Alıntı:
Mihrinaz Üyemizden Alıntı
(32-33) Onlarla ilgilenip "Ben Rabbimi hatırlattıkları için güzel şeyleri severim." dedi ve onlar gözden kayboluncaya dek onları seyredip durdu. Sonra: "Onları tekrar bana getirin!" deyip bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.
Onları bana geri getirin." Ardından bacaklarını ve boyunlarını sevgiyle okşamaya başladı.
Mesh: Silmek, sürmek, çekmek, mesh etmek, okşamak, dokunmak, temizlemek, yağlamak, ölçmek, ölçüp biçmek, araştırmak.
Geçtiği ayetlerin hiç birinde "kesti" anlamı yok.
Fecr hocam, çok dikkatli ve özenlidir ayetler, çeviriler hususunda. Farketmedi veya bizim farketmemizi, dile getirmemizi istedi muhtemeln.))
Allah razı olsun Vasat düzeltmiş olduk.
Konunun içeriğini sakın ola "Bizi Allah'tan alıkoyan şeyleri sevip okşama, derin bağlar kuralım olarak anlamasınlar."))
Süleyman peygamberin davranışından ve ayetten; " herşeyi yerli yerine koyma, sevdiğimiz dünyaliklari kesip atmak yerine kalbine bağlamamayı" öğreniyoruz. Allahu alem. |
Amin ecmain Mihrinaz Kardeşim, verdiğiniz detay bilgilerle birlikte konu çok daha açık oldu elhamdülillah
Bu arada aynen, değer verdiğimiz caiz şeyleri hayatımızdan kesip atmak değil; onları kalbe bağlamamak ve Allah yolunda kullanmak İslam'ın temel prensibi. Bu ayeti ben olduğu haliyle ilk okuduğumdan beri, atların başına önceki hallerinden farklı herhangi bir şey geldiğini şahsen hiç düşünmedim. Süleyman (aleyhisselam), atlar hakkındaki niyetini tazelemek ve gönülden "maşaAllah, barekAllah; elhamdülillah; subhanAllah; Allahu ekber" demek için de o atları getirtmiş olabilir. Bir peygamberin şanına yakışan böyle bir ihtimal varken, bunu görmezden gelip ayette bulunmayan bir kelimeyi ekleyerek, üstelik "kesti" gibi net bir hükümle konuyu bağlamak... Cidden insanlar ne yapıyor, bazen bilemiyorum yani.
Bu arada, atlar yüzünden namazı kaçırdığı söyleniyor ama buna dair bir delil de yok, bu da ancak bir yorum. Ne ayetlerde ne de hadislerde net bir delil olmaksızın böyle çıkarımlar yapmak ise malum, caiz değil. Bu, itikadi bir konuda olsa kişiyi hak yol çizgisinden çıkarır. Bir peygamber hakkında böyle konuşmak ise onun kul hakkına girmeye sebep olur, Allah muhafaza.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
"Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur."
(İsra, 17:36)
Alemlerin Rabbine hamd olsun, bu vesile ile bu konu şu an daha da verimli olmuş oldu. Ki bu şekilde konuyu okuyanlar için ilk yazının verdiği mesaj daha doğru anlaşılır olmuştur ve buna göre bir yandan verilen öğütler üzerinde düşünüp günlük hayat daha dikkatli düzenlenirken, bir yandan da meallerde hata olabileceği gerçeğini de uygulamalı görmüş olduk. Hepimizin bu tür konularda her daim dikkatli olması duası ile