Ayrıca şöyle bir şey de var:
Allah-u Teala Ankebut Süresinin 46. ayetinde Ehli kitap ile en güzel şekilde mücadele etmemizi emrettikten sonra (Zalimler hariç) 52. Ayette şöyle diyor:
Vellezine amenu bilbâtili ve keferu billahi ülâike hümül hâsirûn.
Emin olup batıla ve örtenler Allah'ı onlar hüsrana uğrayanlardır.
Bu ayeti görünce "işte budur," demiştim. Aradığım cevap burada. Birisi "Batıldan EMİNSE" hakkı tamamen yok saymaktadır diye düşünmüştüm. Gerçi Allah'ı örtmeleri Allah'ın bilincinde olduklarına işaret ediyor olsa da sonuçta BATILDAN EMİNLER demiştim. Allah-ı örtmeleri de Onun varlığına ve birliğine yüzde yüz olarak inanmadıkları anlamına gelir diye düşünmüştüm.
Sürenin devamında ise Allah şöyle buyurunca...
61: Yemin olsun ki, sen onlara "Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı sizin istifadenize sunan kimdir?" diye sorsan, elbette Allah!" derler. O halde nasıl çevriliyorlar?
63: Yine sen onlara, "Gökyüzünden suyu indiren, sonra onunla ölümünden sonra yeryüzünü dirilten kimdir?" diye sorsan, elbette Allah diyeceklerdir. De ki: "Elhamdülillah" Fakat onların çoğu, akıllarını kullanıp düşünmezler.
Bitmiyor 65. Ayette devam ediyor:
Gemiye bindiklerinde, dini Allah'a özgü kılarak Ona dua ederler. Onları karaya çıkardığında ise onlara verdiği nimetlere nankörlük ederek (örterek) hemen Ona ortak koşarlar. Hadi hayattan biraz zevk alsınlar. İleride bilecekler.
Yani diyeceğim o ki "emin olmak" manasıyla ilerlediğimizde en açık ifade ile "Batıldan emin olup Allah'ı örtenlerin" bile Allah'ın varlığına şahitlik ettiklerine, başları sıkışınca Allah'a yöneldiklerini görüyoruz.
Bu insanlar Ehli kitap... Ve ehli kitabın Allah'a inandıklarından Ayetler ile emin oluyoruz.
Ehli kitap dışındakiler için durum ne? Bizim bugün ATEİST dediğimiz kişilerin sudurlarında durum ne? Gerçekten yüzde yüz olarak Allah'ın varlığına "İNANMIYORLAR MI?" yoksa südurlarında "EMİN Mİ DEĞİLLER ve sadece Allah'ın varlığını çeşitli sebeplerle örtüyorlar?" Yoksa tıpkı ehli kitap gibi Allah'ın varlığına sadece "ihtiyaç duyduklarında emin olan, dini Allah'a has kılan" başları rahatlayınca da yine Allah'ın varlığını örtmeye çalışan kişiler mi? Buna dair Kur'an da ne deniyor? Gerçekten "Ateist" diye bir şey var mı yoksa yalan mı söylüyorlar? Gerçekten ateist diye bir şey var mı yoksa üç günlük dünyada hevalarına uymak için kendilerine bile "Allah'ı mı örtüyorlarlar?"
Allah'ı örtmek kelimesi "kfr" kullanıldığı için kullanıyorum. İnkar etmek diye meal etmiş Elmalılı Hamdi Yazır ama Ankebut süresinde "Örtmek" kelimesinin kullanımının daha doğru olacağını düşünüyorum şöyle ki:
Allah Ankebut 7. Ayette salih amel işleyen müminlerin günahlarını örtüyor.
54. Ayette ise Cehennem kafirleri(örtenleri) kuşatıyor.
55.Ayette ise azab üstlerinden, ayaklarının altından onları sarıyor ve Allah buyuruyor kafirlere (örtenlere)" Yaptıklarınızın karşılığını tadın!"
Ne yapmıştır kafirler? Örtmüştür. Allah da onları cehennemle kuşatır (örter?) Ayaklarının altından ve üstlerinden azap ile sarar (örter?)
|