er Reşîd
Kur’an-ı Kerim’de doğrudan Allah Reşid’dir şeklinde bir kelime lafzen bulunmamakla birlikte mana olarak Yüce Allah’ın İrşad etmesiyle ilgili birçok ayet-i kerime mevcuttur. Ancak er-Reşid ism-i şerifi lafzen esma-ul hüsna ile ilgili İbni Mace ve Tirmizi’nin Sünenlerindeki hadislerde bulunmaktadır.
إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا
O (yiğit) gençler mağaraya sığınmışlar ve: Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize, (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla! Demişlerdi.”( Kehf suresi: 10)
Rüşd kelimesi ile hidayet kelimesi birbirine çok yakın anlamlar ifade etmektedir. Hatta bazı alimler eş anlamlı olarak kullanmışlardır. Bazıları ise biraz farklı tanımlamışlardır. Kimisi rüşdü; eğriliğin, sapıklığın ve saçmalığın zıddı olan doğruluk olarak tanımlamışlardır. Bu tarife göre Reşid; sözlerinde, fiillerinde ve istikametinde eğrilik, yanlışlık, saçmalık ve çelişki bulunma yandır.
Yüce Allah dilediği kulunu doğruluğa ve saadete eriştirir.
Dilediğini de rüşdden uzaklaştırarak şaki ve bedbaht eder. Yüce Allah kullarını rüşde erdirirken bütün işlerinde olduğu gibi hiç kimsenin rehberliğine ihtiyacı yoktur. Çünkü O bundan münezzehtir. Fakat her mürşid O’nun yol göstermesine muhtaçtır. Buna göre kulun rehberliğinin isabetli olması Yüce Allah’ın gösterdiği yolun doğruluğuna uyması nisbetindendir.
Yüce Allah’ın er-Reşid ism-i şerifi ile ilgili olarak okuduğumuz bu ayet-i kerimeden sonra bir de hadis-i şerif okuyalım;
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
“İmam kendisine güvenilen “uyulan”, müezzin de sözüne uyulandır. Allahım, insanlarımızı İrşad et, müezzinlere de mağfiret buyur. “( Ebu Davud, Salat 32, (517); Tirmizi, Salat 153)
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |