Peygamber (s.a.a) in durumu çok ağırlaşmıştı, başını Hz. Ali nin dizine koydu ve bayıldı. Fatıma (a.s) babasının nâzenin yüzüne bakıyor, göz yaşı döküyor ve şöyle diyordu: "Babamın bereketi ile rahmet yağmuru (vahiy) iniyordu. Öksüzlerin ve dul kadınların sığınağı idi."
Resulullah (s.a.v), Fatıma nın ağlama sesini işitince gözlerini açıp yavaş bir sesle:
"Aziz kızım! Şu ayeti oku: "Muhammed ancak bir resuldür. O ndan önce nice resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz?" Ölümün çaresi yoktur, bütün peygamberler öldüğü gibi ben de öleceğim. Fakat niçin millet, benim hedefimi sürdürmüyor ve geri dönmek istiyor?" buyurdu.
Bu sözler, Hz. Fatıma yı daha da ağlattı. Resul-i Ekrem (s.a.a) aziz kızının perişan halini ve ağlar gözlerini görünce, ona teselli vermek istedi. Bundan dolayı Fatıma ya: "Yakına gel" diye işaret etti. Başını babasına yaklaştırınca Peygamber (s.a.a) onun kulağına bir şeyler söyledi. Fatıma nın tebessüm ettiğini gördüler ve şaşırdılar. Sebebini sorduklarında; "Babam hayatta olduğu müddetçe sırrını kimseye söylemem" dedi.
Fatıma (a.s) babasının ölümünden sonra; "Babam kulağıma: ?Fatıma‘cığım, senin de ölümün yakındır; bana kavuşacak olan ilk kişi sensin buyurdu." dediğinde Hz. Fatıma nın tebessümünün sebebi anlaşılmış oldu..
Biharul Envar
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |