FECR verdiğiniz örneklerin tamamında "LA YUMİNUN" deniyor.
"LA YUMİNUN" söyleminin manasına hangi meal/söylem daha yakındır. Bu kelimeyi daha yakınına giderek daha isabetli hangi kelime açıklar. İnanmamak mı? Yoksa emin olmamak mı? Benim zihnimde "iman etmemek" "emin olmamak" ile daha yakın, daha isabetli bir karşılık olarak canlanmıştır hep. Sonuçta aynı kökten gelen kelimeler. Ve "emin olmak" "inanmanın" fevkindedir. Emin olmamak da "şüpheye" karşılık gelir ama inanmamak "tamamen yok saymaya" karşılık gelmektedir. Böyle bakınca "inanmamak" ile "emin olmamak" arasında müthiş bir uçurum gözüküyor. Bu açıdan baktığımızda neden Allahu Teala tamamen kendisini yok hükmünde saydıklarını işaret eden bir kelime değil de "emin olmamak, şüphe içinde olmak durumuna" işaret eden bir kelimeyi "iman etmemeyi" seçsin ki?
Çok kalın bir ayrım var gibi hissettiriyor bana ve o ayrımı net olarak görmeye çalışıyorum. Anlamaya çalışıyorum. Yanlışlarım varsa düzeltin lütfen.
De ki: "O, emin olanlar için bir rehber ve şifadır; emin olmayanlara gelince onların kulaklarında bir sağırlık vardır, Kur’an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara çok uzaktan sesleniliyor. (Fussilet-44)
Böyleyken onlar acaba neden emin olmazlar?
Şüphe yok ki, örtenleri, başlarına gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir, emin olmazlar (Bakara-6)
Onları uyarsan da uyarmasan da birdir. Emin olmazlar. (Yasin -10)
Doğrusu ben, Allah'a emin olmayan ve ahireti örten bir milletin dinini bırakmışımdır. (Yusuf-37)
Şüphesiz biz şeytanları emin olmayanların yoldaşları yaptık.(A'raf-27)
Muhakkak ki hakkında şüphe olmayan o saat (kıyâmet) mutlaka gelecektir. Ve lâkin insanların çoğu emin olmazlar. (Mümin -60)
Elif-lâm-mîm-râ. İşte kitabın âyetleri. Rabbinden sana indirilen, gerçeğin ta kendisidir; fakat insanların çoğu emin olmaz.(Rad-1)
Âhirete emin olmayanlar kötü sıfatlarla anılır; Allah’a ise en yüce sıfatlar yaraşır. O azîzdir, hakîmdir.(Nahl-60)
Doğrusu ahirete emin olmayanlar, (dosdoğru) yoldan sapıp uzaklaşmış olanlardır.(Müminun -74)
Hayır, rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça emin olmuş olmazlar. (Nisa-65)
"Allah'a karşı yalan mı uydurdu, yoksa onda delilik mi var?" Hayır, öyle değil! Ahirete emin olmayanlar azap ve derin sapıklık içindedirler.(Sebe-8)
|