Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03 Kasım 2019, 13:09   Mesaj No:14

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:44
Mesaj: 12.481
Konular: 1316
Beğenildi:12564
Beğendi:9271
Takdirleri:28724
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
Mutercim Üyemizden Alıntı Mesajı göster
İslam Ahlak Esasları



1.Ünite


*islam ahlakı, islam dininin bir parçası mütemmim cüzüdür.Yani tamamlayıcı
parçası.

*Hz.Peygamberin insanlığa öğrettiği hayat düzenine DİN denir.

*Arapçada din kelimesi ile borç anlamındaki "deyn" kelimesinin yazılışı
aynıdır.

*Klasik ahlak eserlerinde 3 sorun ele alınmıştır.

-Ahlaki davranışın kuralları zikredilmiştir.
-Bu kuralların uygulanış şekli, yaşanmış örnekler üzerinden
gösterilmiştir.
-Ahlaki eğitimin amacı ahlaklı davranmayı bir meleke haline getirmektir.

*İki türlü ahlak anlayışı söz konusur.

-faziletlerin kazanışması ve faziletli olma olarak ahlak..
-kurallı yaşama ve kurallara uygun davranma olarak ahlak...

*zevi'l ukul: Akıl sahipleri demektir.

*ihtiyar:hayrı iyiyi varlığa yakın olanı tercihe yatkınlık

*hüsn-ü ihtiyar:kendisindeki hayır cihetini keşfetmesi.

*mütemim cüz:tamamlayıcı parça..

*Ahlaki terim ve kavramlar ile ahlaki önermelerin anlamı ve birbiri ile
irtibatını bunların nasıl temellendirildiğini inceleyen bilim dalına AHLAK
FELFESİ denilir.

*Ahlak kavramının değerlendirme alanına giren alanlar:
-insan davranışları
-meslek ilkeleri
-genel hayat tarzı
-davranışlar üzerinde yapılan felsefi araştırmalar.

*insanın ahlaki seçimlerini yaparken göz önünde bulundurduğu değer ile
ilkelerin oluşturduğu çevreye zihinsel çevre denir..



2.Ünite



*Davranış düzenleri arasında makul bir tercih yapılamayacağını, iddia eden
insanların bütün kararlarının nihai olarak eşdeğer olduğunu savunan bu
tavra AHLAKİ GÖRECELİK/AHLAKİ RÖLATİVİZM denir.

*İslam ahlakının temelinde Kuranı kerim hz.peygamberin uygulamaları ve
sahabelerin buna fiili ve kavli şahadetinin muhtelif cihetinden kaynak
değeri vardır.

*Kaynak kavramı:bir varoluş düzeni olarak islam ahlakının kökeni aslı ve
varlık sebebini ifade eder.

*İnsan yetiştirme sürecinde sadece şeyleri ve nesneleri değil aynı zamanda
neyin nasıl yapılacağıda öğrenilir.

*İslam ahlakının kaynağı vahiydir.

*Ahlak alanın ilim haline getirilme süreci.

-rivayetlerin tasnifi
-buradan kuralların çıkarılması
-rivayetler ile kurallar arasındaki irtibatı kurmanın makul yolu-yönetmini
müzakere edilerek ortaya konulmasıdır..

*Ahlak ilminin vazifesi..

-bütün rivayet ve veriler önce TASNİF edilir
-Sonra bunlar fasıllara ayrılarak TAFSİL edilir.
-Rivayet ve verilerin anlaşılması aşamasınada TAHSİL denilir.

*İslam ahlakının ana kaynağı akıl ve nakildir.



3.Ünite



*Ahlakın temel kavramlarını ilkelerini ve kurallarını temellendiren
düzenli ve tutarlı açıklamalara AHLAK TEORİSİ denir.

*İslam Ahlak teorileri 3 kısma ayrılır.
-Kuralcı ahlak teorileri
-Karakterci ahlak teorileri

*Nassi Ahlak teorisinde nasslarda doğru ve yanlış için pek çok terim
kullanılır. hayır , birr kıst iksat adl hakk ma'ruf ve takva...doğru
fiiller genelde salihat yanlış ve günah fiillerde seyyiat olarak
isimlendirilir...

*Mutezile öğretisindeki 5 esas prensib.
-tevhid -emir bil maruf/nehiy anil münker
-adalet -vaad ve vaid (Allahın iyilk yapanları mükafatlandırma kötülük
yapanları cezalandıması zorunludur)
-menzile beynel menzilleteyn:büyük günah işleyenler ne müslüman nede kafir
sayılırlar.bu ikisi arasında bir konumdadırlar.Ahirette ne cennete ne
cehenneme giderler Araf denilen yerde ikisi arasında kalırlar.

*Mutezileye göre bilgi 2 ye ayrılır.
-zaruri bilgi
-müktesab bilgi

*İstitaat: bir fiili yapma yada terk etme gücünü ifade eder.

*Ebul hasan ek elari mutezileye 3 ana melekede karşı çıkmıştı
-halkul kuran-kuranı kerimin yaratılması
-ruyetullah:Allahın görülmesi
-kulların fiileri

*Eşariye göre insan fiilerin yaratıcı değildir .Hayır ve şerrin yaratıcısı
Allahtır.

*Eşariye göre fiil failin yoktan kasıtlı olarak varoluşa geçirdiği şeydir.
bunu gerçekleştiren failde Allahtır.

*Eşari insanın ahlaki sorumluluğunu önce yaratılmış olan kazanma gücü yani
KESB ile açıklamaktadır.

*mutezileye göre insan kendi fiillerinin yaratıcısıdır.Eşariliğe göre
değildir insan Allahın yarattığı fiillerin kesbeder.

*Mutezileye göre insan aklının ahlaki değerler hakkındaki bilgisi
zorunludur.Bilgiler grubuna girer. yani insan aklıyla iyi ve kötüyü bilir.
eşarilikte ise insan ahlaki değerleri sadece vahiy yoluyla bilebilir.

*maturudi mezhebine göre Ahlaki olanlarda dahil insan fiileri bir yönden
Allaha ait diğer yöndende insana aittir.İnsan fiillerini Allah yaratır
insanda bu fiileri kesbeder yani kazanır.

*maturudi ahlak teorisinde ahlak fiileri ikiye ayrılır.
-kendinde iyi veya kötü olanlar
- bir ihtiyaca duruma başlangıç yada sonuca göre iyi veya kötü olanlar

*Ahlak islam filozofların göre 3 ana konu üzerinden açıklanır.
-tedbirül menazil siyasetül müdün

*filozoflara göre iyi 3 gruba ayrılır.
-kendiliğinden iyi mesela mutluluk gibi..
-başka bir şey için yani vasıta olarak iyi servet gibi..
-hem vasıta hemde gaye olarak iyi mesela bilgi gibi...

*tasavvufta fakr insanın hiçbirşeye sahip olmaması değil hiçbirşeyin
insana sahip olmamasıdır.

*hürriyet anlayışı filozof ve kelamcılara göre hürriyet ahlakın hareket
noktası sufilere göre ise ahlakın gayesidir.


4.Ünite


*Kuranı kerimde yerküreyi ifade etmek için ARZ kelimesi kullanılır..

*İnsanların sorumlu ve özel bir varlık haline getirildiğini ifade eden
kavramlar eşref-i mahlukat (yaratılmışların en şereflisi) ve halifetullah
fil arz (yeryüzünde Allahın halifesi) tabiri kullanılır.

*İnsan kendi kendine zulmedebilir.

*İnsan Allahın isim ve sıfatlarının tecelligahı olması demek insanın bu
dünyada düzen kurarak arzı imar edebilme gücüne sahip olması anlamına
gelir.

*İslam dininde mekasidü'ş şeri'a olarak ifade edilen 5 maksad hep
muhafazaya işaret eder..
bunlar:
-aklı muhafaza
-dini muhafaza
-nefsi muhafaza
-nesli muhafaza
-malı muhafaza

*ahlakın EN TEMEL kavramı iyi ve kötüdür.

*Kuranı kerimde iyiyi ifade eden tabirler :birr , hasene , maruf

*Kuranı kerimde kötü ifade eden tabirler: ism, seyyie, münker

*kelam eserlerinde iyi ve kötü hüsün ve kubuh olarak bazende hayr ve şer
olarak ele alınmıştır.

*Hz.peygamberde en güzel örnek vardır cümlesi islam ahlakının bir
ilkesidir.

*İnsan yeryüzünde Allahın halifesidir.


5.Ünite


*fazilet ve rezilet kavramları gerçekte iyi ve kötü kelimelerine tekabül
etmektedir

*İnsanın muhtelif kabiliyetleri vardır ve bu kabiliyetler doğuşta KUVVE
olarak yani potansiyel olarak mevcutturlar.

*İnsan müslüman filozoflara göre 3 ayrı nefsi birbirinden ayırırlar.
-nebati/bitkisel nefis
-hayvani nefis
-insani nefis

*insanın sırf nutuk/konuşma ve düşünme cihetini dikkate alarak insani
nefsin bu cihetine MELEKİ NEFİS denilir.

*bilme/öğrenme kabiliyeti olarak isimlendirilen konuşma /düşünme
kabiliyetine NATIK NEFİS denir.

*İnsanda 3 nefis birlikte bulunur.
-nebati
-hayvani
-meleki

* - nebati nefis:şehevi kuvve
-hayvani nefis:gadabi kuvve
-meleki nefis:nutuk kuvve

*insani nefsin 2 gücü vardır
-idrak gücü
-hareket ettirici güç

*idrak gücünün 2 görünümü vardır
-nazari güç
-ameli güç


*nazari güç itidalli olursa HİKMET meydana gelir...

*Ameli güç itidalli olursa ADALET meydana gelir...

*Hareket ettirici gücün 2 görünümü vardır..
-arzu gücü /şehvet
-saldırgan güç/gazap

*Arzu gücü / şehvet itidalli olursa İFFET meydana gelir.

*Saldırgan güç itidalli olursa CESARET meydana gelir.

*Hikmet eşya hakkın bilgi edinme gücüne özgü erdemdir.

*Adalet ve vahdet kavramı arasındaki derin bağlantoya işaret eden islam
ahlakçısı İBN MİSKEVEYH'Tir.

*İbni rüşd'e göre erdem ve adalet aynı noktada kesişir.

*ülfet:uzlaşma kaynaşma demektir.

*islam ahlakında adalet erdeminin zıddı ZÜLUM 'dür.

*İslam ahlakında erdemlerin temel amacı SAADET'tir.

*Yusuf Has Hacibin mutluluk bilgisi olarak kaleme aldığı eserin adı
KUTADGU BİLİG'dir.


6.Ünite


Dört temel erdemin zıddı rezilet olarak görülebileceği gibi; onların
aşırısı ve azlığı da rezilet olarak değerlendirilmektedir. Böylece asıl
varlık, tam olana yani esasa verilmektedir. Varlıktan eksiklik bir tür
yoksunluk yani rezilet olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bazı islam
ahlâkçıları faziletlerin zıddının değil de, onların eksikliği ve
aşırılığının rezilet olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerler.

Rezilet sahibi kişilerin bulunduğu toplulukta fitne ve fesat çıkar. Bütün
faziletler güzel iş ve davranışlardan ibarettir. Bu islam getirdiği
prensiplerle Müslümanları faziletli insanlar yapmaya çalışmış böylece
onlardan insanlığa örnek ve önder bir topluluk vücuda getirmek istemiştir.
Erdemli şehir ve erdemli toplum anlayışının temelinde de bu ahlâk
düşüncesi yatmaktadır. Yine erdemsiz toplumlar, rezilet özelliğini haiz
yönetici ve bireylerden müteşekkildir.

Bedensel hastalıklar bedensel tıp ile tedavi edildiği gibi nefisten ve
nefsin alışkanlıklarından kaynaklanan hastalıklar ahlâk ilmi yani ruhanî
tıp ile tedavi edilmelidir.

Adalet erdemi ile "tevhid" ve ibadetler arasındaki ilişki reziletlerin
tedavisi konusunda da ipucu verebilir. İman ruhun aydınlanması için en
önemli ışıktır. İbadetler de sınırları bulmada, orta yolu tesis etmede,
kısaca adaleti gerçekleştirmede en önemli kılavuzdur.


7.Ünite


I. Peygamberimiz, evlenecek olan şahıslara evlenecekleri adaylarda zenginlik, asalet ve güzellikten önce, ahlak güzelliği ve dindarlık aramalarını tavsiye etmiştir. (Buhari Nikah 16)
II. Dinimize göre, bir erkek bir kıza talip olduğunda, o sonuçlanmadan o kıza başka birinin talip olması doğru değildir.
III. Nişanlılık, tarafların birbirini daha iyi tanımalarına yönelik, evliliğe hazırlık dönemidir.Bu dönemde nişanlılar evli gibi yaşayamazlar.Aralarında dini nikahta kıyılması doğru değildir. Nişanlı iken ayrılmaları durumunda bu nikah dini ve ahlaki problemlere neden olur. Doğrusu; dini nikahın resmi nikahtan sonra yapılmasıdır.Ülkemizdede uygulama bu yöndedir.
IV. Peygamber efendimiz evlilik konusunda evlenecek olanların birbirine denk olmasını tavsiye etmiştir. (Tirmizi mevakit 13 ; Ahmet b. Hanbel, Müsned 1, 105)
V. Nefsin üç gücü : Arzu(şehvet),öfke(gazap) ve düşünme gücü
VI. Dinimizde ibadetlerin amacı Takva dır. Takva, genelde Allah korkusu olarak tanımlanır. Aslında Takva yı ‘’ bir müminde Allah ın sevgisini kaybetme korku ve endişesi olarak’’ şeklinde tanımlamak daha doğrudur.
VII. ‘’(Ve o kullar):Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! Derler.’’ (Furkan/25:74) Görüldüğü gibi ayetin sonu bizi takva sahiplerine önder kıl şeklinde bitmektedir. Yani bu evlilik bu beraberlik sayesinde bizi takva sahiplerine önder yap. Bu ifadeden, tıpkı diğer ibadetler gibi evliliğin amacının ‘’TAKVA’’ olduğu anlaşılmaktadır. VIII. Aile bağına Neseb denir
IX. Dinimiz doğum anında vefat eden bir kadını Şehit kabul etmiştir
. X. Durkheim ailenin ‘’ahlaki bir temele dayanan beraberlik’’ olduğunu ifade eder.
XI. Toplumun çekirdeği olan aile ahlak mektebidir
. XII. Ailenin üzerine kurulduğu ahlaki değerler : Karşılıklı sevgi ve saygı – Paylaşım – Namus ve iffet – Sorumluluk bilinci – Sadakat ve vefa – Samimiyet ve iyi niyet
. XIII. ‘’ Hele bir deneyelim bakalım anlaşabilirsek devam ederiz’’ yaklaşımı samimi ve iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Böyle bir düşünceyle aile yuvası kurulmaz
. XIV. Kur’an-ı Kerim’de hiçbir yerde çocuklarınızı seviniz şeklinde bir buyruğa raslanmaz. Ama anne babaya saygı emri farklı bağlamlarda tekrarlanır
. XV. Peygamber (sav) efendimiz, büyük günahların en büyüğünün ‘’ Allah’a şirk koşmak ve ana-babaya isyan etmek’’ olduğunu söylemiştir. (Buhari ‘’Edeb’’,6)
XVI. Çocukların anne baba üzerindeki hakları: Güzel bir isim sahibi olmak- Eşit muamele görme hakkı- Maddi ihtiyaçların karşılanması- Manevi ihtiyaçların karşılanması- Eğitim hakkı- Çocuk önünde pratik örnekler bulabilme.
XVII. Kardeşlerin birbiri üzerindeki hakları: Sevgi saygı,koruyup gözetmek ve birbirlerinin hakkına riayet etmek – Kıskanmamak – Büyük kardeşler küçük kardeşlere örnek olmalı – Aralarında dayanışma, birlik ve beraberlik.




8.Ünite


1. Felsefi antropoloji insanı biyopsişik bir varlık olarak niteler
. 2. Ahlak Kant olmak üzere birçok ahlakçıya göre bir görevler ilmidir.
3. Üns ; ünsiyet etmek, başkalarıyla ilişki kurmak, insanlarla beraber yaşamak demektir. İnsan kavram olarak bile üns kökünden türemiştir
. 4. Aristoya göre insan iyi geçinmeye yetenekli yani yaratılıştan medeni bir varlıktır.Ona göre insan nisyan(unutma) kökünden değil üns kökünden olduğunu söyler.
5. İnsan sorumluluklarını bilip başkalarıyla iyi geçindiği oranda yetkin insandır
. 6. Temeddün kavramı da çeşitli mesleklere mensup insanların ihtiyaçlarını yardımlaşarak karşılamak suretiyle bir arada yaşadıkları yer anlamındaki Medine den türemiştir.
7. Toplumsal hayatta da insan ilişkilerini düzenleyen din hukuk ve ahlaktır.Üç kişinin oturduğu bir masaya iki bardak çay geldiğinde o iki bardak masanın üzerinde kişilerin önünde birkaç defa gider gelir. Üçü de çayı birbirine ikram etmekte arkadaşını kendisine tercih etmektedir: ‘’ Buyurun siz için ben biraz sonra gelecek olanı alırım . ‘’ İsar dediğimiz şey işte budur.
8. İslam ın özel anlamıda ‘’sırat-ı müstakim’’ (doğru yol) dir
. 9. Kant da ahlaki emirleri ‘’ şartlı (hipotetik ) ve şartsız (katagorik) emir ‘’ şeklinde ikiye ayırırken , ahlakta şartsız emrin önemli olduğunu vurgulamıştır.
10. Vakıflar devlet elinin uzanamadığı konularda devletin yükünü hafifletmek sosyal yapıyı güçlendirmek ve sosyal adaleti gerçekleştirmek gayesiyle kurulmuş hayır kurumları kamu hizmetinin ve yatırımlarının tamamlayıcısı olan sivil yapılanmalardır.
11. İslam kavramının kökü olan silm huzur barış esenlik ve güvenlik demektir.
12. İslam kardeşliği, Kur’an-ı Kerim in ve Hz Peygamber in daha özel vurgu yaptığı ve üzerinde ısrarla durduğu ‘’ inanç kardeşliğidir’’.
13. Kur’an-ı Kerim in Hucurak suresinde bir bakıma İslam kardeşliğinin ilkeleri özet olarak ortaya konur.
14. Akrabalarımızla olan ilişki , İslam dini litaratüründe ‘’sıla – i rahim ‘’ kavramı ile ifade edilir. Akrabalık bağı demektir.
15. Aile ve akrabalarımızdan sonra yakın ilişki içinde bulunduğumuz kişiler komşularımızdır.
16. Kindi ve ibn miskeveyn e göre dost kavramı : Sen demek olan bir başkası dır
17. Aristo ‘’insan iyi durumda da kötü durumdada dosta ihtiyaç hisseder.




9.Ünite


1. Batı dünyasında 1960 lardan itibaren özellikle önemsenmeye ve sadece dini ve felsefi bağlamında değil özellikle iktisadi ve idari bilimler alanında bağımsız bir araştırma konusu ve hatta disiplin olarak gelişmeye başlamıştır.
2. Ülkemizde de 2000 lerden itibaren işletme ve benzeri fakultelerde iş ahlakı dersleri okutulmaya ve bu konuda değerli eserler verilmeye başlanmıştır.
3. TEDMER tarafından şirketlerin üst düzey yöneticileri üzerinde yapılan Etik Barometre Araştırması na katılanlardan % 49,4 ü Türk iş dünyasının etik olmadığına inanmaktadır. Etik konusunda en fazla yol katetmiş sektörler olarak bankacılık ve finans % 63 ile ilk sırada yer alırken inşaat ve tekstil %1,2 lerde kalmaktadır.Etik konusunda yerli ve yabancı firmaların karşılaştırılmasında da üzücü bir sonuç ortaya çıkmakta, katılanların %81,3 ü yabancı firmaları daha etik bulmaktadır.
4. Etik kelimesi köken olarak Eski Yunan'a kadar gider Ahlak, ahlakla ilgili demektir ama aralarında farklar vardır. Ahlak ve Etik arasındaki fark : Etik daha çok ahlak üzerinde konuşur, sorgular, tartışır, düşünür, yargılar, Ahlak yöresel, Etik evrenseldir. Evrensel kabul gören kurallardır.( kitapta yazmıyor m.e.b sayfasından alıntı)
5. Gazali çalışma ticaret yapma kazanç sahibi olma gibi hususları epey övdükten sonra şöyle der : biz ticaretin mutlak şekilde her şeyden üstün olduğunu söylüyor değiliz.Ancak ticaret : a- Ya geçim için b- ya servet edinmek için c- yada geçimin biraz üstünde bir gelir sağlamak amacıyla yapılır.Hayır hasenat düşünülmeden sırf malı çoğaltmak ve mal biriktirmek için ihtiyaç fazlası mal teminie çalışmak yerilmiştir.
6. Önemli olan malın tam anlamıyla iyi niyetle ve helal yoldan kazanılmış olması ve kazandıktan sonra yapılması gereken zekatını sadakasını verme gibi hukuki ve ahlaki gereklerinin de yerine getiriliyor olmasıdır.
7. Hz Adem çiftcilerin, Hz Nuh marangozların , Hz Yusuf ekonomistlerin, Hz Davut el sanatçılarının Hz İsa tabiplerin Hz İbrahim ve Hz Muhammed (sav) tüccarların piri ver öerneği idi. Hz Ebu Bekir hububat maddeleri satarak geçinir Hz Ömer dericilikle uğraşırdı 8. İslam ahlakını özetleyen iki temel kavramın haramdan sakınmak ve helal kazanç kavramları olduğunu söylemek mümkündür. 9. İslam iş ahlakında aldatmama ve aldatılmamaya yönelik öğütlerden biride alış veriş esnasından yemin etmenin hoş görülmemesidir. 10. Gazalinin de belirttiği üzere ticaretle uğraşan kişiye dünyevi çalışmaları ahreti unutturmamalıdır.
11. İbn Haldun ‘ un işcilerde bulunması gereken erdemlerle ilgili en fazla liyakat ve güven üzerinde durduğu anlaşılmaktadır.
12. İbn Miskenveyn e göre eğer toplum halinde yaşayan insanlar birbirlerini seven kişilerse birbirlerine karşı adaletli davranırlar ve aralarında hiçbir anlaşmazlık ortaya çıkmaz.
13. Nasuriddin tusi ye göre de sevgi adaletten üstündür hatta adalete ihtiyaç insanlar arasındaki sevgi yoksunluğundandır.

14. Kınalızadeye göre hizmetçiler veya işciler içinde sevgi her şeyden önce gelir.

15. Gazaliye göre insanlar 3 sınıfa ayrılır : 1- Dünya için çalışırken ahretini tamamen unutanlar. Bunlar helak olanlar arasında değerlendirilir. 2- Ahiret kaygısı yüzünden dünya geçimini umursamayanlar, Bunlar kurtuluşa erenler gurubuna girer. 3- Ahireti elde etmek için dünya geçimini dikkate alanlardır ki ölçülü davranan grup olup orta yolu izleyenler arasında mütalaa edilirler.
16. Aristotales e göre insanın erdemi insanın iyi olmasını ve kendi işini iyi gerçekleştirmesini sağlayan huy olmalıdır.
17. İfrat ve tefirt i İslam dini ve dolayısıyla ahlakın da da klasik dönemin felsefi ahlakında da yanlış olan ve ahlaki bulunmayan tutum ve davranışlardırç
18. Erdem ekonomi ilişkisinde minimum düzeyin pusulası kendin için istediğini kardeşin/başkası içinde iste kendin için istemediğini kardeşin / başkası içinde isteme buyruğudur. En öncelikli erdemler hak ve adalettir.
19. Erdem ekonomi ilişkisinde mutedil düzey in ana ilkesi faydalılık ilkesi faydalı olma kuralıdır.en öncelikli erdemleri güven ve iyilik severliktir.
20. Erdem ekonomi ilişkisinde maksimum düzey için arzu edilen şey işcinin işvereni, işverenin işcisini ver her ikisinin de yaptıkları işi ve iş arkadaşlarını azami derecede sevmeleridir.en Önemli erdemleri merhamet ve sevgidir.


10.Ünite


Çevre ahlakının ele aldığı konularla ilgili yaklaşık 500 ayet vardır. İbn Miskeveyn in Ahlakı olgunlaştırma adlı eserinde ‘’Bitkiyi cansızlardan üstün kılan özellik ‘’ ve ‘’ hayvanların dereceleri ‘’ gibi bölüm başlıklarına rastlanırken , Ahmet Hamdi Aksekini ‘nin Ahlak ilmi ve İslam ahlakı adı kitabında ‘’Hayvanlara şefkat’’ gibi bölüm başlıkları vardır. Çevre konusunun bağımsız bir ahlak disiplini haline gelmesinin çevre sorunlarının küresel bir kriz halini aldığı 20. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren başladığı bilinir. Çevre sorunlarının kaynağı çevre değil insandır. Yüzeysel ekolojiye göre bitki ve hayvan türleri gibi doğal çeşitlilik insanın kullanabileceği bir kaynak olarak yararlı görülürken ve korunması gerektiği savunulurken, derin ekolojiye göre doğal çeşitliliğinin her bir öğesinin insana sağladığı yarardan bağımsız olarak kendi özsel değeri vardır ve onlar bundan dolayı korunmalıdır. Yine örneğin çevre kirliliği, yüzeysel ekolojiye göre ekonomik büyümeyi tehdit ediyorsa azaltılmalıdır ; oysa derin ekolojiye göre çevre kirliliğinin azaltılması ekonomik büyümeden daha önce gelir ve buna bakılmaksızın azaltılmalıdır.

YARARLILIK (MENFAAT) KURAMI : İnsanın yarar ve zararıdır. Bu kuram büyük ölçüde insan merkezi (antroposentrik ) denilebilecek bir kuramdır. 2 temel ilkesi nimet ve ayet tir. NİMET İLKESİ ’ ÇEVRE NİMETTİR ‘ :çevremizdeki varlıklar bizim için birer nimet ihtiyaçlarımızı karşılamaya ve kendilerinden istifade etmemize yönelik birer kaynaktır. Yerdeki gökteki bu nimetlerin sadece insanlar için değil, bütün canlılar içindir. En önemli nimetlerin başında su gelir.Buyrukları: Kirletme-İsraf etme. AYET İLKESİ ‘ÇEVRE AYETTİR’: Ayet ilkesi her şeyden önce insanları çevreyi gözlemleyip düşünmeye (taakkul) ve bu derin düşünceden değerli ve doğru dersler çıkarmaya (tefekkür) çağırmaktadır.Buyruğu düşün-Ders al.
SORUMLULUK (MESULİYET) KURAMI : Çevremizdeki varlıklara bizim faydamıza olup olmamaları açısından ziyade onların hakları ve bizim de onlara karşı ödevlerimiz görevlerimiz yükümlülük ve sorumluluklarımız açısından bakmayı esas alır. 2 temel ilkesi emanet ve hilafettir. EMANET İLKESİ ‘ÇEVRE BİZE EMANETTİR ‘ : Çevre insana emanettir; yani insan çevrenin asıl saibi değildir, onu sadece emaneten kullanmaktadır. Özellikle ona zarar vermemek asıl sorumluluktur.Buyruğu hıyanet etme- koru.
HİLAFET İLKESİ ‘ Biz yeryüzünün halifeleriyiz’ : Hilafet ilkesinin gerektirdiği en önemli sorumluluklardan birincisi çevreyi imar etme ve geliştirme, ikincisi de çevreyle olan imtihanımızı denenmemizi sınanmamızı kazanmaktır.Buyruğu imar et- imtihanı kazan. ERDEMLİLİK (FAZİLET) KURAMI : herhangi bir şeye yada çevreye gönüllülük ve erdemlilik açısından bakmaktır. 2 temel ilkesi merhamet ve muhabbettir.
MERHAMET İLKESİ:Çevreyle ve özellikle de çevremizdeki canlılarla ilişkimizde riayet etmemiz gereken en önemli erdemlerden biri merhamettir. Merhamet salim olmamak zulüm etmemek merhametsiz olmamaktır. Buyruğu zalim olma- merhametli ol MUHABBET İLKESİ ‘ MUHABBET TÜM VARLIĞI KAPSAR ‘ : Muhabbet veya sevgi birçok erdemsizliğin önleyen birçok erdemi de kapsayan ve gerektiren en yüksek erden yada en yüksek erdemlerden biridir. Gerçek sevgi sevilene karşı yapılabilecek bütün kötülükleri de önler.Sevgi ile ilgili bu hususlar çevre sevgisi içinde geçerlidir. Sevgi canlı cansız tüm varlığı kapsar. Buyruğu sev - iyilik et BİLGELİK (HİKMET) KURAMI : Bilgelik erdemli davranışlarında da ötesinde bir derinlik , sıradan insanlar bir yana , sorumluluğunu yerine getiren erdemli insanların bile kavrayış gücünü aşan biçimde , varlıklar , olaylar ve olguların arka planına vukufiyet ve bunun gerektirdiği gibi davranabilme, ama aynı zamanda bilgisinin sınırı konusu dan sıradan insandan bile daha mütevazi olabilme gibi üstün niteliklerin ortak adıdır.2 temel ilkesi ubudiyet ve kutsiyettir.
UBUDİYET İLKESİ ‘HER VARLIK ABİDTİR’ : Ubudiyet ilkesi canlı cansız bütün varlıkları abid olarak görmek gerektiğini çağrıştıran bir ilkedir. Çünkü Kur’an-ı Kerim de defalarca çevredeki bütün varlıkların Allah’ ı tesbih ettiği ve O’na secde ettiği gibi hususlar açıkça belirtilmektedir. Buyruğu Abid olarak gör – takvada yarış.
KUTSİYET İLKESİ ‘HER VARLIK KUTSALDIR’ : Kutsiyet ilkesi doğadaki tüm varlıkların abit olmalarının da ötesinde kutsal bir değer taşıdıklarının kabulü anlamına gelir.Her yerin Allah ın olması ve Allah ın nurunu yansıtması her yere kutsalın yansıması ve ondan bir şeylerin taşıyıcısı olarak bakmanın mümkün meşru ve hatta makbul olduğunu göstermektedir. Bu da İslam çevre etiğinin en üst düzey ilkesidir. Buyruğu mescit bil – kutsal say Not: 209-210 sayfadaki kuram 8 ilke ve 16 buyruk şemasına bak.
Özet arayan arkadaşlar için. ..ewet000
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla