Arapçada bir kelime / fiili bir çok anlama gelebilmektedir. Bu da Arapçanın zengin bir dil olduğunu gösterir. Fiilden sonraki bir harfi cerin bile fiilin anlamını değiştirdiğine şahit oluyoruz. Size birkaç tane örnek vereyim:
دعا fiili “Çağırdı, davet etti” demektir.
دعا له =Ona hayır dua etti
دعا عليه = Ona beddua etti.
Gördünüz mü bir harfi cer anlamı nasıl da değiştiriyor.” Li “harfi ceri hayr dua etmek anlamına gelirken, “”ala” harfi ceri ile beddua etmek anlamına geliyor. Bunu bilmezseniz hayır dua edeceğim diye beddua edebilirsiniz
رَغِبَ Fiili “Tercih etmek, rağbet etmek
رَغِبَ بِه = Onu tercih etti
رَغِبَ فِيْهِ = Onu istedi
رَغِبَ عَنْهُ =Onu istemedi
Gördüğünüz gibi 3 farklı harfi cer ile kullanılan bir fiil , nasıl da 3 farklı anlamlara gelebiliyor
Kuranda da bu şekilde fiil, kelime , kavramlar çoktur. Mesela “SALAT” kavramı ele alalım. Kullanıldığı yere göre anlam farklılakları olabiliyor.
SALAT anlamına 18 e yakın anlam verilmiştir. Fakat en çok kullanılan anlamı olan namazdır. (Namaz kelimesinin Arapça değil Farsça olduğunu da unutmayalım). Bildiğimiz şekilde kullanılan namaz Kur’anda genellikle “Salatı ikame etmek” olarak olarak kullanılır. Bunun dışında Kur’an’da “dua ve istiğfar” (Tevbe 9/84, 103), “ibadet” (Ma’ûn 107/4), “ibadethane” (Hac 22/40), “destek” (Tâhâ 20/14; Ahzab 33/43, 56; Maide 5/12), “din ve dindarlık” (Maide 5/58), “davet” (Hûd 11/87; Maide 5/106), “kulluk” (Lokman 31/31), “yaratılış amacına uygun hareket” (Nur 24/41) anlamlarında kullanılır.
Ahzap suresi 56.ayette de “salat” kavramı “destek” anlamında kullanılır.
“Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler/destek olurlar. Ey iman edenler, siz de ona salat edin/destek olun ve tam bir teslimiyetle ona selam verin.”
Bu ayette geçen “salat” kelimesine bildiğimiz anlamda namaz , dua , ibadet , kulluk gibi anlamlar veremeyiz.
Genel olan bu açıklamalardan sonra gelelim konuya:
Siz “İnanmayanlar” ile ayet bulamıyorum diyorsunuz. İnanmak kelimesinin Arapça karşılığı “Âmene “ fiilidir. Bu fiil de aynı diğer fiiller gibi birden çok anlama gelebiliyor “İman etmek, inanmak, güvenmel, itimat etmek,şeriatı kabul etmek,tasdik etmek, emniyeti sağlamak vs anlamlarına gelir. Kuranda bu kelime KÜFR’ün zıddı olarak gelir. Kuranda bir çok kelime zıtıyla birlikte ele alınır.
İMAN-KÜFÜR
MÜMİN-KAFİR
TEVHİD-ŞİRK
GECE-GÜNDÜZ
HASENE-SEYYİE vs vs
Kuranda geçen KÜFR kelimesi de bir çok anlama gelir.” Küfür etmek, gizlemek,örtmek,bürünmek,dini inkar etmek,inanmamak,tanımamak,kafir olmak” gibi
Siz Küfr kelimesini sadece “örtmek” olarak ele almışsınız ve o anlama şartlanmışsınız ,küfr kelimesinin zıddı olan “iman” kelimesini de “emin olamk “ olarak anlamaya çalışıyorsunuz. İman kavramının anlamlarından birisi ya kapsam alanı içinde emin olmak var diye iman etmeyi “emin olmak” diye tercüme etmek /meal vermek , iman kavramını dar kalıplar içine sokmak demektir. Bu durum Kuran ayetlerindeki nice kavramları da dar kalıplar içine sokmak olur. Mesela; salat kavramını sadece dua ya da sadece ritüel olarak kıldığımız namaz, ya da sadece destek olmak anlamını verdiğimizde ayetlerin vermek istediği mesaj kaybolur ve anlam kayması olur.
Kuranda her bir kavramın yerli yerinde kullanıldığı, Kuranla hemhal olanların rahatlıkla görebileceği bir durumdur.
Ayetterlde geçen iman edenleri ifadesini emin olanlar diye çevirmeye çevirmeye gerek yok. Emin olmak ifadesini karşılayan başka kelimeler de var ve bunlar Kur’an’da da geçer.
Mesela: إِيْتِمَانٌ (mutmain olmak , emin olmak)
Kuranda mütmain nefs diye geçen ayetler var.
Ayrıca gerek mutmain gerek iman kavarmı da aynı kökten gelir ama bapları farklıdır. Ayrıca “EMİN OLMAK “ fiili ayrıca “EMİNE” olarak ayetlerde geçiyor Allah İnanmak /iman etmek anlamında ÂMENE (İf’al babı) fiilini değil de “EMİNE “ (sülasi fiil) kalıbını kullanması gerekirdi.
İsterseniz EMİNE /Emin olmak fiilinin Kurandaki kullanımlarına bakınız:
Bakara-196-239 (Emine fiili)
İsra -68-69 (Emine fiili)
Mülk-16-17 (Emine fiili)
Yusuf-64 (Emine fiili)
Yine emin olmak anlamına gelen اطْمَاَنَّ fiili ile ilgili ayetler
Hacc-11
Nisa-103
Yunus-7
Ali İmran-126
Maide-113
Enfal-10
Rad-28
Bakara-260
Nahl-106-112
İsra-95
Fecr -27
Bu ayetlerdeki emin olmak daha çok manevi huzur, eminliği ifade ederken, “EMİNE” kökünden gelen emin olmak ise maddi /zahiri eminliği ifade ediyor.
Bunlar Kuran kavramlarının ince ayrıntılarıdır.Sizin hakikati öğrenme şevkiniz/ isteğinizden dolayı bu ayrıntıları vermek istedim. Kuran ayetlerini ya da ayetlerdeki kavramları araştırırken ya anlamaya çalışırken Kuran bütünlüğü içinde bakmanızı tavsiye ederim. Çünkü bir kavramın /kelimenin farklı anlamlarda kullanıldığı gibi , bir çok kelimenin de tek bir kavramı ifade ettiği de olmaktadır. Tefsir ilminde bu konuda bir ilim dalı vardır ve buna VUCUH ve NEZAİR adı verilir. Sırf bu konuda bir çok kitaplar basılmıştır. Kuran ayetlerini anlamaya çalışırken Türkçe mantıktan ziyade Arapça mantıkla anlamaya çalışmak daha faydalı olur. Arapça mantık derken bir kelimenin farklı anlamlarını göz önüne alarak demek istiyorum.Arapçada kelime hazinesi olarak dünyada en zengin dil olduğu belirtilir. 1,5 milyondan fazla kelime olduğu söylenir
Sözün özü; Kuranda iman edenleri , emin olanlar diye tercüme etmek İMAN kavramının anlamını daraltmak demektir. Kafir kelimesini de “Örten” diye tercüme de anlamı daraltmak demektir. Her dinin kendine mahsus oluşturmuş olduğu kavramlar vardır ve onları başka bir dile çevirirken dikkatli olmalı ve Kuran bütünlüğü içinde tercüme etmek gerekir
Allah samimi niyetle cehd edenleri/gayret edenleri yoluna ulaştıracağını ifade ediyor:
“Bizim uğurumuzda mücahede edenlere/ gayret edenlere gelince elbette biz onlara yollarımızı gösteririz ve şüphesiz ki Allah her halde muhsinlerle beraberdir” (Ankebut -68)
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim)
|