Ata tohumu bulan ve çoğaltan bit çift, "domates, salatalık öyle lezzetli öyle güzel kokusu varki tarifi yok" diye açıklama yapmışlardı. Aklınıza gelen ne varsa sebze meyvelerin boyu var, rengi var, yapay da olsa hadi kokusuda var ama zerre tadı yok. Bu bile huzursuz edici.
Köylü pazarlarına akın ederdik köylünün ürünü hileli(tereyağ, un vs) ve hormonlu,ilaçlı, ziraî..
Çocukluğumda annem domates salatalık, biber, marul vs dikerdi. Öyle çok verimi olmazdı. Ama lezzeti kokusu bambaskaydi. Sonra annem ve tarla ekenler " ziraatin bir domatesi var salkım saçak...Ziratin bir inciri, kirazi var boyu küçük ama meyveden yıkiliyor ağaç" dendi ve dedelerimin diktikelri bir sene veren bir sene vermeyen koca gövdeli, muhteşem ağacları kesip, her sene meyve veren keyifsiz ağaçları diktiler...Ve o günden sonra tarladan ve ağaçlardan yapay yemeye başladık. Sorsanız doğal...Sorsanız hepsi bahçeden. Tohum doğal degilki ürünü doğal olsun. Ve bugün tam tersi..Bol ürün veren değil, ata tohumu denilen tohum ve çekirdekleri arıyoruz...
Sadece ağır tarım ilaçlarına maruz kalmamasina şükredip tüketiyoruz işte.
, Ya en olgunundan bile sadece şeker tadı aldığımız kavun ve karpuz... Onlar da hibritleşmeye kurban edildiler . Kabak yiyoruz...
Güzel bir paylaşım sayın sükut. Emeğine sağlık. Tohumlar toprağa... Topraktan evlatlarımıza inşallah...
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |