Padişahın biri kılıbıklıkla itham ediliyormuş. Sonra karar vermiş ki, kılıbıkları ve herkeste bir parça kılıbıklık var olduğunu ortaya çıkarayım. İki çadır kurdurmuş ve tellâl çıkartmış: “Ey ahâli! Padişahımız iki çadır kurdurdu. Bir çadıra kılıbık olanlar, diğer çadıra kılıbık olmayanlar girecek! Kılıbık olmayanlara kese kese altın ihsan edecek. Numara yapanlara ise cezâ verecek!”
Hurraaa, herkes kılıbık olanlar çadırına girmiş. Yalnız bir kişi kılıbık olmayanlar çadırına girmiş! Padişah demiş ki:
“Aferin sana, gel bakalım, al şu kese altınları. Nasıl başardın, onu bir anlat hele!”
“Valla Padişahım, bana hanım dedi ki, ‘Sakın kalabalığa karışma!’”
Kılıbıklıkla yardımı karıştırmamalıyız. Erkeğin hanımına yardım etmesi, Peygamberî bir ahlâktır. Çünkü, Hz. Muhammed (asm) hanımlarına yardım ederdi: Keçileri sağmış, giyeceklerini dikmiş, ayakkabılarını tamir etmiş, diğer ev işlerinde yardımcı olmuştur.
Yardımcı olmak başka bir şey, kılıbıklık başka bir şey! Kılıbıklık, hanımının rotasına girmektir!!!!