Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 Arkadaşları:15 Cinsiyet:Anne Memleket:MEDİNEWEB Yaş:44 | Kehf Suresi’ndeki Bahçe Sahipleri Diyalogu
Kehf Suresi’ndeki bahçe sahiplerinden mahsulü devşirecek olanı; inkâr psikolojisine kapılmış, bahçesinin ürün yönünden muhteşem durumunu heva ve hevesine göre değerlendirmeye başlamıştı. "Bu adamın başka geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi: ‘Ben, servetçe senden daha zenginim; insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm!’”26
Mahsulünün bol olması bahçe sahibini şımartmış, bu yüzden mal ve mülkü ile övünmeye, kendinden ekonomik olarak aşağıda olanları küçümsemeye işi götürmüştü. Kur'an'da insanın bu aşamadaki durumu şöyle tavsif edilir: "Gerçek şu ki, insan azar. Kendini kendine yeterli gördüğü için."27 Oysa Allah Kur'an'da bu durumu zemmetmektedir: "Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin!"28
"Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez!"29
Allah, insanlara, malları ve edindikleri diğer değerler ile hava atanların, böbürlenenlerin bu davranışlarının altında yatan ana nedeni şöyle açıklar. "…Kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, ‘Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir.’ der. Hayır, o, bir imtihandır, fakat çokları bilmezler."30 Dünyada edindikleri servet, mal, mülk ve evlatların kendi marifetleri dolayısıyla; akıl, boy-pos, soy-sop nedeni ile sahip olduklarını zannederler. Kur'an'da bu olumsuz davranışa müşahhas bir örnek olarak muhteşem bir zenginliğe sahip olan Karun anlatılır: "Karun ise ‘O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi.’ demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti."31
Hâlbuki Allah, mal, mülk, evlat, servet gibi dünyada edinilen şeylerin, Allah tarafından ve O'nun istediği kadar, istediği kişiye verildiğini; bunun sebebinin ise Allah'a şükredilmesi isteği olduğunu beyan eder: "Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık."32"Biz, yeryüzünde nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık. Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâlâ şükretmeyecekler mi? Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim."33
Kehf Suresi’nde anlatılan bahçe sahibi; Allah'a, heva ve hevesini ortak koşan, ahireti inkâr eden putperest bir müşriktir. Bunu arkadaşı ile yaptığı konuşmalardan anlamaktayız. a, Kıyameti inkâr: "Şöyle dedi: Bunun, hiçbir zaman yok olacağını sanmam. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum."34 b) Yeniden dirilmeyi ret ya da şüphe etmek: "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem..."35 Bahçe sahibi, kıyameti inkâr ederken Kur'an'da diğer bölümlerde de sık sık anlatılan; ölen bir insanın bir daha diriltilemeyeceği inancını dile getirmektedir. Bu husus Kur'an'da anlatılan diğer müşriklerin tavırları ile aynıdır: "Hayat, şu dünya hayatımızdan ibarettir. (Kimimiz) ölürüz (kimimiz) yaşarız; bir daha diriltilecek de değiliz."36"Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı diriltileceğiz?! İlk atalarımız da mı (diriltilecek)?!"37 c) Allah'ın ahiretteki mükâfat ve ceza uygulamasını reddetmek: "Şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki, (orada) bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum."38 Kıyametin kopacağını kabul etmemekle birlikte; olur ya yeniden dirilirse Allah katında dünyadakinden daha iyisini bulacağını ileri sürmektedir. Kur'an'da anlatılan diğer toplumlarda yaşamış müşriklerin de benzer tavır göstererek, bahçe sahibi ile aynı görüşü paylaştıkları görülmektedir: "Kıyametin kopacağını sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır, der."39
Bahçe sahibinin malı ve sahip olduğu diğer servet ve değerler ile böbürlendiği arkadaşı; bahçe sahibini, Allah'a ortak koşan "müşrik" bir kimse olarak tanımlamaktadır. Bilindiği gibi müşrikler Allah'ı kabul etmektedirler, fakat öldükten sonra dirilme konusunda karmaşık düşünceler içerisindedirler. "De ki: Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? Ya da kulaklara ve gözlere kim malik (ve hâkim) bulunuyor? Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor? (Her türlü) işi kim idare ediyor? ‘Allah’ diyecekler. De ki: Öyle ise (Ona asi olmaktan) sakınmıyor musunuz?"40"Andolsun onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette ‘Allah’ derler. O halde nasıl (Allah'a kulluktan) çevriliyorlar?!"41"…Toprak ve kemik olduğumuz zaman mı diriltileceğiz?!"42
Allah, kıyameti ve yeniden dirilmeyi, mükâfat ve mücazatı reddeden bahçe sahibine karşı, arkadaşı vasıtası ile kıyamete kadar herkes için ibret alınacak bir diyalogu anlatmaktadır: "…Seni topraktan, sonra nutfeden yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah'ı inkâr mı ettin? Fakat O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam."43 Küçümsenen bahçe sahibi, böbürlenen bahçe sahibinin söylediklerini, Allah'ı inkâr olarak gördüğünü belirttikten sonra ona, ilk yaratanın Allah olduğunu kabul ettiğine göre, yeniden diriltmeyi de Allah'ın yapmasının mümkün olduğunu kabul etmesi için örnekler vermektedir. Allah ilk insanı topraktan yaratmış, ondan sonra erkek ve dişinin birleşmesi sonucu atılan bir nutfe ile bebekler olarak insan nesli devam etmiş; kıyametle bu sona erecektir. İşte bütün bu yaratma safhalarını yapan Allah'ın, çürümüş kemikleri de yeniden dirilteceğini, bunun Allah için kolay olduğunu; bu durumu neden inkâr ettiğini, müşrik bahçe sahibine sormaktadır. Akabinde bunu inkâr etmenin ve bununla birlikte yeni inançlar üretmenin şirk olduğunu; dolayısıyla kendisinin Allah'ı yaratıcı olarak kabul ettiğini, kıyamet ve ahretin de gerçekleşeceğine inandığını, bunları inkâr ederek Allah'a şirk koşmayacağını bildirmektedir.
Bütün bu diyalog sonucu iki bahçe sahibinden "...İki üzüm bağı vermiş, her ikisinin de etrafını hurmalarla donatmış, aralarında da ekinler bitirmiştik." diye belirtilenin bir müşrik olduğu, kendisi küçümsenen diğer bahçe sahibinin ise Müslüman olduğu ortaya çıkmaktadır..
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |