Mehmet Okuyan Hocam der ki;
" Kur'an, senin işine, eşine, aşına karışmayacak, leşine mi karışacak?" 👊
Günümüz dünyasında Kur'an'ın indirgenmiş olduğu nokta burası olmuştur. Kur'an, devlete karışmıyor, fertlerin işine, eşine ve aşına karışmıyor sadece leşlerinin ortadan kaldırılmasına, ölürken yasin okunmasına, öldükten sonra mezarlarının başında Kur'an okunarak, telkinlerinin verilmesine karışmaktadır.
Dedemiz veya babamız ölmek üzeredir, hiç olmazsa son nefesinde rahat ölmesi için Yasin okunsun"(!) denir.
Mahallenin imamı çagrılır. Hoca efendi, ölmek üzere olanın baş ucuna gelir ve çabucak ölmesi için Yasin suresini okumaya başlar
Tabii ki, bir koşuşturma hali yaşanmaktadır. Cenaze yıkanacak, kefenlenecek, taziyesi yapılacak ve bu hengamede bol bol ölünün ruhuna aşri şerifler, Fatihalar, dualar edilecek, mezarı başında yine yasinler ve sonrasında da telkinler verilerek, ölen kişinin, münker-nekir melekleri karşısında dilinin tutulmaması için, rahat rahat sorulara cevap vermesi için, hoca, mezarın başında bazı sualleri ölüye öğretmektedir..
"Ne yani ölüye bi fatiha da mı okumayalıma" getirmeyelim. Hayatiniza, işinize, dirinize katın ki hem dünya hem ahirette Nur ve Hidayet olsun, zulumattan aydınlığa çıkarsın. Herkese, her keseye, yaşına, yaşamına, eşine, işine göre ayrı ayrı sipariş usulü İslam arayanlar Hidayet merkezinden dalalete doğru geniş açıyla ilerlemekteler.
Kuran insanı M.Akif merhuma bir kere daha rahmet olsun:
İbret olmaz bize her gün okuruz ezberde
Yoksa hiç mânâ aranmaz mı bu âyetlerde?
Lafz-ı muhkem yalnız anlaşılan Kur'an'ın,
Çünkü kaydında değil hiç birimiz mânânın
Ya açar Nazm-ı Celil'in bakarız yaprağına,
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına
İnmemiştir hele Kur'ân şunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için.
Rabbim Kur'an'ı Kerim'i hayatla bütünleştiren kullarından eylesin.