Bir örnek
Bu konunun soyut olduğunun farkındayız. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir örnek vermek istiyoruz. İslam fıkhında köle diye bir konu var. Kölelik kurumunu dinin kabul edip etmediği meselesini şu anlık bir tarafa bırakıyoruz. Bizi ilgilendiren eden nokta şurasıdır. Köle bir efendinin mal varlığıdır. Ancak kölenin kendisi de aynı şekilde fukaha nezdinde malik konumuna çıkabilmekte ve mal mülk sahibi olabilmektedir. Bu sahip olduğu şeyler kendisine aittir. Ancak kölenin kendisi ve sahip olduğu şeyler efendinin milkidir. Yani kölenin sahipliği, malikin sahipliğinin uzamındadır. Allah-u Teâlâ'nın kullar üzerindeki malikliği kulların hem zatına hem de sahip olduklarına yöneliktir.
İşte Malikü'l-Mülk kavramı, bu anlamla alakalıdır. İnsanların ve varlıkların tasarruflarının sahibi de O'dur. Yani Malikü'l-Mülk kavramı Malikü'l-milk kavramından farklıdır. Malikü'l-milk bizim sahip olduklarımıza Rab Teâlâ'nın sahip olması, malikü'l-mülk ise bizim tasarruflarımıza Rab Teâlâ'nın sahip olmasıdır. Bu tekvinî açıdan böyledir
|