Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 Arkadaşları:20 Cinsiyet:Erkek Memleket:ANKARA Yaş:56 Mesaj:
6.134 Konular:
555 Beğenildi:1087 Beğendi:252 Takdirleri:10770 Takdir Et:
| Öncelikle verdiğiniz hadise göz atalım:
عنْ أبي هُريرةَ ، رضي اللَّه عنْهُ ، أنَّ رسُولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قالَ : يقُولُ اللَّه تَعالى « أَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِي بِي ، وأنا مَعَهُ إذا ذَكَرَنِي ، فَإِنْ ذَكَرَنِي فِي نَفْسِهِ ، ذَكَرْتُهُ في نَفسِي ، وإنْ ذَكَرَني في ملإٍ ، ذكَرتُهُ في ملإٍ خَيْرٍ منْهُمْ » متَّفقٌ عليهِ .
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Ben kulumun zannı indindeyim/ katındayım.. Beni zikrettiği zaman onunla beraberim. Eğer beni yalnız başına anarsa, ben de onu yalnız anarım. Şayet beni bir toplulukla beraber anarsa, ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.”
(Buhârî, Tevhîd 15; Müslim, Zikir 2, 19, 50; Tevbe 1)
Bu hadisi bütün olarak ele almak gerekiyor. Kul Allah’ı hatırladığı zaman, Allah’ın onun yanında olacağını ifade ediyor. Allah’ı her daim hatırda tutmanın, gerek fert olarak nefsinde , gerekse toplum içinde anması / zikir etmesi gerektiğini belirtiyor. Zikir derken burada insanların bir araya gelip de “Allah , Allah , Hu , Hu “ gibi toplu zikir ritüelleri akla gelmesin. Zikir , yaptığımız işlerde “ Bu işe Allah ne der? , Allah bu konuda bizden ne yapmamızı istiyor? “ diye düşünerek amelleri Allah’ın istediği gibi yapmaktır, helalleri işlemek , haramlardan ise sakınmak, kaçınmaktır. Kişi kumar oynarken , içki içerken veya fahşa hareketler yaparken hemen aklına Allah’ın bunu yasakladığı aklına gelip de tevbe ederse ve Allah’tan af dilerse işte o zaman Allah’ı zikretmiş olur. Yoksa kişi bankadan kredi çekerken besmele çekerek , dualar okuyarak , kendince zikir ederek / tesbih çekerek krediye imza atarsa bu kişi bırakın Allahı zikretmeyi , Allah isyan etmiştir. Bu konu hakkında daha çok şeyler söylenebilir, fazla uzatmaya gerek yok. Biz asıl soruya gelelim
Öncelikle ZAN nedir, Kuran zannı nasıl tanımlıyor?
Zan şu anlamlara gelir:
1-Gerçeğini bilmeden ihtimal üzerine hüküm verme, bu yolda verilen hüküm, sanı. Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez. ( Necm-28)
2-Şüphe, kuruntu, işkil “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın...” (Hucurat -12)
Zan kelimesi Arapçada “YAKİN” kelimesinin zıddıdır.
Fıkıh ve fıkıh usulünde zan, “Bir şeyin mahiyeti konusunda mümkün durumlardan birinin ağır basmasıyla oluşan sübjektif kanaat” anlamına gelir. Şek, zan, vehim -farklı düzeylerde de olsa- bir şeyi tam olarak bilememe, ne olduğuna kesin karar verememe durumunu ifade eder ve çoğunlukla birbiriyle bağlantılı şekilde tanımlanmıştır.
Akaid konularında ZANNIN muteber olmadığı hususunda İslâm âlimleri arasında görüş birliği vardır. Fıkhın amelî konularında ise zannın muteber kabul edildiği, bu konulardaki zann-ı gālibin yakīn mesabesinde sayılması gerektiği İslâm âlimlerince yaygın kabul görmüştür.
Zan, Kuranda 26 yerde geçer. Bir kaçını yazalım:
“Bunların bir de ümmî (okuma yazması olmayan) kısmı vardır, kitabı bilmezler, ancak birtakım kuruntu yığınına, boş saplantılara kapılır ve zan içinde dolaşır dururlar.” (Bakara-78) “Onlar sadece zanna uyuyorlar” ( Âl-i İmran-154)
“Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyarlar ve saçmalarlar.” (En’am -116)
“Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir.” (Yunus-36)
Daha buna benzer bir çok ayet var. Kişi “Yaptığım her dua mutlak kabul edilecek “ diye anlayışta olursa ve kabul edilmezse o zaman bazı problemli sorunlar ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Kişi Allah’tan duasının kabul edilmesini umar , Allah’tan ister ama kabul edilip edilmeyeceğini sadece Allah bilir. İnsan , dua ettiği zaman sadece dil ile yapmaz , FİİLİ DUA yapmalıdır ki duası kabul olsun. İslam alimleri duanın kabulü için bazı şartlar ortaya koymuşlardır. Ayrıca duası kabul olacak/ ted olunmayacak kimselerden hadislerde geçmektedir. Mesela:
“Oruçlunun duası”
“Anne-babanın, yolcunun , mazlumun”
“Çok zikreden, mazlum ve adil idareci”
Bu açıklamalardan anlaşıldığına göre sizin zan hakkındaki görüşünüze katılmadığımı ifade ediyorum. Allahın her duaya icabet etmesiyle kabul etmesi aynı anlamda olmadığını tekraren belirtmem gerekiyor.
Zan ile aklıma Kurandan bir örnek geldi.
Yahudiler , cehennemde kalmayacaklarını ve ateşin onlara az bir süre dokunacağını söylüyorlardı da Allah onlara zanlarının yanlış olduğunu söylüyordu:
“Bir de dediler ki: “Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır.” Sen onlara de ki: “siz bunun için Allah’tan söz mü aldınız? –Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa Allah’a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır”.” (Bakara (2)/80-81)
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim)
|