Günahlar bilgisayar virüslerine de benzerler. Bünyeye girdiler mi farkına varmadan bütün faydalı dosyaları tahrip edip bozarlar.
Namaz başta olmak üzere ibadetler ise anti virüs gibidirler, günahlara engel olurlar. Her nasılsa işlenen bir günah varsa onun taranıp atılmasını da tövbe ve istiğfar programı sağlar.
Bazı elektrik kaçakları küçük şerareler çıkarır, sürekli olmazlarsa büyük hasarlara yol açmayabilirler.
Bazıları da sigortayı zorlarlar, hemen tedbir alınmazsa yangına sebep olurlar. Tövbe ve istiğfar bu yangınların itfaiyesi gibidir. Anında müdahale edilirse yangını büyümeden söndürülürler. Yoksa bütün bir servet kül olur.
Günahlar kurulu bir sistemin çarkları arasına düşen taşlara da benzerler. Bazı günahlar sadece küçük bir parazit çıkarır ve büyük çarklar arasında dağılır giderler. Ama bazıları büyük gürültülerle dişlilere zarar verebilirler. Biraz daha çoğalırlarsa makineler bozulur, kurulu sistem iflas eder ve işe yaramaz hale gelir.
Allah Rasulü Efendimiz (sa) günahları kalbe düşen lekeler diye tanımlar. Tıpkı aynaya düşen lekeler gibi… Hemen silinirse izleri kalmaz. Çoğalırlarsa ayna duyarlığını kaybeder, Allah"ın cemalini göstermez olur.
Efendimiz, "Günah, senin kalbini tırmalayan şeydir" buyurur. Günahlar fıtrata, yani doğal sisteme aykırı şeyler olduğu için, vücuttaki yabancı bir madde gibi, vicdandan hemen tepki görürler, insanı rahatsız ederler. Ama çoğaldıklarında vicdan körelir ve insan artık günahtan rahatsızlık duymamaya başlar. İşte bu noktada tehlike başlamış demektir. Sisteme kapsamlı bir format atmak gerekebilir.
Kısaca günah ilahi düzeni, fıtratı, Allah"ın sistemini bozduğu için günahtır ve kötüdür. Bazı günahlar bu sistemi bir anda dağıtır, bazıları da çizikler atar, yavaş yavaş hasar verir.
Alıntı
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |