Konu Başlıkları: Esma-ül Hüsna/ Medineweb
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Kasım 2008, 20:22   Mesaj No:44

seydanur

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:seydanur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 4172
Üyelik T.: 29 Eylül 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 74
Konular: 17
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Esma-ül Hüsna

Esma-ül Hüsna


EL-KUDDÛS

"Zâtında, sıfatında, fiillerinde, isimlerinde, hükümlerinde her türlü lekeden, eksiklikten çok uzak, pek temiz."

"Her şaibeden münezzeh, çok temiz ve pak olan."

"Göklerdekiler ve yerdekiler, Melîk, Kuddûs, Azîz ve Hakîm olan ALLAH'ı tesbih ederler." [Cum'a: 62/1.]

ALLAH, maddeden, değişmekten, tesir altında kalmaktan, acizlikten,yardımcıya muhtaç olmaktan, bilmemekten, gücü yetmemekten, dilediğiniicra edememekten ve her türlü ayıptan çok yüksek, çok uzak olduğu gibi,kendisi hakkında beşer aklının ve hayalinin mahsulü olarak ortayaatılan her türlü sıfattarı, benzetmeden de münezzehtir.

Kuddûs isminin, selbî sıfatlarından 'muhalefet-ün lil havadis' sı;fatına dayandığı ifade edilmiştir.

Kuddûs isminin kâinattaki tecellîsi, sema yüzünden deniz yüzüne,çiçeklerden ormanlara kadar her şeyde mükemmel bir temizliğin hükümsürmesidir.

Nur Külliyatından bir hakikat dersi:

"İsm-i Kuddüs'ün cilve-i âzamından gelen tanzif ve nezafet, bütünkâinatın mevcudatını temizliyor, güzelleşti riyor. Beşerin bulaşık elikarışmamak şartıyla, hiçbir şeyde hakikî nezafetsizlik ve çirkinlikgörünmüyor." [Lem'alar.]

Bu isme karşı kulun vazifesi takdis ve teşbihtir. Takdis, 'ALLAH'ıkemâl sıfatlarla tavsif etmek'; teşbih ise 'noksan sıfatlardan tenzihetmek'tir. Meselâ 'ALLAH her şeye kadirdir' demek takdis; 'ALLAHacizlikten münezzehtir' demek tesbihtir.

Kuddûs ismi, ALLAH'ın bütün noksanlıklardan münezzeh ve mukaddesolduğunu ders vermekle, bizi temiz bir kul olmaya davet ederken, Kuddûsolan ALLAH'ın huzuruna selim bir kalb ve temiz bir bedenle çıkılması gerektiğini de ihtar eder.

"Kötü hasletler, bâtıl itikadlar, günahlar, bid'alar; manevî kirlerden olduklarını unutmamalıyız." [Lem'alar.]

Bir mü'min, şüphe ve tereddütlerden, bâtıl telakkilerden vehurafelerden ayıklanmış tertemiz bir itikada; gösterişten, riyadan vemenfaatten uzak ihlâslı bir ibadete ve her türlü kötü ahlâktan uzak birruha sahip olmak için gayret gösterdiği ölçüde bu mukaddes isimdenfeyiz alır. Bir günah işlediğinde derhal tövbe ederek o lekeyi ruhundansilmeye çalışır.

Kuddûs ismine mazhar olmanın bir yolu da, maddî temizliğe dikkat etmektir.

Buna göre, bir insan maddî temizliğe dikkat ettikçe kâinattaki paklığave temizliğe ayak uydurmuş olur, manevî temizliğine hassasiyetgösterdiği ölçüde de meleklere yaklaşır.

Nur Külliyatından harika bir tespit ile bu bahsi tamamlamak istiyorum:

"O dehşetli Cehennem fabrikası, sair vazifeleri içinde, âlem-i vücud kâinatını âlem-i adem pisliklerinden temizlettiriyor."
[Şualar.]

Buna göre, Kuddûs isminin azamî bir tecellisi de Cehennemde tahakkuk edecektir.

Mizanda günahları ağır basan mü'minler, bu günahlardan temizlenmeküzere Cehenneme gidecekler ve gerekli azabı tattıktan sonra tertemizolarak Cennete varacaklardır.

Küfür üzere ölenlere gelince, Kuddûs ismi onlarda da bir başka şekildetecelli edecek ve onları imansızlık kirlerinden temizleyecektir. Artıkhepsi Cehenneme ve meleklere inanacaklar ve bu dehşetli azaptankurtulmak için ALLAH'tan medet dileyeceklerlerdir. Ama bu geç kalmıştasdik, onları Cehennemden kurtarmaya yetmeyecektir.



ES-SELÂM

"Zâtı kusurdan, sıfatları noksanlıktan ve fiilleri serden salim olan." [İmam Gazâlî.]

"Mahlukatını her türlü tehlikelerden selâmete erdiren."

"Cennetteki kullarına selâm eden."

“O ALLAH ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selâm'dır. [Haşr: 59/23.]

ALLAH, Vacib-ül Vücud'dur, yani varlığı kendindendir ve yok olmaktan salimdir.

Kudreti sonsuzdur ve aciz kalmaktan salimdir. Bir başka kudretin, omutlak kudreti sınırlaması, icraatından men etmesi muhaldir.

Keza, ALLAH'ınbütün sıfatları değişikliğe uğramaktan da salimdirler. Yani, onlar içinbir noksanlaşma, bir farklılaşma, kaybolma, yok olma düşünülemez.

Ve ALLAH'ın bütün fiilleri mahlukatını selâmete erdirecek şekildecereyan eder. Bu fiiller, zulümden, aşırılıktan, hikmetsizliktenkısacası bütün noksanlıklardan ve yanlışlıklardan salimdirler. O ilâhîfiiller, kâinatın ilk tohumunu şu hazır hale salimen ulaştırdığı gibi,bütün nutfeleri, çekirdekleri ve yumurtaları da ilim ve hikmetiyleterbiye ederek kemâl noktalarına kavuşturur.

Canlı cansız her şeyi, yokluktan varlığa salimen çıkaran ALLAH,kendisine iman ederek istikamet üzere ömür süren kullarını da kabir vemahşer safhalarından salimen geçirerek 'Dârü's-Selâm' olan Cennetineulaştıracak ve orada bu bahtiyar kullarına 'Selâm' diye hitap etmekle,bütün dert ve çilelerden, hastalık ve musibetlerden salim bir hayatsüreceklerini müjdeleyecektir.

Bu müjdeye mahzar olmak isteyen bir kul, kalbini her türlü şüphelerden,aklını sapık fikirlerden, dilini yanlış sözlerden, midesini haramlokmadan, kısacası hem ruhunu, hem de bedenini sonu azap olacakşeylerden uzak tutmaya çalışacaktır. Zaten, Müslüman denilince,'ALLAH'a tam teslim olmakla bu selâmete erişmiş bahtiyar kul'

anlaşılır.

Selâm ismi, bizi Dârü's-Selâm'a çağırır ve o âleme uygun bir hayat geçirmemizi ihtar eder.



EL-MÜ'MİN

"Kendisine sığınanları emin kılan."

"Emniyet verici."

"Kullarını iman şerefiyle şereflendiren."

"Peygamberlerini doğrulayıp tasdik eden."

“O, ...Selâm'dır, Mü'min'dir, Müheymin'dir. [Haşr: 59/23.]

Bu ismin verdiği emniyet ile, insan kendi bedenindeki sayısız denecekkadar çok faaliyetin nizam ve intizamla yürüdüğünden emin olarak, başkaişlerle uğraşır. Ve yine, insanlar bu isme istinat ile, zemininkaymayacağından ve yıldızların düşmeyeceğinden emin olarak işlerini tambir emniyet içinde yürütürler.

İman şerefine erişen bir kul, "Her şeyin dizgini O'nun elinde; herşeyin hazinesi O'nun yanındadır" diyerek, ALLAH'a teslim olur vetevekkül eder. Kendisini, dünya musibetlerinden kabir azabına, mahşerindehşetinden Cehennem ateşine kadar her türlü tehlike ve zarardan ancakALLAH'ın emin kılabileceğine iman ederek, O'nun rızası üzere çalışır vehuzur bulur.

Bu ism-i şerifin, Selâm isminden sonra gelmesi de bu noktada ayrı bir önem taşır.

Nur Külliyatında bu yakın ilgi şöyle dile getirilir:

"İmana gel kî elemden emin olasın. Kadere teslim ol ki selâmette kalasın." [Mesnevî-i Nuriye.]

İmana gelen insan, hayır olsun şer olsun her şeyi ALLAH'ın yarattığınıbilir. ALLAH'ı hakiki mâlik bildiğinden mülk alemindeki hiçbirvarlıktan korkmaz.

Hastalıklara karşı Şâfi' ismine sığınır. Sebeplere teşebbüs niyetiyle,ilaçlarını kullansa da şifayı ALLAH'tan bekler ve neticeden emin olarakrahat eder. Bu netice en kötü ihtimalle ölümdür. Ölüm ise ALLAH'ınMümît isminin tecillisiyledir. ALLAH, Muhyî ismini tecelli ettirmeklehayat verdiği kulunu, ölüm hadisesiyle kabre gönderir. Ve kabir, imanehli için dünyadan daha güzeldir.

Kâinatın teşekkülünden kıyametin kopmasına, güneşin doğup batmasından,canlıların dünyaya gelip göçmelerine kadar bütün hadiseleri, ilâhîisimlerin tecellisi olarak seyreden bir mü'min, her türlü elemden eminolarak, dünyada Cennet hayatı yaşar.

Bu ismin tecellisiyle emniyet içinde yaşamak, sadece mü'min kullaramahsus değildir. Yuvasından çıkıp uçan bir kuş, rızık hususunda hiç birendişe taşımaz. Nereye gidip neler yapacağını önceden planlamaksızın,bir ilâhî ilham ile ve tam bir emniyet içinde rızkını arar ve bulur. Buhakikat bütün hayvanlar âlemi için de geçerlidir.
Alıntı ile Cevapla