Konu Başlıkları: İnsan Yiyen Bitki
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16Haziran 2020, 14:33   Mesaj No:3

Serdar102

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Serdar102 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 56944
Üyelik T.: 01 Şubat 2017
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Bursa
Yaş:65
Mesaj: 66
Konular: 56
Beğenildi:39
Beğendi:5
Takdirleri:441
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Alıntı:
Mihrinaz Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Bilim-kurgu kıvamı bir hikaye olmuş.
Sayın Serdar Yıldırım bu yazılarınızı kitap haline getirdinizmi? Yada yayınlıyor musunuz?
Ve kaç yaş için bu hikayeleriniz?
Selamlar.
1994 ve 1995 yıllarında matbaalardan içinde 8 hikayemin olduğu kitaplardan 4000 ve 2000 tane bastırmıştım. Sonra 10'luk bir seriden 10000 tane çıktı. 1994-95 ve1996 yıllarında İstanbul'a gitmiş ve yayınevlerine başvurmuştum. Hikayeleri okuyup çok beğenen bazı yayınevleri kitap basmaya yanaşmadılar. 2006 yılında internetten hikayelerimi yayınladım. Yayınevleri buradan haberim olmadan alarak kitaplarda yayınlıyorlar. Benim bulup satın aldığım 124 tane masal kitabı ve yardımcı ders kitabı var. İnternette okunan 400 tane hikaye ve şiirim var. 100 tane de hiç yayınlanmamış hikayem var. Ben hikayeleri okuma bilen herkes için yazdım. Bazı hikayelerde aşırı gitmişsem okuyucu mesajla beni uyarır ve o bölümü hikayeden çıkarırım. Hikayelerin ilk cümlelerini kopyalayıp Yandex, Google ve Opera'da kontrol ederim. Pek çok hikayemi 4-5 yaş kreş programlarında gördüm. İnsan Yiyen Bitki tarzında birkaç hikayemi büyükler için hikayeler veya makale bölümlerinde yayınladım. Çocuk hikayeleri bölümünde okunmasını sağlamam. İlginize teşekkür ederim. Sağlıklı ve mutlu kalın.


Pek çok site ve forumda okunan hayat hikayem.

SERDAR YILDIRIM'IN HAYAT HİKAYESİ
1959 yılında İnegöl' de doğdum. İlk, orta ve lise 2’yi İnegöl' de okudum. Lise 1 e giderken okulda düzenlenen şiir yarışmasında ilk 10 a giremedim, ama edebiyat dünyasına giriş yapmış oldum. Şiir yazmaya devam ettim. Yazarların şiirlerini inceledim. Kelime dağarcığım gelişsin diye sözlük ve imla kılavuzu kitaplarını okudum. 1975 yılında Bursa’ya taşındık. Lise 3 ü Bursa Atatürk Lisesi’nde okudum.
Liseden sonra, İstanbul Mühendislik Mimarlık Fakültesi’ni kazandım. 1978 yılı çok olaylar oluyordu. Evden gidersen, para göndermeyiz, dediler. 1980 yılı eylül ayında ben askerdeydim.
Askerden geldikten sonra Bursa'ya bağlı Demirtaş Kasabası yolunda Yeyma Çiftliği vardı. Ben orada tek tekerlekli el arabasıyla kütük taşırdım. Daha sonra bir yılı aşkın bir süre iş aradım ve 1982 yılı mart ayında kırtasiye dükkanı açtım.

Aradan bir yıl geçmişti. Bir gün dükkanıma mal almak için, Dünya Dağıtım'a gitmiştim. Dünya Dağıtım'ın üst katı çeşitli kırtasiye malzemeleriyle doluydu. Buradan kutuyla silgiler, kalemler, boyalar aldım. Daha sonra alt kattaki kitap bölümüne indim. Sağa bakındım, sola bakındım, her yer kitap doluydu. Yeni taşındığım dükkanda hangi kitapların satışı daha uygun olur diye düşünüyor ve bir türlü karar veremiyordum. Dünya Dağıtım'ın dört ortağı vardı. Bu ortaklardan birisi, üstü kitaplarla dolu bir masanın yanındaki sandalyede oturuyordu. Ben yanından geçerken: Serdar, biraz gelir misin? dedi. Ben yanına gidince ayağa kalktı ve masanın üstünden bir takım kitaplar seçmeye başladı. Daha sonra bana verdiği dört kitap şunlardı:

Linç ( Roman ) Kerim Korcan
Başlayan Kavga ( Roman ) Hasan Kıyafet
Radar ( Hikaye ) Hasan Kıyafet
Köydeki Keklikler ( Hikaye ) Nusret Ertürk
O adam, şu unutulmaz sözleri de söyledi:
" Bak Serdar, bu kitapları sana parasız veriyorum. Bunlarda yazılanları iyice oku, öğren. Hem sana hem de başkalarına çok faydası olacaktır. "
Ben Linç romanını yıllar içinde dokuz kere okudum. Diğerlerini dörder kere okudum.
Çocukluğumda bizim evin oldukça büyük bahçesinde tek katlı bir evimiz daha vardı. Bu evin bir odası ve yanında odunluk vardı. O odadaki dolabın içinde tahtadan bir sandık vardı. Bu sandıkta çocuklar için, eskiden kalmış hikaye ve masal kitapları bulunuyordu. Bazılarının isimlerini hatırlıyorum. Para Buldum Yaşasın, Sinema Dağıldı, Akkavak Kızı. Ayrıca Pedagoji kitabı vardı. Ben o pedagoji kitabını sekiz yaşımdan on altı yaşıma, biz Bursa'ya taşınana kadar, pek çok defa okudum.

1984 yılında kendimi anlattığım Simitçi Çocuk isimli ilk hikayemi yazdım. Daha sonraki 4 yıl sadece şiir yazdım. Aslında hikaye yazmak istiyordum ama pek çok defa denememe karşın, bu mümkün olmadı. Önünde kağıt, elinde kalem 1 saat, 2 saat öylece beklemek ve hiç bir şey yazamamak korkunç zordur. 1988 yılında gerçek anlamda hikayeler ve masallar yazmaya başladım. O yıl ağustos ayında Korkak Tavşan' ı yazdım. Sonra Ot Yiyen Kaplan, Zavallı Çoban, Keloğlan İle Nasreddin Hoca.

1994-95-96 yıllarında İstanbul'a gittim. Yayınevleriyle konuştum. Hikayelerimi okudular. Çok beğenenler çıktı. Yayınevleri hikayeleri kaderine terk etti. İstanbul Cağaloğlu'ndaki bir yayınevi sahibi, hikayelerimi okuyup, çok beğendi ve bunları sen mi yazdın, diye sordu.
Evet, ben yazdım, deyince, senin adın ne, diye sordu. Ben de, benim adım Serdar Yıldırım, dedim.
Yayınevi sahibi, Türk'sün değil mi? deyince, ben de, evet Türk'üm, dedim.
Adın George veya Mark olsaydı, İngiliz veya Fransız olsaydın, ben bu hikayeleri basardım. Adın Serdar Yıldırım ve ne yazık ki Türk'sün. Ben bu hikayeleri basmam, arkadaş, dedi ve hikayelerimi bana geri verdi.
1997 yılında Ayla ile evlendim. İki yıl sonra oğlum Serkan dünyaya geldi. 14 Haziran 2006 tarihinde İnternette hikaye, masal ve şiirlerim okunmaya başladı.
Alıntı ile Cevapla