Allah Resulü’nden Hoşgörü Örnekleri
O'nun hayatı, savaş ortamları dahil, sayılamayacak kadar hoşgörü ve affın örnekleriyle doludur.
Bazılarını hatırlayalım:
Akrabalarını İslam’a davet için gittiği Taif’de taş yağmuruna tutulmuş, ayakları kanlar içinde kalmıştı. Cebrail’in; “Allah’ın selamı var; istersen şu tepeleri Taif halkının üzerine yıkacak ve onları helak edecek...” demesine karşılık, asla böyle bir
şey istemediğini belirterek ellerini açmış ve şu duayı yapmıştı: “Allah’ım (şu) kavmimi (topluluğu) hidayete ulaştır; çünkü onlar (Seni ve Beni) bilmiyorlar!”
Çünkü O, kan dökmek ve insanları yok etmek için değil, dalaletten hidayete çıkararak gerçek varlığa kavuşturmak için gönderilmişti. Bu tavır ve dua, tam da O’nun bu vasfına yakışmaktaydı.
Nitekim, Taif halkı yıllar sonra İslam’la şereflenmişlerdi.
Mekke’nin, kan dökülmeden fethedilmesinin ardından Allah Resulü, bir zamanlar Müslümanlara yapmadıkları hakaret, zulüm ve işkence bırakmayanlara karşı umumi af ilan etmişti. Muktedir olduğu halde intikam almamıştı.
Bedir esirlerine yaptığı muamele ne kadar anlamlıydı!..Onlara bir misafir gibi davranmanın yanında; okuma-yazma bilen her esiri, on müslümana okuma-yazma öğretme karşılığında; zengin olanları fidye vermek şartıyla, hiçbir özelliği olmayanları da birşey beklemeden serbest bırakmıştı. Bu nasıl bir hoşgörüydü; düşmanını yok etmek yerine, meziyetlerinden istifade etmeyi tercih ediyordu!
Necran’dan gelen hıristiyan bir grubun, Mescid-i Nebevi’nin bir köşesinde kendi inançlarınca ibadet etmelerine müsaade buyurmuşlardı. İnanç ve ibadet özgürlüğünün, müsamahanın bundan daha güzel pratik örneği nasıl olabilirdi?!
Allah Resulü’nün hoşgörüsü ibretlerle doluydu. Ve O, hoşgörüyü insanları kazanmak ve eğitmek için vazgeçilmez bir vasıta olarak yaşıyordu. Ashabına hep;
يَسِّرُوا وَلا تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلا تُنَفِّرُوا
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin”[6] düsturunu öğütlüyordu. Kendileri de daima bu prensip üzere hareket ediyordu.
Bedevini biri mescidin bir köşesine küçük abdest bozmaya başlar. Olaya şahid olan ashabdan bazıları, adama bağırırlar ve üzerine yürürler. Rahmet Peygamberi, onlara mani olur ve; “Bırakın (işini görsün)... Sonra bevlinin üzerine bir kova su dökün; zira siz güçlük değil, kolaylık göstermek üzere gönderildiniz" buyururlar. Sonra bedeviyi yanına çağırarak ona şöyle nasihatte bulunur: “Bu mescidler ne bevil, ne de başka pislik içindir; buralar, Allah’ı anmak, namaz kılmak ve Kur’an okumak için yapılmıştır.” Kendini İncitene de hoşgörülüydü
Rahmeten li’l-Âlemin, Mescid-i Nebevi’den çıkarken bir bedevi eteğini çekti ve; Develerimi buğdayla yükle! Çünkü sendeki mal ne senin ne de babanın malıdır! dedi. Bu ani ve kuvvetli çekme neticesinde Allah Resulü’nün ridasının yakası, mübarek boynunu kızartmıştı. Peygamber Efendimiz bu harekete üzülmüştü. Bedeviye; “Önce, beni incittiğinden dolayı özür beyan et; sonra da ben senin istediğine bakarım” buyurdular. Bedevi özür dilemeyi gururuna yakıştıramadı ve; Özür beyan etmiyeceğim, dedi ve bu sözleri birkaç defa tekrarladı.
Rahmet Peygamberi, ona ahlak ve edeb dersi vermek istiyordu; ama o hiç oralı olmuyordu. Yüce Peygamber, bedevinin sözüne hiç ehemmiyet vermedi ve ashabından birine dönerek; -“Bu adam için şu develerin birine arpa, diğerine hurma yükle!” diye emredip yoluna devam etti.
Yine Peygamber Efendimiz yukarıda da değindiğimiz şekilde;
“Gerçek Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların emniyet ve esenlikte olup zarar görmedikleri imsedir.” buyurarak insanlara karşı nasıl davranmamız gerektiği
hususuna dikkatlerimizi çeker.
O, savaşta bile hadde tecavüz etmemeyi, kimseye zulmetmemeyi; çocuklara, yaşlılara ve kadınlara asla
dokunmamayı, düşmana ait dahi olsa hayvanları telef etmemeyi, meyveli ağaçları kesmemeyi emreden rahmet peygamberi idi. Onun savaşı imha değil, ihya gayelerini taşırdı. O, savaşı bile rahmete dönüştüren bir Allah elçisiydi.
Dinimizin bu hoşgörüsü yakınlarımızdan başlayarak hangi din, dil ve ırktan olursa olsun bütün insanları kapsar.
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |