Yemek pişirirken neler olur??!! Şöyle bir düşündüm de bak neler oluyor?
Mutfakta Zamanı verimli kullanmak zorundasın, israf edemezsin.
Kafana göre malzeme secemezsin her seçilen yemeğin ona òzgü bileşenleri var. Bazısı her baharatı kaldırır, bazısı asla baharat istemez, bazısı acıyı bazısı tatlıyı, bazısı salçayı bazısı sadeyi..
Huylarımiz, fıtratımız, karakterlerimiz gibi. Sana uyan bana uymaz, farklı kişilikler farklı karakterler bazısı her baharatı kaldirmiyor diye ısrarla koymaya çalışmayı. . Bazısı salçasız renksiz yemek diye hayatımıza sokmamazlık edemeyiz. Bir tabak yiyecekken iki kaşık yer, tadına bakmış oluruz. Hayatımızda bu kadar yeri olur. Bazısı hergün olsa yesem...Ama yiyemezsin bikarsin. Kendinden de öyle. Kendinden bile bıkıyor insan...
Sonra pişme olayı var ki Allah...Bazısı soslama istiyor..Tatsızsa da tatlandirmak senin elinde..bazısı koy ateşe 10 dk da pişsin. Bazısı ağır ağır pişmek ister. Ne olursa olsun tencereye koyulan herşey uygun ateşi gördüğünde kıvam alıyor. Suyunu fazla koyarsan tatsız az koyarsan kıvamsız bir yemek elde edersin.. Hepimizin bir kıvam alma vakti, pişme süresi var. Acele edersen malzemeler özdeşlesmez. Çok bırakırsan dibini tutar..
Bir de düdüklü tencere var
Düdüklü tencere tam; aceleci-enerjisi yüksek-herkese, herşeye yetebilen, kendine zaman ayirabilen tecrübeli ve risk alabilen insanları temsil ediyor mesela.))) İçine koyduğuna bakamadıgin haber alamadığın bir tencere.Yaklasamazsın bile..Ama kahveni içebikecek kadar eminsindir.. Lokum gibi erimiş dersin. Bazen risk almalı, beyni strese sokmalı dersin..
Ateşle samimi ola ola yanıklarını farketmediğin, hissetmediğin hatta çok sonra farkettiginde "Aa elimi ne zaman nerde yakmışım?" dediğin umursamadığın izlerin olur. Ama onlar orda vardırlar..Hayatımıza iz bırakan acılar gibi..İzi dursun her ateşe yaklaşmanda dikkatli ol ama ateştende vazgeçme, korkma der adeta..Hayatta aldığımız sizlatan acılar, bizi üzen insanlar gibi..Farzet elin yanmış farketmemişsin. Elbet iyileşir. Çok değer yüklemeyin o acılara...
Pişen herşey yana-yakıla, döke-saça-dağıta, ağlaya ağlaya, süreklilik isteyerek ortaya çıkıyor. En lezzetli yemekler ancak böyle tatlanıyor. Hepimizin aroması, pişme derecesi, tadı farklı ama hepimiz pişince, olgunlaşinca tatlanıp rahmet oluyoruz...
Bir yiyeceğin mutfakta elimzden geçip rahmet olma serüveni.)))
Sen zamanın değil zaman senin esirin olduğu, zamanı büktüğün, onun senin elinden öptüğü, seninde zamanin alnından öptüğün yer...
__________________