Durumu: Medine No : 4172 Üyelik T.:
29 Eylül 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
74 Konular:
17 Beğenildi:1 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
| Cvp: Esma-ül Hüsna Esma-ül Hüsna EL-KÂBID / EL-BÂSIT Kâbıd: "Daraltıp sıkan." "Kıtlık veren" Basit; "Açıp genişlik veren." "Bollaştıran." “ALLAH, daraltır ve genişletir ve siz O'na döndürüleceksiniz ”. [Bakara: 2/245.] Bu iki isim hem madde, hem de mânâ âlemi için geçerlidir. Zenginliktegenişlik, fakirlikte darlık olduğu gibi, ilimde genişlik cehalettedarlık vardır. Bu iki mübarek ismin en büyük tecellileri, insanın kalb ve ruh âlemindekendini gösterir. Zira, ruh bedenden, mânâ da maddeden üstündür. Kulun, cüz'î iradesini Hakk'ın rızası istikametinde kullanmasıyla kalbve ruh âleminde bir genişlik hasıl olur. Aksi halde insan ruhîsıkıntılar, günümüz tabiriyle stresler içinde perişan olur. Tahkiki imanda genişlik, iman zafiyetinde ise darlık vardır. Tevekkülde genişlik, sabırsızlıkta darlık vardır. Affetmede genişlik, intikam hissinde darlık vardır. Cömertlikte genişlik, cimrilikte darlık vardır. Bununla birlikte buiki isim insanın manevî terakkisinin esasları olan 'havf ve reca' ileyani "ALLAH'ın kahrından korkmak ve rahme*tinden ümitli olmakla"yakından ilgilidir. Kâbıd ismi korkunun, Bâsıt ismi ise ümidin önemli bir kaynağıdır. Yani,mü'min olan insan hem ALLAH'ın celâl ve azametinden korkacak, kabirazabını ve Cehennemi sıkça hatırlayacak; hem de O'nun rahmet vemağfiretinden daima ümitli olacak ve ona göre amel edecektir. Kur'ân'ın hülasası olarak tarif edilen Fatiha sûresinde, havf ve recâsırayla işlenir, dolayısıyla da ruh ümitle korkuyu, ferahla darlığısırayla yaşar. 'Rabb'ül-âlemîn,' 'Rahman ve Rahîm' isimleri ruhu sevinçle, ümitle rahatlatır. 'Mâliki yevmiddin' kelamı ise ruhta korku ve endişe uyandırır. ‘İbadet ve yardım dileme' safhalarında ümitle korku iç içedir. 'İstikamet yoluna hidayet' istenmesi, ruh için büyük bir ümit ve saadet kapısıdır. Bu ümidi müteakip, 'mağdup' ve 'dallin' zümrelerinden olmanın korkusu ruhu sarar. Bir bitkinin, gece ve gündüzden ayrı faydalar görmesi gibi, bir mü'minde Kâbıd ve Bâsıt isimlerinin her birinden ayrı bir feyiz alır. İçinin sıkıldığı, karmaşık problemlerle kuşatıldığı, dünyanın kendisinedar geldiği anlarda, aczini ve fakrını daha iyi anlar; kulluk şuurundainkişaf olur. Ruhunun ferah ve sürurla dolu olduğu zamanlarda ise, bunu bir ilâhiikram ve ihsan olarak değerlendirip şükür vazifesini eda etmeyeçalışır. İnsan, bu dünya hayatında, sıkıcı ve ferahlatıcı nice olaylarla değişikimtihanlar geçirir. Hastalanır, sıhhate kavuşur. Üzülür, sevinir.Derken bu geniş dünyadan kabre göç eder. İmanla göçenler için o âlemdeBâsıt ismi tecelli eder ve kabir, ALLAH Resulünün(a.s.m.)ifadesiyle,'Cennet bahçelerinden bir bahçe' olur. İnanmayanlar için ise Kâbıd ismitecelli eder ve kabir, "Cehennem çukurlarından bir çukura" dönüşür,insanı sıkar durur. Ve bu yolculuğun sonu Cennet ve Cehennemle son bulur. Birincisinde her türlü genişlik, ikincisinde ise her türlü darlık vardır. EL-HÂFİD / ER-RÂFİ' Hâfıd: "Kâfirleri, asileri, mütekebbir ve zalimleri alçaltan. "Din düşmanlarını rahmetinden uzaklaştırıp ahirette zelil eden ve cezalandıran." Rafı': "Sevdiği kullarını yükselten." "Mü'minleri kendisine yaklaştırarak yücelten." "(O), alçaltan ve yüceltendir." [Vakıa: 56/3.] Bu iki ismin tecellisi de büyük çapta, kulun cüz'î iradesine bakıyor.İradelerini yanlış yolda kullanarak küfür ve isyan yoluna gireninsanlar, alçalmaya talip olmuşlar ve Hâfıd olan ALLAH da onlarıinançsız ve ahlâksız kılmakla alçaltmıştır. Bu alçalmanın ahirettekineticesi ise Cehennemde, zillet içinde azap çekmektir. İman, ibadet ve ahlâk yolunu tutanlar ise yükselmeye talip olmuşlar;Râfi' olan ALLAH da onları, salih bir kul yapmakla yükseltmiştir. Buyükselmenin ahiretteki neticesi ise Cennette ebedî saadete ermektir. Demek oluyor ki, alçalma da yükselme de öncelikle dünyadagerçekleşiyor; birincisi Hâfid, ikincisi ise Râfi' isminintecellileriyle. Dünya ahiretin tarlası olduğundan, bu yükseklik ahirette çok dahainkişaf ediyor; bu alçaklık ise çok daha aşağı dereceleri neticeveriyor. Kulun, Râfi' ismine mazhar olması, öncelikle iman, takva, salih amel vegüzel ahlâk yoluyla gerçekleşir. Bir de insanın başkalarını yükseltmeyeçalışması, onları imana ve islâm'a davet etmesi var ki, bu yol en büyükbir feyiz ve yükselme vesilesidir. Ayrıca, bir mü'min, islâm'ın ulviyetini kalplerde ve akıllardayerleştirdiği ölçüde kendisi de yükselir, Râfi' ismine mazhar olur.İslâm'a zıt görüşleri, bâtıl inançları, yanlış fikirleri çürütüpaşağıladığı nisbette de Hâfid isminden ayrı bir feyiz alır. |