SEMAHAT ÖZYÜREK
GASSAL İLE MEYYİT 1
SON MUHATAP
İnsanı en çok ürküten sorulardan biri de “Sen Kimsin?..” suali olsa gerek. Bu sorunun muhatabı olduğum an, beynimde şimşekler çakar, ayaklarım olduğu yere mıhlanır kalır. Kimim ben?..
Zahiren bakışlarda, hal-i lisanda görüldüğü vakit ölümün soğuk rengini yansıtan bir Gassal.. Ben de halen-i ruhaniyeme soruyorum. Sen kimsin?..
Ve teneşirin başında buluyorum kendimi.
Dünya yolculuğu bitmiş, kitabını kapatmış, dünyayı elinin tersiyle itmiş ve dünyadan bıkkınlığı her haliyle belli olan; son ayrılığa, son pişmanlığa dahi fırsatı olmamış, İRCİĞ (BANA DÖN) emrine tabii olmuş din kardeşim ile dünyadaki son muhatabı olarak baş başayım.
Zahiri gözler kör olur, kulaklar işitmez, mantık fransız kalır. O bana ne söyler, ben neler dinlerim?..
İKİ ÂLEM ARASINDA
Derken; “NEREDESİN?” diye bir sual dondurur benliğimi. Buranın neresi olduğunun, yeryüzünde varılacak en son yer, en son kapı olduğunun idrakine vardırıyor insanı.
Kimilerine göre son durak, kimilerine göre elveda mekânı… Lakin tek taraflı bir elveda…
Son bakış veya el sallama yok. Öyle bir gidiş ki kimsenin gözyaşı fayda etmiyor. Dünyada böyle bir yer var mı? İşte ben oradayım.
Diğer ucu âlem-i kubur, oradan berzaha dayansın. İki âlemin birleştiği yer. Tuzlu suyla tatlı suyun karışmadığı gibi. Ne o âlem bu âleme, ne bu âlem o âleme müdahil olamaz. Tam teslimiyet halinde her iki âlemin, insan ve meleklerden oluşan görevlileri, ilahi emre itaat çerçevesinde üzerine düşeni yapmaktalar.
Kan donduruyor din kardeşini hazırlayıp meleklere devr-i teslim yapmak. Acabalar düşüyor gönül iklimine, havf ve reca arasında. Ve bir ümit ile iman nişanesi aramaktayız. Bazen haykırır gibi kaldırılmış bir şehadet parmağı, bazen abdestten sonra abdest azalarının parıldaması gibi. Ve yine bir endişe; acaba nereye gidiyor?..
Öyle bir yer ki basiret bağlı, gözler farklı görüyor, hatta görmüyor. Uyuyanlar uyanmakta, buraya gelen silkelenip kendine geliyor. Bir anlığına da olsa yüreğine korku düşüyor. Fakat İNSAN UNUTANDIR.
Son pişmanlık feryatlarının yürekten ayyuka ulaştığı yerdir burası. Şaşkınlık ifadesi gözbebeklerini büyütüyor. Dünya yolculuğunun son durağında her gelen benliğini bırakıyor. Âlemler arasındaki ayrılığın hicranı can yakıyor. Bir daha görememek, bir dahası olmamak ve nice birdahakilere ölüm gidişi damga vuruyor. Ve ‘ah keşkelere’ sessiz bir çığlık bırakıyor.
Keşke hep sevgi dili konuşsaydı. Çünkü hoş bir sada idi kalan. Keşke gözler hiç kem bakmasaydı. Çünkü bakışlardı en son giden. Keşke tamamlayabilseydik birbirimizi, ya da tam anlayabilseydik.
Dünya ile ukba arasında bir yer burası. Ve ben bu dünyada da, ukbada da buranın muhatabı. Çünkü ölsen de buraya geleceksin kalsan da..
jpg.gif gassal 2.jpg (93.6 KB (Kilobyte))
|