12 Kasım 2008, 21:50
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 4814 Üyelik T.:
06 Kasım 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj :
39 Konular:
6 Beğenildi:0 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Anılar valize sığmaz Anılar valize sığmaz ANILAR VALİZE SIĞMAZ
Bir gün çekip gitmek istediğinde, anıların valize sığmayacak...
Kim bilir belki de tam tersi, bir valizi bile dolduracak kadar anının olmadığını göreceksin...
Fotoğraflarını alacaksın yanına..
Tuhaftır fotoğraflar..
Sanki bütün fotğraflar, insanların hep mutlu zamanlarında çekilmiş gibidir..Hep gülümser insanlar... İçten yada zoraki, ama hep gülümseme vardır yüzlerinde...
Aşk duyduğun insanların fotoğraflarına bir kez daha bakıp, onlarıda koyacaksın fotoğraflarının arasına..
Aşklarını götüremesen de, fotoğraflarını taşıyabileceksin uzaklara..
Elbiselerini alacaksın yanına...
Eskimiş olsalar bile çok sevdiğin ve sana çok yakıştığını bildiğin elbiselerin...
Bilirsin ki, insan eskise bile daha çok sever bazı elbiselerini, teninin bir parçası gibi olur...
Tıpkı en eski ve en sevilen yüzlerin, insanın teninin altında bir yerlerde saklı olması gibi.. Yeni elbiselerini dolabında bırakırken, bu umurunda bile olmayacak belki de..
Ama en eski, en sevdiğin yüzleri alacaksın yanına...
Bir de, en eski ve en sevdiğin elbiselerini..
Kitaplarını alacaksın yanına...
En parasız zamanlarında aldığın kitaplarını...
Sahaflardan, yer tezgahlarından ve en pahalı kitapçılardan topladığın ve senin yerine, senin hayatını anlatan kitaplarını..
En sevdiğin satırların altını çizdiğin, ama nerede kaldığını bilmek için köşesini dahi kıvırmaya kıyamadığın kitaplarını, asla geride bırakamayacaksın...
Hediyelerini alacaksın yanına...
Sana hediye edilmiş bir kazağı, elbiselerinin içine koyacaksın...
Kapağının içindeki sayfaya, senin için satırlar karalanmış hediye kitapların o sayfalarını bir kez daha okuyacaksın..
Yetişkin bir insan olmana rağmen, sana hediye edilmiş oyuncakları geride bırakamayacaksın...
Yazdıklarını alacaksın yanına...
En çok gecelerde yazdığın, ama adına hep gün-lük dediğin yazılarını geride bırakamayacaksın..
Günün birinde yazar olmak yada olmamak için yazdığın yazılarını bir araya toplarken, şöyle bir göz gezdireceksin yazdıklarına...
İçinden geçenleri aceleyle karaladığın için, kendi yazın olduğu halde okuyamadığın küçük bir kağıt parçasını bile geride bırakmaya kıyamayacaksın..
Mektuplarını alacaksın yanına..
Fotoğrafların kadar görüntü taşıyan , kahkahaların, yalnızlıkların, hasretlerin, hüzünlerin kelime olup, ardında hep bir yüz sakladığı mektuplarını bırakamayacaksın ardında...
Bazılarını zarfından çıkartacak, ve belki onlarca defa okuduğun halde, bir kez daha okuyacaksın...
Fotoğraflarını, elbiselerini, kitaplarını, hediyelerini, yazdıklarını ve mektuplarını alsan da yanına, aşık olduğun ve sevdiğin hiçbir insanı yanında götüremeyeceğini ve onları geride bırakmak zorunda olduğunu göreceksin...
Bir gün çekip gitmek istediğinde, anıların valize sığmayacak..
Valizine sığmadığı için geride bırakmak zorunda kaldığın anılarının olduğunu göreceksin, için burkulacak...
kim bilir, belki de tam tersi, bir valize dolduracak kadar bile anının olmadığını göreceksin..
İçin yine burkulacak...
Ahmet Savaş (Vazgeçmenin bilge Soytarısı) deneme kitabından.. |
| |