Kur’anı Herkes Anlayamaz Masalı (2)
Kuran’ın Mumyalanması; Kur’anı anlama yolunda önümüze çıkan musibetlerden biride tefsir mumyalarıdır. Yazıldığı çağın (özelliklede ihya dönemi) kelami, felsefi ve siyasi bunalımlarını yansıtan ve o dönemin sorunlarına çözümler sunan tefsirlerin bugün dahi müslüman zihinlere dayatılması Kur’an’ı anlama yolunda büyük bir engellerden sadece bir tanesidir. Böylesi tefsirler üzerinden (ki bunlar genellikle tefsirin tefsiri şerhin şerhidir) Kur’an, zamandan kopuk olarak okunmakta ve dolayısıyla anlaşılamamaktadır.
Kur’an bu kökleşmiş geleneği yermekte ve şöyle seslenmektedir bizlere;
Asra yemin olsun ki insan ziyan içerisindedir. Ancak iman edenler, salih ameller işleyenler, birbirlerine sabrı ve hakkı tavsiye edenler müstesnadır. (Asr 1-2-3)
Allah asra yemin ediyor bütün zamanların asırlarına, şu an içerisinde bulunduğumuz küresel neo-firavunların asrına ve bizleri salih amele, salih eylemlere, sabra ve direnişe davet ediyor. Ziyan içerisinde yüzen bizlere kucak açıyor ve beni bulunduğunuz zamana okuyun diyor.
Bu sureden şu dersleri çıkarıyoruz;
• Kur’an “şimdiki zaman” merkezli okunmalıdır.
• Kur’an’a geçmişin gözüyle değil şimdinin gözüyle bakılmalıdır. Zamandan yola çıkarak Kur’an’a bakılmalı ve Kur’an’dan yola çıkarak zamana meydan okunmalıdır.
• Kur’an’a eski çağların gözüyle değil çağa, yaşayan Kur’an’ın gözüyle bakılmalıdır.
• Tefsirlerden yani düşünenlerin düşüncesinden yola çıkarak Kur’an üzerinde öznel / bağımsız okumalar yapılmalıdır.
• “Şu alim dedi ki” leri bir kenara bırakıp biz ne anladık ona bakacağız ve Merhum Roger Garaudy’nin deyimi ile geçmişin külüyle boğulmakla yerine, ateşiyle aydınlanacağız.
Hepimiz yaşadığımız asırdan ve yaşadığımız asra Kur’an’ın ne söylediklerinden sorumluyuz.
Bu sorumluluğun bir gereği olarak –yine merhum Roger Garaudy’nin deyimi ile- Kur’an’ı ölülerin gözüyle değilde çağımızın gözüyle, diri bir gözle okumalıyız.
Unutmayalım ki Kur’an bir kitap olmasından dolayı etkisiz bir nesne (mumya) değil, kendisi ile ilişkiye giren muhataba karşılık veren bir öznedir.
Kur’an’a özgür bir zihinle, zamanı ıskalamayarak yaklaşan insanoğlu ondan şu hakikati çıkarabilecektir (misalen);
İnsanların ilahi güç ve sıfatlar yükledikleri her şey “sizin ve atalarınızın uydurdukları boş isimlerden başka bir şey değildir.” O dönemlerde Lat, Uzza ve Menat vardı, şimdilerde sizin kuruntularınızın eserleri olan sahte putlar. O putların isimlerini bunlarla değiştirin, böylece okuyun bu ayetleri, o zaman daha iyi anlayacaksınız Kur’an’ın size vermek istediği mesajların içeriğini…
Devam edecek
Dipnotlar;
1. R. İhsan Eliaçık, İslam’ın dünyadaki yürüyüşünü üç büyük çağla ifade etmektedir; İbda, İhya ve İnşa. Bu konuda onun İhyadan İnşaya İslam Düşüncesi ve İslamın Üç Çağı kitaplarına bakılabilir.
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |