Alıntı:
eflal Üyemizden Alıntı
 Misafirliğiniz hayırlı olsun...
Geçde kalsam bir iki soruda ben* de sormak isterim..
...
* Hayatın garip oldugunu düşündün mü hiç?
Hayatta en büyük yanılgınız nedir ?
İnsanlara yaşama hissi veren şeyler?
İnsan neden inanmak ister?
Anneliğin bir kadına kattığı en önemli şey nedir sence?
Yaşamak bir sorumluluk mudur?
Çok teşekkür ederim şimdiden   |
Çok teşekkür ederim, henüz bitmeden yakaladınız, dolayısı ile geç kalmış sayılmazsınız : )
Bu arada sorulara ilk göz atmamla birlikte duraksadım, sanırım daha evvel hiç düşünmediğim sorular bunlar : ) Bakalım bu güzel sorulara nasıl cevaplar çıkacak benden, an itibari ile üzerlerinde ilk kez düşünüyorum çünkü : )
1. Hayatın garip oldugunu düşündün mü hiç?
C. Garip olduğunu düşündüm mü... An itibari ile, yani şu anki bilgim ile: Her şey tam anlamıyla anlamlı ve işleyişi kusursuz. Ahirete bakan yönü ile sevmediğimiz şeyler ve geliştirici yönü ile her tür sınav... Hepsinin ardında bir anlam ve her şey arasında bir bütünlük görebiliyorum elhamdülillah.
Ancak tabi ki eskiden bu derecede bilgiye sahip değildim ve bilhassa gençlik dönemim "insanları anlamaya çalışırken kafayı yemek üzere" şeklindeydi : ) Sebepsiz tripler, küsmeler, kızmalar, dedikodular, iftiralar ve diğer zulümler... İnsanlar ne yapıyor böyle ve neden?
Doğrudan hayat değil belki ama insanları bu açıdan gerçekten garip gördüğümü söyleyebilirim. (Geçmişte.)
2. Hayatta en büyük yanılgınız nedir ?
C. İnsanlara karşı gerçekten içten olursam hepsinin beni seveceğini sanmam : ) Ama sadece benzer insanlar birbirini gerçekten seviyor, kalanlar içinden ise: sadece saygılı olanlar "sevmese bile" incitmemeyi, hatta sevmediği halde mutlu etmeyi başarabiliyor : )
3. İnsanlara yaşama hissi veren şeyler?
C. Her insanın arzusu farklıdır ama temel olarak insanı yaşatan şey: umuttur. İstediği şeylere kavuşabileceğine dair umut.
Bir Müslüman için umudun büyüğü ahiretteki saadettir, bu açıdan her halükârda son nefese kadar yaşama arzusunu korur, alacağı ecirleri düşünerek sabreder. Ancak ahirete inanmayanlar... Dünyalık alacakları bir zevk kalmadığını düşündüklerinde, doğrusu halleri hiç iyi olmuyor.
4. İnsan neden inanmak ister?
C. Mantık ve adalet hissimiz "inanmama halinde huzur bulmaya" imkân vermiyor çünkü.
Mantık sayesinde "dünyanın kendi kendine oluşamayacak" şekilde kusursuz bir düzene sahip olduğunu görüp, bir Yaratıcının varlığına, görmesek dahi net ikna oluyoruz.
Dünyadaki zulümlere şahid oluşumuzla birlikte, haksızlığın karşısında durmak isteyen herkes için de: ahiretin varlığı zorunlu oluyor. Ahiret olmasa, görüyoruz ki burada kötüler sıklıkla kazanıyor. Peki en başta mantıkla varlığına inandığımız Allah, kötülerin kazanmasından hoşnut olur mu? Asla.
İşte bu gerçek "ahirete inancı" pekiştiriyor. Adaletin sağlanacağı bir yerin olduğunu bilmek tam anlamıyla mantığa hitap eden, sabrı kolaylaştıran, hayatı anlamlı kılan bir şey.
5. Anneliğin bir kadına kattığı en önemli şey nedir sence?
C. Kendini unutmak : ) Maddi-manevi her konuda öncelikli kızımı düşünüyorum. Onu her türlü hayata hazırlamaya çalışırken, ona sunmak için bilmediğim konuları dahi araştırdım, öğrendim ve ona sundum. Bilhassa psikoloji konusundaki gelişimimin "kızımı koruma ve eğitme arzuma" dayandığını söyleyebilirim : ) Benim için tek etken değil, ama benim için gelişim sürecini başlatan en büyük etkendir bu.
6. Yaşamak bir sorumluluk mudur?
C. Toplumsal dayanışmaya ve ahirete inanan birisi olarak: evet, bir sorumluluktur. Herkesin hayatta bir rolü var ve o rollerin muhakkak oynanması gerekiyor. En uç noktadan düşünürsek: kötülerin bile rolü var; çünkü onlar sayesinde sınav oluyoruz.
Genel olarak ise: toplumda biri doktordur, öteki mühendis, biri çöpçüdür, öteki ayakkabıcı vs. Ve hiçbiri olmadan düzgün bir hayat düşünülemez. Aile içinde de benzer şekilde görev paylaşımları mevcut ve herhangi birinin yokluğunda (manevi paylaşımlar da dahil) bazı şeyler ciddi şekilde aksıyor, zorluklar çok büyük olabiliyor.
Kısaca insan sosyal bir varlık ve gerek yakınlarıyla, gerek toplum içinde önemli görevlere sahip. Bunlardan kaçmak, diğerlerini zora sokacaktır; dolayısıyla evet bu bir sorumluluktur : )