Salgın hastalıkları òlümden kaçış korku gibi düşünmemek gerek.
Bizler "Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın" ilahi buyruğu ile; Allah de gerisini bırak yerine; "önce deveni bağla" deyip tedbiri önceleyen, "bir yerde bulaşıcı hastalık varsa o beldeye girmeyin, eğer orada bulunuyorsanız çıkmayın" diyerek tedbir, başkalarına bu hastalığı taşımama noktasinda ince düşünceyi de Allah Rasulünden öğreniyoruz.
"Allah şifasını yaratmadığı hiçbir hastalık indirmemiştir. " Biz kullara devasini aramak, şifasını Allah'tan beklemek düşer.
Salgın hastalıkların basgòsterdiği zamanlarda tedbiri elden bırakmamak gerek. Bizler ònce devemizi bağlayalım. Sonra tevekkül edelim
Mümin feraseti bunu gerektirir. İster tulbent ister maske ister dezenfektan adı her ne ise...
İran'ın tutsulerle korunma çabaları, ölen sayısının devlet adamları dahil artmasına rağmen, tedbirde gevseklik göstermeleri hem devlet hem insanlık nezdinde traji komik, Itibar zedeleyen bir durum..Vakanin kontrol altına alındığı ve panik yapmayın açıklaması yaparken boncuk boncuk terleyen bakan yardımcısı karantinaya alındı.
Cumhurbaşkanı yardımcısı da öyle.
Komşum (İran), muska yazdık bişey olmaz bize derlerse daha da şaşirmam .)
Güney Koredeki tarikat lideri ve üyelerinin salgına kafa tutmaları, kendilerinde ilahi bir güç görüp yeneceklerini zannedip tüm ülkeye bulaştirmaları, ölümün eşiğine getirmelerine ne demeli?!. Ağır ihmalle suçlandı özür diledi tarikat lideri.
Demekki işin rengi görüldüğü gibi değil. Bu şekilde söylemler bizi bir yere gorturmediği gibi zarar veriyor hem dünyamıza hem ahiretimize. Tedbirimizi alalım. Gerisi Rabbimizin takdiri...