İçişleri Bakan yardımcısı Sayın İsmail Çataklı ne diyor?
“Kimseye devletin gücünü sınamasını tavsiye etmeyiz?”
Şarkılarla, türkülerle, hicivlerle protesto gösterisi yapan gençler devletin coplu, kelepçeli, tomalı, nezarethaneli gücünü sınıyor olabilirler mi? Mümkün mü bu?
Muhtemeldir ki Anayasa’nın 34. Maddesindeki şu hükme güveniyorlardır bu gençler:
“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”
Anayasasında böyle yazan bir hukuk devletinde “devletin gücünü sınamayın!” hitabı ne demek?
DOKSAN YILDIR
Bu dil 28 Şubat dilidir… Bu dil Tek Parti dönemindeki “devletin kahhar pençesi” dilidir, devletin kahredici pençesi…
Ya da “haddini bildirme” dili…
Değişen zadece zaman farkıyla güç sahibi farkıdır.
Modern hukuk devletinde kamu gücünü kullananlar vatandaşlardan hukuka saygı talep ederler. Gerilimleri körükleyerek değil, yumuşatarak çözmeyi tercih ederler.
Hele de çağımızda, eğitimli, dünyaya açık, kendi kişiliğinin bilincine varmış olan gençleri “güç kullanımıyla” korkutarak yönetmek mümkün olur mu?
Ülkede yeterli hürriyetlerin bulunduğunu zannetmek ve hürriyetleri kullanmak isteyenleri “mürteci, komünist; anarşist, âsi” olarak tanımlamak, ya da şimdilerde de Boğaziçi öğrencilerine bile “terörist” damgası vurmak, doksan yıldır kurtulamadığımız otoriter kültürün ifadeleridir.
Sağcısı solcusu, inkılapçısı muhafazakârı fark etmiyor, sadece güçlü ya da güçsüz olmak fark ediyor.
Gösteri özgürlüğünü bizdeki gibi sert ve haşin kısıtlayan demokratik bir ülke var mı?
Pandemi yüzünden mi yasaklandı?
Peki, “tıklım tıklım” iktidar partisi kongrelerine ne diyeceksiniz?
T.Akyol
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |