Niyet muhasebesi yapılırken şu beş temel ilkeye dikkat edilmesi gerekir:
1. Niyet, ne yaptığını bilmek olduğu gibi, kimin için ve ne için yaptığını da bilmek demektir. Namaz kılıyoruz, kimin için kılıyoruz? Farz namazlara riya girmez. Ama nafile namazlara riya girer, dolayısıyla nafile namazlarımızı evde kimsenin görmediği yerde kılmalıyız. Amellerimize bakıp neyi, kimin için yaptığımıza çok dikkat etmeliyiz. Yaptığımız amelleri bilinçli ve şuurlu yapmalıyız. Bilinçli ve şuurlu yaşayan insana Allah iki şey verir: Bunlardan ilki firaset ve ikincisi de basirettir.
2. Niyette, yüzün sadece Allah’a ve ahirete dönük olması gerekir. Eğer böyle yaşarsak Allah yâr, cennet diyar olur. Eğer böyle yaşamazsak şeytan yâr, cehennem diyar olur. Allah muhafaza etsin.
3. Müminin niyeti amelinden hayırlıdır. Niyeti yüce olan, o ameli işlemeye güç yetiremese bile niyetinin karşılığını alacaktır. Mesela her sabah evinden çıkan bir kişi, “Ben bugün bu canımı Allah yolunda feda edeceğim.” diye niyet ederek çıksa, akşam evine bu amacına kavuşamadan dönse bile, yine o gün Allah yolunda cihat etmiş gibi sevap alarak evine dönecektir. Her sabah dükkânının kapısını selim bir niyetle açan bir kişi, dükkânında yaptığı alışveriş sonunda sevap kazanarak evine döner.
4. İnsan, niyet okumalıdır. Ama okuyacağı niyet sadece ve sadece kendi niyeti olmalıdır. Başkalarının niyetini okumaya kalkışmak doğru değildir. Çünkü başkalarının niyetini ancak Allah bilir. Başkalarının niyetini okumaya kalkan kişi, Allah’ın alanına müdahale etmiş, Allah’ın işine soyunmuş demektir.
5. Niyetin selimiyeti gayretullahı harekete geçiren en önemli vesiledir. Eğer niyet selimse, Allah az amele çok sevap verir ve o işe rahmet, bereket katar. Eğer niyet selim değilse, çok amel yapılsa dahi hiçbir karşılık alınamaz. (Kay:Diyanet Avrupa Aylık Dergi Ocak 2010 sayısı)
|