Konu Başlıkları: Bu Ayın Misafiri Vasat
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Temmuz 2024, 08:55   Mesaj No:4

Vasat

Medineweb Üyesi
Vasat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Vasat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 62825
Üyelik T.: 12 Ekim 2023
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Kadın
Memleket:Ankara
Mesaj: 143
Konular: 4
Beğenildi:313
Beğendi:427
Takdirleri:4220
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
Kara Kartal Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Çok teşekkürler bu güzel açıklama için. İslam ve psikolojiyi nasıl birbirine bağlı hâle getirdin diye sorsam? Psikoloji-islam arasında bizim kacirdigimiz nasıl bir yakınlık sözkonusu acaba

Tabi ki : )

Hakkında konuşulacak detayları tümden anlatsam çok kapsamlı olacağı için, en temelden başlayarak "her iki alanda da benzer olan şeyleri" özetle ifade etmeye çalışacağım:

*Psikolojide, insanların daha iyi bir ruh hali için: insanların kendi kendine söylediği (iç diyaloglardaki) olumsuz konuşmaları bırakıp, kendileriyle olumlu konuşmaları telkin edilir. Bu arada bu olumsuz iç seslerin kaynağını belirtmezler, bizim düşüncemiz olduğu varsayılır.

İslam'da ise bu olumsuz iç sesler "şeytan veya nefs" ikilisinden birisidir (bazen her ikisidir). Bununla birlikte çözüm olarak İslam'da da aynı şekilde onlara kulak vermeyi bırakıp, olumlu/doğru davranışa yönlenmemiz öğütlenir.

*Psikolojideki takıntı, İslam'daki "vesvese"ye teslim olmuş kişinin ulaştığı noktadır. Şeytana kulak verir ve o yolda ilerlenirse, konu ne kadar saçma olursa olsun: Kişi o yolda ilerlemeye başlar ve kişi vesveseye ne kadar süre teslim olursa takıntısı o derecede güçlenir/köklenir. Allah'ın aklını kullanmayanlara verdiği bir cezadır bu.

Örnek:

"Odadan çıkarken lambayı 3 kere açıp kapamazsam başıma bir uğursuzluk gelecek."

Evdeki lamba ile uğursuzluğun ne alakası olabilir?

İşte bu, dini konularda saptırmak veya Müslümanlara zulmü teşvik etmek haricinde: ek olarak bir de "mizah duygusu" olan şeytanın insanları saptırırken eğlenmek için kullandığı yöntemlerden biri. İnsanları düşürdüğü bu hale bakıp bakıp güldüğünden çok eminim.

Bu arada hedefi sadece gülmek değil tabi ki. Bu şekile gelen insanlarda mantık yeteneğinin hasar gördüğünü açıkça söyleyebiliriz ve bununla kalsa iyi; beraberinde dine girme veya dini güzelce yaşama konusunda da zorluklar yaşanması oldukça olasıdır. [Namaz rekatlarını takip etme veya "abdestim oldu mu, olmadı mı?"gibi kısmen masum olan vesveseler hariç, ileri boyutlarda: "Allah beni sevmiyor; Allah beni affetmeyecek; (haşa) Allah zalim, adaletsiz" gibi "kendi zanlarını" Allah'ın üzerine iftira olarak atıp, ahiretlerini mahvetme riskleri mevcut. Tabi ki zamanında uyanıp tevbe ile korunursalar ayrı. Rabbim Şeytanın ve nefsimizin şerrinden muhafaza etsin, amin.]

Bu arada çocukluktan edinilen çeşitli davranışlar için ne çocukları, ne de henüz ilk ergenlik yaşındakileri suçlayamayız. Çünkü çocukken irade yoktur ve bir takıntı çocukken başladıysa, henüz yeni ergenken (dinen mükellef olduktan sonraki ilk yıllar) kişinin kendindeki bir durumu fark edip de, bu geçmişten edindiği takıntılardan kolaylıkla kurtulması mümkün değildir. Farkındalık ve genel olarak kurtulmak için zaman ve emek ister ve yeni mükellef bir gencin aklını/iradesini kullanmayı etkin şekilde kullanmaya başlaması en az 14-15 yaşlarını buluyor. Amel defterinin açılması (ortalama 12 yaş) kişinin sorumluluklarını kendi eline teslim ediyor, ancak tabiri caizse henüz acemi şöför gibi oluyorlar ve dediğim gibi az-çok ne yaptığını fark etmek için bu yaşlara kadar gelinmesi gerekiyor.

*Psikolojide katı, kaba, öfkeli, alaycı vb olmanın sosyal iletişimde engel olduğu öğretilir.

İslam'da da aynı şekilde bunlardan kaçınmak öğretilmekte.

*Psikolojide güler yüzlü olmak, nezaket, hediyeleşme ve benzerinin sosyal iletişimdeki faydaları öğretilir.

İslam'da da aynı şekilde.

*Psikolojide "olumlama" "şükür günlüğü tutma" gibi yöntemlerle kişilerin ruh hali iyileştirilir.

İslam'da ise "Şükrederseniz nimetimi artırırım" ayeti bize asıl olanı en güzel şekilde anlatmakta.

...

Aklıma ilk gelenler özetle bu şekilde, inşaAllah benzerliği gösterecek kadar yeterli ifade edebilmişimdir : ) Bu iki alana "benzerlikleri görmeye yönelik" dikkatle bakıldığında çok daha fazlası da görülebilir inşaAllah.


Bu arada konuyla ilgili tüm ayet ve hadisleri yazmadım, aksi halde çok uzun sürecektir. Ancak genel kültür üzerinden bilinen şeyler olduğu için bu özet geçme lüksünü kullanmış bulunuyorum, affola : )
__________________


Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?"

[Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler]