Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Eylül 2023, 09:06   Mesaj No:2

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:44
Mesaj: 12.547
Konular: 1328
Beğenildi:12686
Beğendi:9315
Takdirleri:28874
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

İslâm Hukukunun Teşekkülünde Hanım Sahâbîler

Özellikle İslâm fıkhının/hukukunun teşekkülünde hanım sahâbîlerin rolü yadsınamaz derecede kıymetlidir. Onlar bazen bireysel ve özel bazen ailevî bazen de toplumsal konularda yaşadıkları sıkıntıları ve çözüm arayışlarını Resûlullah’a arz etmekten çekinmemiş, böylece onların sorularını cevaplamaya ve sorunlarını çözmeye yönelik ayetler hatta sûreler nazil olmuştur. Hatta Hz. Âişe özellikle Ensar hanımlarını çekinmeden her konuda soru sorabildikleri için takdir etmiştir.[6] Evlenme, boşanma ve miras ile ilgili birçok hüküm kadınların sorularının ardından indirilmiştir. Mesela zıhar olarak bilinen câhilî bir boşamaya maruz bırakılan Havle bint Mâlik’in ısrarlı sorularının ardından Mücâdile/Mücâdele Sûresi nazil olmuş, böylece câhilî bir gelenek ilga edilmiştir.[7] Sa’d b. Rebi’nin hanımının Peygamberimize müracaatıyla ise kadınlara ve kızlara mirastan pay alma hakkı getiren miras ayetleri inmiştir.[8]

Kadınlar sadece kadınları ilgilendiren konularda soru sorarak fıkhın teşekkülüne zemin hazırlamış değillerdir. Mesela tüccar bir hanım olan Kayle’nin soruları üzerine Peygamberimiz fiyat arttırma ve düşürmenin hükmünü izah etmiş,[9] böylece İslâm’ın ekonomi anlayışı ile ilgili bir prensip belirlenmiştir

Eğitim Öğretim Alanında Hanım Sahâbîler

İslâm toplumunun teşekkülünde şüphesiz en önemli alanlardan biri de eğitim ve öğretim faaliyetleridir. Peygamber efendimizin mescidi, Medine’de ilmî hayatın merkezi durumunda idi. Mescitteki vaaz ve hutbeleri hanım sahâbîler de dinliyor, mescide iştirak konusunda erkeklerden geri kalmıyorlardı. Bununla birlikte Hz. Peygamber’in kendilerine özel bir gün ayırmasını da talep etmişlerdi. Resûlullah haftanın bir günü sadece hanımlara hitap etmekteydi. Bu canlı ilmî ortam, hanım sahâbîlerin özellikle hadis râvisi olarak ilmî sahada yer edinmelerine imkân sağlamıştır. Ashâb için hadis rivâyet etmek, sünneti yeni nesle aktarmak, İslâm’ın yayılmasına ve yaşanmasına katkı sağlamak, İslâm toplum ve medeniyetinin devamlılığını sağlamak demektir. Bu itibarla gerek Mekke ve Medine’de gerekse yeni kurulan ve fethedilen bölgelerde hadis rivâyet etmek peygamberden miras kalan İslâmî dinamiği korumak ve yaşatmakla özdeşti.
Râvîler arasında Taberânî’nin Mu’cem’i esas alınırsa 187 hanım sahâbî bulunmaktadır.


Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i esas alındığında ise 101 hanım sahâbî ile karşılaşırız. Hanım sahâbî râviler arasında kendisinden 2210 hadis rivâyet edilen Hz. Âişe ilk sırada yer almıştır.


Hz. Âişe’nin ardından hadis rivâyetleri ile ünlü Ümmü Seleme, Esma bint Yezid, Meymûne, Habibe ve Hafsa (radıyallahu anhünne) gibi hanım sahâbîler gelir. Bu hanımların her biri, peygamber mirası olan hadis ve sünneti sonraki nesillere aktarmakla İslâm toplumunun varlığını sürdürmesine ve genişlemesine katkı sağlamışlardır.

Bazı hanım sahâbîler Resûlullah’ın vefatının ardından yeni fethedilen ya da kurulan şehirlere seyahat ederek hadis ve sünneti Mekke ve Medine coğrafyası dışına taşımışlardır. Mesela Esma bint Yezid, Yermük Savaşı’ndan sonra Şam topraklarına yerleşmiş, bu bölgede elli sene kadar uzun bir süre ikamet etmiş ve toplam 95 hadis rivayet etmiştir. Onun hadisleri selamlaşma, zinet kullanma, rehin, kıraatler vb. zengin bir konu çeşitliliğine sahiptir. Keza Fâtıma bint Kays, Kûfe valisi olan kardeşi Dahhâk b. Kays’ın yanına Kûfe’ye gelip yaklaşık yedi sene kaldıktan sonra burada vefat etmiştir.

Ancak bu süreçte birçok Kûfeli râvî kendisinden hadis öğrenmiş, rivâyet ettiği hadislerin bir kısmı Kûfe bölgesinde yaygınlaşmıştır. Ümmü Atıyye ise Resûlullah’ın vefatından sonra Basra’ya yerleşerek burada hadis rivâyet etmiş, fıkıh öğretmiş bir kadındır. İbn Hazm’a göre kendisinden kırk hadis nakledilmiş olan bu hanım sahâbînin rivayetleri Kütüb-i Sitte’nin tamamına intikal etmiş olup zengin bir konu çeşitliliğine sahiptir. Bu nedenle Basra şehrinin bir ilim merkezi haline gelmesinde Ümmü Atıyye’nin kayda değer bir katkısı olduğu belirtilmelidir.[10]

Sonuç ve Değerlendirme

Hanım sahâbîlerin İslâm toplumunun teşekkülünde davet, tebliğ, biat, hicret ve cihad aşamalarında yer aldıklarına dair zikredilebilecek daha birçok isim vardır. Aynı şekilde onların toplumun varlığında önemli bir yeri olan hukukun teşekkülü, eğitim-öğretimin yaygınlaşması hususlarındaki katkıları ile ilgili de çok sayıda örnek isim ve olaydan söz edilebilir. Ancak misaller ne olursa olsun varılacak bir sonuç vardır: Hanımlar, Hz. Peygamber (sas) döneminde erkeklerin ne gerisinde ne de karşısındadırlar.

Her zaman onlar ile yan yana İslamiyet’in yayılması ve güçlenmesi için çalışmış ve çaba göstermişlerdir. Bu omuz omuza çaba sayesinde Resûlullah’ın vefatı üzerinden henüz bir asır geçmeden Müslümanlar, Endülüs ve Kuzey Afrika’dan Çin’e kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada varlık göstermişlerdir. Peygamber Efendimizin “Allah’ın hanım kullarını mescide gelmekten alıkoymayın” buyruğu [11] kadını, o gün toplumsal hayatın merkezi olan mescide getirmiş, böylece hanımlar, tebliğ, davet, cihad, ilim gibi İslâm toplumunun teşekkülü için gerekli her sahada görünür olmuşlardır.

Doç. Dr. Ayşe Esra Şahyar



[1] Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 117.

[2] Bu konuda bk. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, (çev. Mehmet Yazgan), İstanbul 2004, s. 151 vd.

[3] İbn Hişam, es-Sîretu’n-nebeviyye, (thk. Taha Abdurraûf), II, 179.

[4] Ali Yardım, “Esma bint Ebû Bekir es-Sıddîk”, DİA, XI, 402.

[5] İbn Sa’d, et-Tabakâtu’l-kübrâ, (thk. M. Abdülkâdir Ata), Beyrut 1410/1990, VII, 251; İbn Hacer, el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe, (thk. Ali Muhammed Bicâvî), Beyrut 1412/1992, VIII, 140.

[6] Bk. Müslim, Hayız 61.

[7] Ebû Dâvud, Talak 16-17; Nesâî, Talak 33; İbn Mâce, Talak 25.

[8] Ebû Dâvud, Ferâiz, 4; Tirmizî, Ferâiz 3; İbn Mâce, Ferâiz 2.

[9] İbn Mâce, Ticâret 29.

[10] Hanım sahâbîlerin çeşitli bölgelere dağılıp hadis rivayet etmesi ile ilgili olarak bk. Ayşe Esra Ağırakça Şahyar, Seyahat ve Rivayetleriyle Hanım Sâhâbîler, Akdem Yayınları, İstanbul, 2015.

[11] Müslim, Salat 136.
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla