Yalnış algılanmaktan konuyu istenmeyen noktalara taşınmasından endişe ediyorum.
tasavvuf hiç bir zaman hiç bir süreçte türkiyedeki kadar yozlaşmamıştır.
tasavuf( kurandaki nefis terbiyesi) münferit yaşanması gerekirken,kurumsallaşması partileşmesi tabelalaşması dahası tellioğulları seferoğulları rekabetlerine dönüşmesi ve dahası şeyh denilen mürşidin tasarufuna bırakılması,daha dahası kuran ve sahih sünnetin şeyhin gölgesinde bırakılması...
iman edenin Allaha tevbenin mın dunillah (Allahtan peşi sıra) şeklinde birilerini aracı kılınması...
müridin mürşidden ilim irfandan öte rüya keşif keramet mehdi şefaat hikaye gibi alanlara sürüklenmesi...
şirk riskinin çak bariz olduğu...
ahkamdan müteşabihlere seyri suluk...
biatı rıdvandan biatı şeyhe...
nassız delilsiz burhansız batıl ve batıni ilimler...
en enteresanı ki müritlerin ekserisi hayatında bir kez kuran meali ile tanışmamış ama batını ilimlerde uzmanlaştırılması..
islamın zikir saç sakal cübbe tezbih mendebur kılıklardan ibaret sandırılması...mutaların kapatmaların gizli nikahların...müritlere bir lokma bir hırka dayatılması üst tabakaların karun yaşantıları...
Resulullahın öz kızı fatımasına seni kurtaramam ey babasının annesi...bizimkilerin cenneti parsel parsel satmaları şefaatleri dağıtmaları...Resulullah yetişemedi şu şeyhlerin yetkisine...
....
.....
gazalinin ebu zerrin caferin musabın tasavufu ile günümüz tasavuf arasındaki derin farklar korkunç...
__________________ Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
|