Konu Başlıkları: Way O Asla Diyenler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Nisan 2025, 14:17   Mesaj No:7

Vasat

Medineweb Sadık Üyesi
Vasat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Vasat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 62825
Üyelik T.: 12 Ekim 2023
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Kadın
Memleket:Ankara
Mesaj : 340
Konular: 5
Beğenildi:573
Beğendi:874
Takdirleri:7790
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
Mihrinaz Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Kesinlikle katılıyorum.

Çocuklar küçükken evim için bir kaç seramik obje almıştım, yaşları yakın üç çocuk+ baba Her biri belli aralıklarla düşüp kırıldı. Kırılan ilk parçayı sabırla ince ince yapıştırdım. Eşim "ne uğraşıyorsun tekrar kırılacak, at gitsin" demişti. Evet atabilirdim ne gerek vardı ki uğraşmaya...

Bir arkeolog hassasiyeti ve cerrah inceligiyle o kırılan parçaları yapıştırdım. Aslında bir japon felsefesininde kapılarını araliyormuşum.)) Sonra diğer objeler kırıldı. Düşmeyle de hemen kırılmasına acaip ayar oluyor insan. Onları da yapıştırdım.

Yıllar yıllar geçti. Geçenlerde şöyle bir baktım. Aynı objeler eskisinden daha sağlam yerlerinde duruyorlar. Başlarına neler neler gelmedi ki... Kırılırsa kırılsın diyerek özensiz kolilendi ve kaç yere taşındılar, elimiz çarpıyor düşüyor, artık komşu çocukları geliyor oynuyor ,düşürüyor, hiç esirgemem. yok ne çatlıyor ne kırılıyorlar eskisinden de sağlam olmuşlar

Diyeceğim; kırılanı yapıştırınca eskisinden de sağlam oluyormuş, ne kadar sert düşse de öyle paramparça olmuyormuş. Al sana aydınlanma )))

Güven kırıklığı yaşayan içini enkazda bırakmamalı, ya da kestirip atmamali. Bu, karşındakinin güveni hakedip haketmeme meselesi değil, senin asla demeden daha güçlü duygularla, bilgelikle donanıp çıkman demek. Affediciliğin, tolare ediliciğin, çok hassas olan güven-sevgi-ruh terazinin güçlü hal alması. Çok kolay kırılan yerleri onardiğinda çok güçlü ve daha sağlam ruh haline bürünüyor insan.

Kuluz şaşarız. O yüzden herkes her zaman affediciligi hakeder. Orada dahi "asla" dememeli. Ama "mümin bir delikten de iki kere sokulmaz".
Seramiklerin başına gelenler cidden ibretlik bir benzetme olmuş, tam da benim kasttettiğim anlamda. Kırıklara rağmen onarmak ve tekrar onarmak ve tekrar onarmak, en sonunda kişiyi/ilişkiyi olduğundan kat kat sağlam hâle getiriyor, ki hepimizin temelde istediği ve arzuladığı şey de bu

Tabii bunu hak etmeyen çürükler de olabiliyor hayatta, bu bir potansiyel meselesi ve bunlara da şaşırmamak gerek. Bununla birlikte, bu çürüklere bakarak, çürük çıkmasından korkarak güvenmekten tümden uzak durmamak, insanların gelişiminden umudu kesmemek gerekli. Nitekim toplum olarak buna ihtiyacımız var; o sahabenin birliği, yediği içitiğinde ayrı gayrılığın olmaması, o kardeşlik bilinci benim ve esasen hepimizin tekrardan görmek istediği en büyük hayalimiz. Aile içinde kesinlikle ve ümmet içinde de illâ ki...

Ve işte, insanlara fırsat tanımadan bunu görmek mümkün değil. İnsan, gelişen bir varlık; ancak onların gelişimi için uygun ortamlar sunmak da şart. Aksi halde, insan çabalamayı bırakırsa, gelişim durur ve bu toplum birliği için en son isteyeceğimiz şey olur.

Rabbim bu yolda sabırlar ve kolaylıklar versin dilerim, yol zor, ancak sonuçları da çok güzel. Belki hepsi meyve vermez, ama verenlerin varlığı diğer vermeyenlerin üzüntüsünü siler geçer Allah'ın izni ile. Hedefimiz, kurtarabildiklerimizin çok olması; arada kurtarılamayanların var olması ise, bunca çaba ardınca bizlerin suçu olmayacaktır.
__________________


Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?"

[Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler]

Alıntı ile Cevapla