Kitap isminin kökenine baktığımızda karşımıza İran ve Ermeni mitolojisi çıkıyor. Mitolojik anlatılarda Azi Dahaka, Zahak, Zohak,Dahaka gibi isimlerle bilinen Azdahak aslında vücudunda yılan ve akreplerle dolaşan bir şeytani figür. Bazı anlatılarda ejderha ve yılan olarak da tasvir edilir ve büyük yılan anlamına da gelir. Pala da bu mitolojik hikâyelerden yola çıkarak ilginç bir roman kurgulamış. Zaman olarak 1577 Osmanlı’sı seçilmiş. Ramazan ayının ilk gününde İstanbul semalarında görülen bir kuyruklu yıldız sonrası yaşanılan birtakım gariplikler, düzenlenen sapkın ayinler ve cinayetlerin ardına düşen Emanet ve Karabat’u doğrusu merakla okuyorsunuz...
......
Bir çırpıda okunan polisiye-tarih karışımı bir roman. Kitap 1577 yılı Ramazan ayının 1.gününde ortaya çıkan kuyruklu yıldız ile başlıyor. Osmanlı'da devlet içinde devlet olmuş bir grup; Azdahaklar. Kurban edilen çakır gözlü hamile kadınlar, ceninler, yılanlar, cinayetler, kan ve vahşet... Azdahaklar kan,kargaşa ve kötülük arttıkça efendilerinin gökten ineceğini ve tüm dünyayı kötülükten arındıracağına ve sadık kişileri yanına alacağına inanıyorlar. Tüm bu kargaşa ve cinayetlerin peşinde iki hafiye; Karabarut ve Emanet... Kitabın kalbini oluşturan Azdahak,Hint-İran mitoloji kahramanları Zalim Dahhak ve Demirci Kawa efsanesinin yansımasıdır. Yazar din olgusunu ve efsaneyi polisiye ile harmanlayarak çok güzel bir roman ortaya çıkarmış.
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |