İmam Kâşâni rh.a ise derki: "Hümeze ve lümeze cehaletten, gazap ve kibirden meydana gelen bir ahlaksızlıktır."
Efendimiz s.a.v bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor:
"Mümin akıllı, anlayışlı ve tedbirli olur. Ağırbaşlıdır; önünü ve arkasını araştırır aceleci değildir. Âlimdir; şüpheli şeylerden kaçar. Münafık ise hümeze ve lümeze olur. Arkadan çekiştirir, yüze karşı ayıplayıcı. Katı ve şiddetlidir. Gece odun toplayan gibidir, nereden kazandığını ve nereye harcadığını bilmez." Acluni Keşful Hafa II ) Vay Haline Onların
Ayeti Kerimenin mealinde "vay haline" diye ifade ettiğimiz "veyl" kelimesi ; Fahrettin Râzî ve Ebussuûd Efendi'nin beyanına göre "çetin azap, büyük helak, yok olma, rezil rüşvet olma,cehennemde bir vadi, beddua" anlamlarını içermektedir.
"Veyl" kelimesi bu haliyle şöyle ifade edilebilir: "Çok büyük ve acı bir azap.Öyleki siz onun şiddetini ve azametini hayal dahi edemezsiniz." Zenginlik ve Üstünlük
Ayetin devamında; "Ki o malı yığıp onu tekrar tekrar sayandır"
Fahrettin Râzî'nin beyanina göre; kişinin biriktirdiği malın hümeze ve lümeze'ye sebep olma durumu vardır. İnsan biriktirdiği mal sebebiyle kendisini beğenir. Malı serveti dolayısıyla kendisinde üstünlük olduğunu sanır. Sahip olduklarını sadece kendine mâl ederek insanlardan saklar cimrilik eder. Hayır yolunda harcamaktan kaçınır, fakirin hakkını vermez. İnsanda fıtraten güvenme ihtiyacı olduğundan, sırtını Allah Teala'ya değil, malına yaslar.
Düşünmezki insanı dünyada ve ahirette ebediyen yaşatacak tek şey ameli salihtir.
İnsanoğlunun taşıdığı bir nefes yaşadığı da bir andır. O kadar. Hal böyleyken nasıl başkalarını eksik ve kusurlu görebilir? Kötülenen Mal Mülk
Ayeti celilede "mal" kelimesi genel anlamıyla kullanılmıştır.
Mal, insanın talep ettiği bütün dünyalıklara verilen bir addır. Servet biriktirmek, dünya malından faydalanmak, insan fıtratında var olan bir durumdur. Adiyat suresi 8 Mealen : "Ve o (insan) mal sevgisine aşırı derecede düşkündür. " şeklinde ifade edilmiştir.
İslam iyiliği ve kötülüğü mal ve servetin kendisinde değil, insanın servetle olan ilişkisinde görür.
Mal ve mal biriktirmekle ilişki iki tür niyetle olur. Birincisi nefsin keyfi konforu gibi dinin kötü saydığı bozuk niyetler için ve bir de helal haram demeden biriktirmektir ki bu tamamen zemmedilmiştir, yasaklanmıştır.
İkincisi; İslamın meşru gördüğü güzel bir niyet ve usulle elde edilen hayir hasenata vesile olan maldır. Böyle bir niyet ve çaba övülmüştür.
Malın nereden gelip nereye gitmesi gerektiğini düşünmeyen işi gücü servetini òne sürüp kibirlenmek olanlar, bir zaman sonra ölümü unutur, düşünmek bile istemezler. Servet sahiplerinin kendi halini murakabe etmesi gerekir. Malına emanet gözüylemi bakıyor yoksa bunların hepsi benim malım mı diyor? Hiç ölmeyecek insan gibi mi malıyla münasebet kuruyor?
Malikul Mülk Olan Allah'tır. Yani bütün varlık O'na aittir.
|