Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Aralık 2019, 12:02   Mesaj No:2

Nebevi Sevda

Medineweb Emekdarı
Nebevi Sevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Nebevi Sevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 59388
Üyelik T.: 05 Nisan 2018
Arkadaşları:3
Cinsiyet:
Memleket:Istanbul
Yaş:52
Mesaj: 1.578
Konular: 389
Beğenildi:1896
Beğendi:1083
Takdirleri:14477
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Hayırlı kardeşlerim öncelikle isimleri tek tek ele alacağız
O ismi tefekkür edip sonra test sorularına geçeceğiz insallah
El Bari : Yaratılanları düzgün, âdeta bir kalıptan dökülmüşçesine uyumlu ve ahenk üzere yaratmaktır. Bu uyum öyle bir uyumdur ki, gök cisimlerinin hareketinin hiç şaşmaması, yörüngelerinde yüzen gezegenlerin hiçbir şekilde sapmaması, gece ve gündüzün ve dahi mevsimlerin birbirini takip etmesi hep bu uyumun birer tezahürüdür. “el-Bâri” kapsadığı bir başka konu da mahlûkatın özünün afetlerden korunmasıdır.



TEFEKKÜR ; Insan kendisine bahşedilen gücü ve kuvveti, yerli yerinde, maslahata uygun bir şekilde ve Allah Teâlâ’nın emir ve yasakları doğrultusunda kullanmalıdır. Zaten Allah Teâlâ tarafından kendisine bahşedilmiş olan akıl nimeti, bunu sağlamaya yetecek bir niteliktedir.

Her seri üretimde bir kalıp hazırlanır. Bu kalıba arketip (ilk örnek) veya prototip (orijinal örnek) deniyor. El-Bârî olan Allah her şeyin, önce âdemini yaratır yani; ilk örneğini eşsiz benzersiz taklit edilemeyen bir ustalıkla yaratandır. El-Hâlık ile el- Bârî arasında fark vardır. Hâlık genel yaratmayı ifade eder Bârî ise genel yaratmanın ilk örneklerini yaratan demektir. Resmin üst kısmında insanlardan bile önce yaratılmış bir kelebeğin milyonlarca yıldır gelen neslini kozanın halleri ile anlattık. El-Bârî olan yaratıcının yaptığı bu mükemmel tasarımın bir âdemi olduğunu, lafza doğru ilk haline dönen kelebek kozalarıyla vermeye çalıştık.



Bu evreni ve içerisindeki her şeyi yoktan var eden bir yaratıcının varlığını, varlık; var oluşu ile haykırmaktadır. En küçük bir resim bile ressamsız olmazken nasıl olurda resimlerin en büyüğü olan koca kâinat ressamsız olabilir? Kâinatta gözümüzün gördüğü her şey Allah’a işaret eden bir ayet ve ilahi bir resim hükmündedir. Gördüğümüz her şey yüce rabbimizin eşsiz ve benzersiz yaratıcılığına delalet eder. O’nun yaratmasına bir sınırda koyamayız. Yarattığı şeylerin pek azından haberimiz bulunmaktadır. Cennet, cehennem, cin, melek ve isimlerini bilemediğimiz nice varlıklar yaratıldıkları halde gözlerimizin önünde değildir. Akıl ve idrakimizi aşan nice mahlûkattan ve varlıktan haberimiz bile yok. Dünya yaratıldığı günden bu güne hala yıldızların çoğunun ışığı bile bize ulaşamamış. İşte Allah’ın mutlak yaratıcılığını sadece bu evrenle sınırlayamayız. Allah (c.c.) mahiyetlerini bilemediğimiz nice evrenlerin de sahibidir. Allah’ın (c.c.) mülküne ve yaratmasına bir son düşünülemez. Çünkü “O, her an yaratma halindedir (Rahmân suresi, ayet 29). Etrafımız, farkında olduğumuz veya olmadığımız, sayısız varlıklar eşsiz ve benzersiz yaratıcın delilleri ile doludur. Örneğin, havadaki gazların karışımı tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi için en elverişli şekilde oranlanmıştır. İnsanlar ve hayvanlar yaşayabilmek için oksijen alır ve karbondioksit verirler. Ancak bu işlem sürekli devam ettiği halde havadaki oksijen miktarı azalıp, karbondioksit miktarı artarak mevcut dengeyi bozmaz. Çünkü bu noktada çok ince bir düzen var edilmiştir; insanların ve hayvanların tersine bitkiler, yaşamlarını sürdürürken karbondioksit alır ve oksijen verirler. Dolayısıyla insanların ve hayvanların tükettiği oksijen, bitkiler vasıtasıyla tekrar üretilir ve dünyadaki denge korunur. Bundan dolayı tıpkı aynısı olan bir ağaç yaprağına dünyada rastlanılamaz. Tabii bunun en güzel tecellisi insan yüzlerinde kendisini göstermiştir. İkizler de dâhil olmak üzere dünyada her bir insanın yüzünde, parmakların ve dna’sında ayırıcı özellikler, nitelikler bulunur. Hatta dünya tarihi boyunca ölmüş olanlar için de aynı durum söz konusudur. Allah (c.c.) her insanı farklı bir biçimde tasarlayarak yaratmıştır. Bu da büyük bir nimettir. Zira Allah El-Bari olmasaydı insanlar birbirinin aynısı olarak yaratılmış olacaklardı. Bu da hukuk düzenin altüst olmasına sebep olacaktı. Herkes birbiriyle karıştırılırdı. Bir hırsız için kesin delil asla bulunamazdı, evli eşler birbirlerini başkalarından ayıramazlardı. Güvenlik, asayiş ve neslin muhafazası imkânsızlaşırdı.

Allah (c.c.) zatını duyu organlardan gizlemesine karşın eserleri ile bize Kendi’sini tanıtma yolunu seçmiştir. Allah (c.c.) sıfatlarını ve güzel isimlerini varlık âleminde tecelli ettirmiştir. Her şey O’ndan söz ederken O Kendi’sini gizlemiştir. Çünkü O, varlık âleminin ötesindedir; yaratıcıdır. Varlık âleminden yüce ve aşkındır (el-Aliyy, el-Müteâlî). Buna göre yaratılmış olan her şey Allah’ı (c.c.) bize tanıttığına göre çok değerlidir. Bu açıdan Allah’ın el-Hâlık, el-Bâri’, el-Musavvir güzel isimleri hem kulu yaratılmış olan şeylerde Allah’ı (c.c.) sıfat ve güzel isimleriyle tanımasına (tefekküre) sevk etmekte hem de kulun O’nu bu güzel isimlerle yüceltmesini gerekli kılmaktadır. İşte Allah’ın eşsiz ve benzersiz bir yaratıcı olduğunu ifade eden isimlerden biri de El-Bari ismidir. El-Bari olan Allah insanoğlunun uzuvlarını belli bir ölçüde ve uygunlukta yaratmıştır. Organlardaki bu ölçü ve uyum, Allah’ın (c.c.) varlığına ve birliğine bir işarettir. İnsanın ellerine, gözlerine, kulaklarına, diline, yüzüne bakıp da tüm bunların tesadüfen yaratıldığına inanması bozulmamış bir fıtrat açısından imkansızdır. Bunu hiçbir vicdan kabul edemez. Tüm bu organların biçimi, ölçüsü, bunları tasarlayıp yaratan bir Allah’ı (c.c.) gerekli kılmaktadır. Aynı biçim ve ölçü tüm diğer canlı varlıklarda olduğu gibi evrende yıldız ve gezegenler arasında da vardır. Dünyamızın büyüklüğü, güneşe uzaklığı, eğimi bizim yaşamımıza uygun olmak üzere çok ince hesaplarla belirlenmiştir.
El-Bâri’ güzel ismi tüm canlı varlıkların türlere ayrılırken farklı biçimlerde ve özelliklerde her birinin hem cinsleri içerisinde de biri birinden farklı olarak yaratılmasında daha açık biçimde görülen bir esma’dır. Doğada her bir hayvan türü bir diğerinin besin zincirini oluştururken gerekli bütün savunma ve mücadele silahları ile donatılmış olarak yaratılmıştır. Kimisi gözlerinin keskinliğiyle, kimisi duyarlı koku almasıyla, kimisi işitmedeki üstünlüğüyle, kimisi yırtıcılığıyla, kimisi hızlı koşmasıyla, kimisi de doğurganlığı ile diğerlerinden üstün yaratılması sayesinde varlığını ve türünü korumaktadır.
Alıntı ile Cevapla