Cvp: Bediüzzaman ve demokrasi Öz Bu yazıda, bir din olarak İslam ile siyasi bir sistem olarak demokrasi arasındaki ilişkiyi tahlil etmeye çalışacağım. İslami demokratik bir sistemin olabilirliği hakkında birkaç önemli soruyu Said Nursi'nin görüşlerine dayanarak tartışmaya çalışacağım. Bu sorulardan bazıları şunlar: 1- İlahiyat nedir? 2- Demokrasi ile ilgili İslami ahlaki prensipler nelerdir? 3- Siyasi sistemin oluşturulmasında insanoğlunun fıtratı ve istidadı nedir? 4- İslami kanunlarda demokratik bir toplumu tesis etmeyi mümkün kılacak olan insan haklarını koruyucu maddeler yeterli sayıda mevcut mudur? Bu sorulara cevap verebilmek için konumuz ile alakalı ilahiyatın bazı yönlerini açıklamamız gerekmektedir. İslami demokrasiyi incelemeye başlamadan önce, İslami demokrasiyi mümkün kılan bazı önemli genel prensipleri incelemek gerekir. Bu bağlamda, aklın, inancın, ahlakın yerini ve İslami perpektifte demokratik bir sistem kurmada insanın kabiliyetini çoğunlukla Said Nursi'nin düşüncesine dayanarak incelemeye çalışacağım. Bunlar şu şekilde listelenebilir: 1- Akıl vahyi anlamada esaslı bir yoldur. 2- Varolan dünyanın iki ciheti vardır: mülk ve melekût. 3- Emr-i ilahi iki çeşittir: teşri'î ve tekvinî. 4- İnsanın iradesi izafidir, bu yüzden kendine bakar. İslam'da herhangi bir gücün ya da kurumun meşruiyeti, temel olarak insanların bu meşruiyeti kabulünden çıkarılır. Diğer bir deyişle, insanlar kendilerine zorla kabul ettirilmemesi üzerine anlaşmadığı müddetçe bir kimse hükümdar olarak meşruiyet kazanamaz, insanlar kendi hükümdarlarını seçmede tamamen hürdür. İslam herhangi bir şekilde içinde istibdat olan bir sistemi kabul etmediği gibi, iktidarın aynı aile içinde miras olarak aktarıldığı monarşik bir sistemi de kabul etmemektedir. Aslında, sadece kendini monarşi olarak adlandıran sistemlere dikkat çekilmemelidir, çünkü kendini cumhuriyet olarak adlandıran pek çok ülke vardır ancak aslında iktidar yalnızca elit tabaka arasında dolaştırılıyor gibi gözükmektedir. Karşılıklı danışma sistemi İslami bir demokratik devletteki parlementer sistemin kaynağıdır. Bu yüzden, açıkça ifade edebiliriz ki; halk iktidarın kaynağı; meclis grubu, devlet başkanı ve kabinesi yalnızca temsilcidirler. Devletin ya da kabinenin başındakiler iktidarını halktan alır. Anahtar Kelimeler: İslam, demokrasi, şeriat, sekülerizm |