Şairin adına yazdığı söylenen, Muazzez hanım yakın zamanda röportaj vermiş. Keşke hiç vermeseymiş. Bir şair için öznenin değil duygunun ne kadar önplanda olduğunu bir kere daha anlıyor insan. Bir kadına değil aşka aşık duygu ve fikir insanlarını magazinsel bir hale getirmek yazarı iki kere öldürmek demek. Kaldı ki Sezai Karakoç Mona Rosa' dan ibaret değil. Ona şahsiyet kazandıran en az onun kadar güzel, derin şiirlerdir.
Hanımefendi yazarı ölmeden önce gördüğünden bahsediyor. Kalabalık bir grupla beyaz saçlı, sakallı, yaşlı birini gördüm kim ki bu acaba dedim. Gözgöze geldik. Ben tanımadım o tanıdı galiba diyor. Bilseydim kahve içmeye davet ederdim diye ekliyor.
İnsanın muhayyilesine mızrak saplamak oluyor işte bu açıklamalar.
Sezai Karakoç'u tanımamış. Peki ya merhamet isteyen kanadı kırık kuş...
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsin ölüler niçin yaşarmış.
Muazzez hanımı dinleyince anladık....
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |