Melik, mülk kökünden gelmektedir. Allame Tabatabaî Fatiha Suresi'nin tefsirinde “Maliki Yevmi'd-din/din gününün sahibi” ayetinde şöyle der: Bilindiği gibi ‘malik' kelimesi, ‘milk' kökünden gelir. ‘Melik' ise, ‘mülk' kökünden gelir ve ulusal düzene egemen olan ve onları idare eden kimse demektir. Diğer bir ifadeyle, onlar üzerinde emir ve hüküm yetkisine sahip kimse demektir.[2]
Allah-u Teâlâ meliktir, dediğimiz zaman şunu kastederiz. O, insanların sahip olduğu şeyler üzerinde tasarruf hakkına sahiptir. Yani bir hükümdarın reayanın sahip olduğu mal ve emtia üzerinde tasarruf sahibi olması gibi Rab Teâlâ da bizim sahip olduğumuz bütün şeyler üzerinde tasarruf sahibidir. O, sahip olduğumuz bedenimizi, malımızı, mülkümüzü, evlatlarımızı nasıl yönlendireceğimizi ve onlara nasıl tavır takınacağımızı emirler ve nehiyler aracılığıyla belirler. Belirlemek suretiyle tasarrufta bulunur. Onun bu tasarrufu itibarî mülk/tasarruftur. Çünkü bir takım kanunlar ve ilkeler vazeder, biz de o kanunlara uyarız veya uymayız. Dolayısıyla burada bir itibarîlik ve teşrîlik söz konusudur.
DEVAM EDIYORUZ
|