MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi:20.12.2019-TAKVA: EN HAYIRLI AZIĞIMIZ
TARİH:20.12.2019
TAKVA: EN HAYIRLI AZIĞIMIZ
Muhterem Müslümanlar!
Peygamberimiz (s.a.s), genç sahabi Muâz b.
Cebel’i Yemen’e elçi olarak tayin etmişti. Uğurlarken
onunla birlikte yola çıktı ve bazı tavsiyelerde bulundu.
Muâz bineğinin üstünde gidiyor, Resûl-i Ekrem de
onun yanında yürüyordu. Allah Resûlü (s.a.s)
tavsiyelerinin sonunda şöyle buyurdu: “Ey Muâz! Bu
seneden sonra benimle karşılaşamayabilirsin, belki
de ancak şu mescidime veya kabrime uğrarsın.”
Bu sözler üzerine Muâz (r.a), Peygamberimizden
ayrılmanın üzüntüsüyle ağlamaya başladı. Allah
Resûlü ise yüzünü Medine’ye doğru çevirerek şöyle
buyurdu: “İnsanların benim gözümde en üstün
olanları, kim olurlarsa olsunlar ve hangi makam
ve mevkide bulunurlarsa bulunsunlar, takva sahibi
olanlarıdır.”1
Aziz Müminler!
Takva, kul olarak Allah’a karşı maddi ve manevi
bakımdan sorumluluklarımız olduğunu bilerek
yaşamaktır. Rabbimizin emirlerine itaat edip O’nun
hoşnutluğunu kazanmaktır. Rızasını kaybettirecek
işlerden kaçınarak O’nun rahmetinin gölgesine
sığınmaktır. Takva, Cenâb-ı Hakkın bizlere
mükemmel bir örnek ve eşsiz bir rehber olarak
gönderdiği Sevgili Peygamberimizin izinden
yürümektir.
Kıymetli Müslümanlar!
İlahî rahmete ve himayeye mazhar olmak ancak
takva ile mümkündür. Nitekim hutbemin başında
okuduğum ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Ey
iman edenler! Allah’a karşı hakkıyla takva sahibi
olun ve ancak Müslüman olarak can verin.”2
Hakkıyla takva sahibi olmak, her an kendini
Allah’ın huzurunda hissetmeyi, saygıda kusur
etmemeyi ve O’na derin bir sevgiyle bağlanmayı
gerektirir. Bu haliyle takva, Rabbimizin azabını
gerektirecek işler yapmaktan ve O’nun huzuruna yüzü
kara çıkmaktan endişe etmektir. “Ey iman edenler!
Allah için takva sahibi olun. Herkes yarın için ne
hazırladığına baksın!”3 ayeti gereği, ahiret için
bugünden hazırlık yapmaktır.
Değerli Müminler!
Peygamber Efendimiz bir defasında, eliyle
göğsünü işaret ederek üç kere “Takva işte
buradadır”4 buyurmuştur. Evet, takvanın yeri kalptir
ancak belirtileri bedendedir, sözdedir, davranıştadır.
Takvanın huzur veren etkisi, ibadetlerimizde, iyi
işlerimizde ve güzel ahlakımızda kendisini gösterir.
Takva bilincimiz, kötülük ve haramlardan kaçınmakla
kuvvetlenir; dürüstlük ve samimiyetle kemale erer.
Takva müminin kalkanıdır. Yüreğine düşen
titreme, vicdanına dokunan sestir. Günahlarla arasına
çekilen set, sevaplarla kurduğu ünsiyettir. Öyleyse
takva sahibi bir mümin, kalbini fitne ve fesattan, dilini
yalan ve iftiradan, gözünü harama bakmaktan korur.
Elini haksızlığa uzatmaz, ayağıyla kötülük yolunda
koşmaz. Bile bile günah işlemek bir yana, şüpheli
şeylere dahi meyletmez. Zira muttaki bir mümin bilir
ki, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmek ona
dünyada mutluluk, ahirette kurtuluş getirecektir.
Aziz Müslümanlar!
Takva, Rabbimiz katında bize değer kazandıran
yegâne ölçüdür. Çünkü dinimize göre üstünlük ölçüsü
mal, mülk, makam, meslek, ırk ve cinsiyet değildir.
“Allah katında en değerliniz, en derin takva
bilincine sahip olanınızdır”5 ayeti bu gerçeğe işaret
etmektedir. İman ile şereflenen, takva elbisesine
bürünen, tertemiz bir kalbe ve salih amellere sahip
olan kişi, insanların en faziletlisidir. İşte Allah (c.c),
böyle muttaki kimselerle beraberdir. Onların
dostudur. Cenneti ve içindeki benzersiz nimetleri de
muttakiler için hazırlamıştır.6
Kıymetli Müminler!
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Azık edinin;
kuşkusuz azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl
sahipleri! Bana karşı gelmekten sakının.”7
O halde, şu fani dünyada hayatımızı takva ile
bereketlendirelim. Günahlardan sakınıp hep iyi
olmaya ve iyilikte bulunmaya devam edelim.
Nefsimizin doyumsuz arzularına, şeytanın
aldatmasına kanıp hem dünyamızı hem de ahiretimizi
heba etmeyelim. Söylediğimiz her sözün, yaptığımız
her işin hesabını bir gün Rabbimize vereceğimizi
unutmayalım. Hutbemi Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “Nerede olursan
ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol!
Bilerek veya bilmeyerek bir kötülük işlersen
peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. Bir de
insanlara güzel ahlâkla davran!”8
1
İbn Hanbel, V, 236.
2 Âl-i İmrân, 3/102.
3 Haşr, 59/18.
4
İbn Hanbel, III, 134.
5 Hucurât, 49/13.
6 Nahl, 16/128; Câsiye, 45/19; Ra’d, 13/35.
7 Bakara, 2/197.
8 Tirmizî, Birr, 55.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü