederek daha ezan okunmadan camiye girip ön saflarda yerimi almalıyım. İş görüşmeleri*mi caminin uygun salonlarında yaparak, gerekli takipleri yaptıktan sonra geri dö*nerken de; "Piyasaya göre oldukça ucuz. Verilen hizmet ve konfor gayet iyi. Üstelik huzur içindeydim ve olduk*ça da rahat ettim." düşüncesiyle evime gelmeliyim. Her namaz vaktinde ben camiye koşma*lıyım. Orada namazımı kılıp, caminin çok amaçlı salonunda konferanslar, paneller, sergiler izlemeliyim. Yine o caminin salo*nunda yapılan düğünlerde, mahallemin mürüvete eren ailelerinin sevinçlerine or*tak olmalıyım. Dünya evine camiden giril*meli ve hep birlikte camide hoşça vakit geçirip eğlenebilmeliyiz. Oturma salonun*da sohbet etmeli, günlük gazeteleri oku*malı, konuşmalı, dertleşmeli, ülkemi ve dünyayı izlemeliyim. Sevinçlere ortak ol*malı, üzüntüleri paylaşmalıyım. Yardım*laşma sandığına üye olup, ihtiyaç sahiple*rine yardımcı olabilmeliyim. İktisat sandı*ğına üye olup, elimdeki parayı ve serma*yeyi işletmeli, gerçek manada kârına da, zararına da ortak olmalıyım. Yani cami. beni her yönüyle kucaklamalı. Günün şartlarına göre benim meşru olan her türlü ihtiyaçlarıma cevap vermeli. Benim hayatıma girmeli. İşte ben o zaman, camide ibadet edememekten, cemaatten ayrı kalmaktan, kıldığım her namazdan 27 derece daha fazla sevap alamamaktan kurtulmalıyım. Camiden bir vakit ayrı kaldı*ğım zaman gönülden muzdarip olmalıyım. İşte bu şartlarda geniş düşünen, İslâm'ın özünü kavrayan, dinimizin esaslarını ve müsamaha sınırlarını bilen, birinci hedefi insanlara hizmet etmek olan, kapasitesi de buna müsait bir kardeşimiz bu caminin imamı, müezzini olmalı. Bu camiyi imam yönetmeli, namazları o kıldırmalı, hutbeleri o okumalı. Cemaatini vaazlarıyla o yönlen*dirmeli ve bilgilendirmeli. O yerde, en say*gın ve örnek insan onlar olmalı. Tekrar ben düşünüyorum ki; bugün han*gi imam veya müezzin kardeşim cemaati*nin azlığından şikayet ediyorsa, şu veya bu sebeple halinden memnun değilse, kendisini bu caminin imamı veya müezzini olmaya hazırlamalı. Hangi mimar, mühen*dis, tekniker arkadaşım böyle bir camiyi özlüyorsa, hatta daha iyisini düşünüyorsa, projelerini hazırlama*lı. Yine hangi ekono*mist, pazarlamacı,psikolog, işletmeci vs.bu camiyi, hatta daha güzelini düşünüyorsa, plânlarını hazırlamalıdır...Ben de bir cemaat olarak, hayalimdeki bu caminin gerçek olacağı günü iştiyakla bekliyorum. O bizi her yönüyle kucaklaya*cak, şefkatle okşaya*cak, mutlu bir yüzle Huzuru İlâhî'ye çık*mamıza vesile ola*caktır Ahmet Onay (Dini Yayınlar Dairesi Başkan Vekili) *Bu yazı Diyanet Aylık Dergi Kasım 1993, 35. sayıdan alınmıştır.... |