Allah razı olsun, bu çok önemli bir konu. Tartışmanın bir adabı vardır ve bunu en iyi ilim ehli olanların bilmesi ve uygulaması gerek. Bunu en iyi onlar yapabilir, çünkü ilim sahibi olmanın "nelerle karşılaşacağının bilinmesi sebebiyle" kişiye verdiği bir özgüven, eminlik, rahatlık hali vardır; daha doğrusu olmalıdır. Kişi bu rahatlık içindeyken bile, rotasını düzgün tutamıyorsa, ilim ehli olmayanlar ne yapsın?
Bu arada söylenmesi gereken her şey söylendikten sonra, iş tekrara bindiyse: artık o tartışmayı yürütmenin kimseye bir faydası yoktur. Bu arada herhangi bir taraf haklılığına dair delil sunduğu halde, diğer taraf delilsiz/nefsanî savunma yapıyorsa bunu da devamen yürütmenin anlamı yoktur. Her iki tarafın da delilsiz/nefsanî tartıştığı bir durumu ise, düşünmek dahi istemiyorum...
__________________
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
"Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?"
[Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler] |