Alıntı:
Sükutu-Ezber Üyemizden Alıntı
Yusuf bunu içinde gizledi, onlara bir şey belli etmedi.
Yusuf süresi 77.Ayet
|
Burada siyaset dili kullanılmış.Yani yusuf merhamet şefkat şemsiyesinden ödün vermeden ama kendisine yapılan hataları da vahy çerçevesinde (
en büyük ceza kötülük yapana iyilik yap hadisi şerif ve bir çok ayet) cezalandırdı.
el insanu abidul ihsani yani insan iyiliğin kölesidir hadisi şerif.Yusuf'un
sizi affettim sizde Allaha tevbe edin ile mekkenin fethi günü
Resulullah'ın müşriklere gidin hepiniz serbestsiniz mesajı arasında ortak nokta
vahy.özetle suçluya bu kadar ağır ceza veya 90 sopa falakayı teklif ederseniz 90 sopayı tercih edecektir.)
Alıntı:
Mihrinaz Üyemizden Alıntı
Allah'ın ahirette kusurları kapatacağı vaadinin bizim bu dünyada hata, kusur kapatmamiza bağlı olduğunu unuttuk. Ne zaman ki; "İçine atma" ile içinde tutulması gerekenler yer değiştirdi, her aklına gelenle, her diline geleni söylemenin dengesi bozuldu, ondan beridir özden kaybediyoruz. |
vahy mihenk taşı olacak şartı vardı hocam.hatalar yüze vurulmaz,kusurlar deşifre edilmez,sırlar tecessüs edilmez.gıybet dedikodu laf taşımak fitne kapısı açmak hiç olmaz olmamalı.buraya kadar tamam... ama sorunu düzeltmek de şart.ya elinle ya dilinle ya da son çare münkeri/kötülüğü/densizliği/hoyratlığı/sorumsuzluğu vs red etmek düzeltmek de farz.burada ince nokta
muhatabınla değil fiille şavaşmak yani faravundan önemli
firavunluğu ortadan kaldırmak olmalı.vahy firavuna değil firavunluğa savaş açmıştır.
içine atmak ise tıp konusu.)
Alıntı:
Mihrinaz Üyemizden Alıntı
Şahsım için ve yukarda hitap buyurduğunuz vahy talebesi olanlar içine atıp sişeceğine, dışarı atıp densizleşeceğine kendi içinde öğütme sistemi geliştirsin. Vahyin talebeliği kendine eziyeti de, başkasına eziyeti de istemez. Hele ki; ağzına geleni söylemeyi kendine hak, herkesi ve her olayı eleştirmeyi, hata kusur araştırmayı doğruluk sanan, her konuya uzman zevzeklerin dünyasında içine atıp şişmek en doğrusu gibi de geliyor Kendi hakkına gire gire sistem geliştirmiş biri olarak; içinize sizi ve muhatabinizi zora sokacak cümleleri öğütmeyi, absorbe etmeyi öğretin. Sistem otomatik devreye giriyor, tutacaklarıni, söyleyeceklerini ayırt ediyor, sizi utandırmıyor.) Kendi hakkına girmeden, kendine de hak görmeden en iyi yöntem. |
amaç üzüm yemekse sorun yok.bağcıyı dövmek ise bu da psikiyatrı konusu.)
Alıntı:
Esma_Nur Üyemizden Alıntı
Sorsak herkes melek kimse kimseyi kırmamak için herşeyi içinde tutuyor! Malesef durum vahim bizden sonraki nesil hepden batmış durumda bazı psikolji uzmanlarının verdiği tavsiyelerini yanlış anladılar. Özgüven özgüven dediler bizimkiler özgüven ile hadsizliği birbirine krışdırdılar. Ailelere çok iş düşüyor bu devirde . |
mevlana değilsin ne olursan ol gel dersen batarsın.adam ol gel daha sağlıklı olur.) islamın 6.şartı
haddini bilmek denilirse haddimizi aşarız kadar önemli.
Alıntı:
Vasat Üyemizden Alıntı
İlk mesajdan itibaren değişik türdeki insanlar ve değişik durumlardan bahsediliyor ve şunu diyebilirim ki: herkes kendi ele aldığı duruma bakış açısından haklı : )
|
her kafa bir ayettir.beyın adedi kadar ayetler...ayetle sabit olan abdestin şartları sabiteleri aksesuarları konusunda 5-10-15-25 mezhebin değişik yorumu.)
Resulullaha sorulan soru "en efdal ibadet hangisi?".verilen cevap kişinin çapına ihtiyacına kapasitesine durumuna bağlı olarak verilmiştir. cevaplar anana bak,namaz kıl,cihat et,zikri çoğalt,al iyaline sahip çık...soru sabit cevap kafalara göre.)
Alıntı:
Kara Kartal Üyemizden Alıntı
Değişik tür derken değişik türden yorummu yani yoksa yani yorum yapmak tam olarak bu oluyor sorun kimsenin ayar yapamamasında bence. Sorsan herkes açık sözlü. Ufacık şeylerden bahsedilmiş yazıdaki benim annem çorbaya tuzsuz desem suratı düşer. Önceden anlamazdım sonra baktım onca emek veriyor mükemmel hazırlıyor sofrada bi kaşık alıp babamla kafa kafaya verip ne kadar tatsız tuzsuz olduğunu söyleyip durunca kadının huysuzluguna anlam vermezdik bide. Basit şeyleri bile doğru ama diye söylemek dusuncesizlik bence. İşe yaramiyr. Allah için söyledim anne demek veya Hanımcım Allah için söyledim kilo aldın, boyun kısa, ellerin güdük, şef yemeği yapamıyorsun, master şef değilsin demek onları kenara sıkıştırmak yazık bence. Haksızlıklara susmamak başka bişey ama eleştiri delisi olduk.
Bende alıngan biriyim mesela ince dusunceliyim biri bu şekilde söyleyince çok dert ediyorum. Allah için demesi beni yumuşatmiyor hatta daha çok kiziyrm. Düşüncesiz söylemiş sözünü Allah'a dayamasina. Neyse buda benim yorum |
Baban espiri ile ciddiyeti harmanlayarak balkonda yatmayı da göze almayarak nazikçeyı zorlayarak meramını dile getirmiştir.) un var şeker var su var tuz da olsun sayın hanım hazretleri demiştir.)
Alıntı:
Vasat Üyemizden Alıntı
Bu arada duygu dünyasına hitap eden çok önemli ayrıntılara değinmişsiniz. İyi niyetle de olsa, söz "söz söylenen kişilerin" hassasiyet ve beklentilerine uygun değilse, 'kaş yapayım derken göz çıkarma' durumu olabiliyor. Bu açıdan insanın en azından en yakınlarının duygularını anlamak üzere empati yapması, hatta bunları anlamak üzere açık açık beklentilerinin neler olduğunun sorulması çok önemli. Ki, esasen bazı beklentileri öğrenmek için hiç soru sorulmasa da olur, insanlar ortak olarak "takdir edilmekten, övülmekten, teşekkür edilmesinden, zamansız hal-hatır sorulmasından" vs hoşlanır ve hoşlanmakla da kalmaz: mutlu olur : ) Mutlu olunca da "mutlu etme potansiyeli" yükselir, öyleyse düz mantık: mutlu olmak isteyen, sevdiklerini mutlu etsin : )
Ama bunun, sevdiklerinin ihtiyaç duyduğu şekilde olması önemli. Bu konuda Gary Chapman'ın Beş Sevgi Dili adlı kitabını önerebilirim. Bizzat tümünü okumadım ama özetini okudum ve gerçek hayatla tastamam örtüşen gerçekler anlatılıyor. |
innemel amalu bi niyat,ameller niyetlere göredir.densizlik de bir niyettir.)Beş Sevgi Dili adlı kitabı okumuştum.özeti ve ana teması "bükçe"...yani dobra dobra ifade yerine eğip büken cümleler,cümlelere nazik taklalar attıran,ortaya çıkan cümlenin şişde yanmasın kebabp da yanması bende yanmayayım karşıdakinin gazabını da çekmiyeyım çabasıdır.kitabı sevdim çok da güzel ama amel etmiyorum.)