Alıntı:
Esadullah Üyemizden Alıntı
Sadece şu anda değil hiç bir zaman Şeriat ile yönetilen bir Ülke olmamıştır. İslamın bu zamana kadar en büyük kayıplarından birisi kavram kargaşası ve tam verilmemiş anlamlardır. Bir çok tefsir eserinde maalesef delil olarak sunulan israiliyat kaynakları ve aktarımları ve özellikle Emeviler dönemindeki Hadis kaynaklarına müdahale bugün özellikle Ateist ve İslam Münkirlerinin ve Kuran ve Sahih Sünnet çizgisinde ilerleyen insanları tekfir eden sapkın veya itikadı eksik ekollerin ekmeğine yüzyıllardır yağ sürmekte.
İşte şeriatı da mana ve kavramları ile anlayamayan Kuranın emirlerinin, tavsiye ve hükümlerinin kavram ve mahiyetlerini bu yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı kısıtlayan insanlar elbette kargaşa yaşayacaklardır. Şeriatta Cihadı sadece savaşmaktan ibaret gören, Şeriat kanunlarını el ve ayak kesmekten başka bir kalıba koyamayan, hak ve hukuk kavramlarını ve bir çok hükmü zamanına uyarlamakta aciz kalan insanlar Şeriat ve Kuranın hükümleri ile ne bir yönetim kurabilir nede bireysel olarak yaşayabilirler...
Ama aslolan her zaman dediğimiz gibi İtikadi eksikliktir bu düzelmedikçe ve ortak bir İtikat altında toplanılmadıkça İttihat da geçikecektir. Aslolan doğru bir itikat üzere olmaktır. Rabbimiz basiret ve firaset nasip etsin... Amin Ya Mucib... |
Dualarınız için amin ecmain, aynen itikad üzere birlik bu ümmetin tek kurtuluşu olarak görünüyor. Bu konuda alimler birliğine çok iş düşüyor ama doğrusu alimlerden önce: halkın bu yönde talepkâr olması gerektiğini düşünüyorum. Malum: gerek siyasi, gerek dini alanda "halk neyden şikayetçi ise, gündemde en çok ne dolaşıyor ise" idareciler* de onu konuşuyor.(*hocaları da burada manevi idareci olarak değerlendiriyorum)
Öyleyse: "benim ilmim ne, gücüm ne" demeden halkın bu konuları gündem etmesi gerekiyor. Ta ki sesimiz duyulsun veya hiç değilse ahirette "Biz elimizden geleni yaptık." diye Allah'a sunulacak bir mazeretimiz olsun.