Kafe sahibi ile garson arasında büyük bir kalabalık vardı. Doğum günü yaklaşan kız yanındaydı ve patronun garsona ulaşması mümkün görünmüyordu. Garson ise bir masada müşterinin biriyle sohbet ediyordu. Göz göze gelmeyi bekledi ve o an geldiğinde gizlice pastayi getirmesini, vaktin geldiğini işaret etti. Bir süre bekledi ama garson hâlâ sohbet ediyordu. Gizli işaretini anlamamış mıydı? Tekrar denedi. Tekrar gizlice kaş göz işareti yaptı ama garson hic oralı olmadı. Bir daha göz göze geldiklerinde pasta işareti yaptı. Açık açık işaret etti. Bir de mumlara üfleme işareti yaptı. Garson hâlâ sohbete devam ediyordu. Seslendi. "Pastayı getirir misin lütfen zaman geçiyor." Bütün sürpriz bozulmuştu. Garson pastayı getirmeyip sohbetine devam edince buyurgan bir sesle emretti: "Pastayı getir! Hemen!!!" Velâkin garson hiç umursamadı bile. Sinirlenmişti ama o pastayı getirtmeliydi. Herkes patrona ve onu dinlemeyen garsona bakıyordu. "Pastayı getirirsen o hep istediğin yüzde yirmilik zammı yapacağım," diyerek garsona sevecen bir tebessüm sundu. Garson da ona güldü ama müşteriyle sohbetine devam etti. Bağırdı patron "Ya o doğum günü pastasını hemen getirirsin ya da seni doğduğuna pişman ederim!"
Vahiy: Gizli işaret: Patron gizlice pastayi getirmesini işaret etti.
Ayet: İşaret: Patron açık açık pasta işareti yaptı.
Zikir: Söylem: Patron pastayı getirmesini söyledi.
Emir:Otoritenin kullanımı: Pastayi getirmesini emretti.
Vaad/Büşra: Pastayi getirirse garsonun istediği yüzde yirmilik zammı müjdeledi.
Nüzur/Uyarı: Tehdit: Pastayi getirmezse doğduğuna pişman edeceğini söyledi.
Allah vahiyle gizlice işaret eder.
Ayetlerle açık açık işaret eder.
Zikirle söyler.
Emirle emreder.
Büşra ile müjdeler.
Nüzur ile uyarır.
Kimisi vahiyi tanır. O kadar yakındır Rabbine.
Kimi Rabbinin ayetleri ile hemen o işaretin gereğini yerine getirir.
Kimi ayete bakar. Ayetin manasını yakinen bilir/işaretin manasını yüreğinde hisseder ama der ki "Allah açık açık söylemedi ki..." Allah açık açık beyan eder, zikreder, söyler de.
Kimileri sözden de anlamaz. Onun zikri emirdir oysa ama emir kipinin kullanılmasını bekler o işi yapmak için. Allah emreder.
Kimisi emre de itaat etmez. Vaadde bulunulur.
Kimisi vaadlere de gözlerini kapatır. Uyarır da Rabbimiz.
Uyarıyı da görmezden gelirse... Allah Rahman'dır, Rahimdir ve azabı çok şiddetlidir.
Emir/Otorite: Davud ve mahkeme.
Büşra,Vaad: Süleyman ve sunulan atlar.
Nüzur,Tehdit: Eyüb ve ailesi.
Zikraddar'da yaşıyoruz. Allâh'ın ayetleri her yerde. Rabbimizin işaretlerini hissediyor, yakinen biliyoruz ama görmezden gelip "Tesadüf" diyoruz. Zikraddâr'da yaşıyoruz. Allâh bizi zikraddâra halisane halis kılsın. Onun bir işareti yetsin emrettiğini yapmamıza. Allâh bizi ayetlerini/işaretlerini tanıyanlardan kılsın ve biz de o işaretin gereğini yapalım inşaAllâh.
Neml ﴾93﴿ Ve şunu da söyle: "Hamd Allah’a mahsustur. O, işaretlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.
|