EL-MÜMÎT
“Ölümü yaratan.”
“Canlılara ölümü tattıran.”
“O, diriltir ve öldürür. Ve O’na döndürüleceksiniz.” (Yunus Sûresi, 10/56)
Mümît ismi, ‘imâte’ yani ‘öldürme’ fiilinden gelmektedir. Nur Külliyatı'nda geçen ölüm tariflerinden birinde, ‘vazife-i hayattan paydos, haps-i bedenden azat etmek’ tabirleri kullanılır.
İnsanın hayat vazifesine başlaması ‘ihya’ fiiliyle gerçekleştiği gibi, bu vazifeden terhis edilmesi de ‘imâte’ fiiliyle tahakkuk eder.
Ruhun beden hapsine sokulması gibi, bu hapisten azat edilmesi de ayrı ve müstakil bir fiildir. Zaten, ölüm ‘bu dünyadan kabir âlemine doğuş’ demektir. Bu doğuş, rastgele ve tesadüfen olmuş bir olay değildir.
Ruh, bu ilâhî fiil ile bir ülkeden bir başka diyara göç ettirilmiştir. Eğer bu göç tesadüfe verilirse, insanın dünyaya gelişinin de kendi kendine olması gerekir.
Nur Müellifi, “(Allah, o zâttır ki,) hayatı ve ölümü yarattı” (Mülk Sûresi, 67/2) âyet-i kerîmesini tefsir ederken, şöyle buyurur:
“Mevt, vazife-i hayattan bir terhistir, bir paydostur, bir tebdil-i mekândır, bir tahvil-i vücuddur, hayat-ı bâkiyeye bir davettir, bir mebde’dir, bir hayat-ı bâkiyenin mukaddimesidir. Nasılki hayatın dünyaya gelmesi bir halk ve takdir iledir; öyle de, dünyadan gitmesi de bir halk ve takdir ile, bir hikmet ve tedbir iledir.” (Mektubat)
Kulun bu isimden alacağı en büyük ders, ölümü unutmamak ve bütün işlerini ölüm ötesi ebedî hayata göre tanzim etmektir.
Kur’ân-ı Kerîm’de, bütün nefislerin ölümü tadacakları haber veriliyor. Âyette geçen ‘tatma’ kelimesinde büyük bir teselli ve müjde saklıdır. Zira, tatma fiili, insana ölümden önce tattığı, ‘ana rahmi, doğum ve dünya’ safhalarını hatırlatır ve ölümden sonra da başka şeyler tadacağını haber verir.
Ölüm ötesinde, ‘kabir hayatı, diriliş, mahşer ve hesap safhaları’ da tadılacak ve bu tatma silsilesi, Cennet yahut Cehennemle neticelenecektir.
Birinde zevklerin en güzeli, diğerinde ise azapların en acısı tadılacaktır.
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |