20 Aralık 2008, 01:00
|
Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 2797 Üyelik T.:
27 Temmuz 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
218 Konular:
66 Beğenildi:4 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cvp: Psikiyatrik Hastalıklar Organik Beyin Hastalıkları Psikiyatrinin ilgi alanına giren bütün rahatsızlıkların ruhsal nedenlerden köken alması zorunlu değildir. Hatta çoğu zaman böyle de değildir. Genel olarak psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olan faktörlerden söz ettiğimizde, organik (yani, biyolojik, genetik, fizyolojik, vs.) ile ruhsal nedenlerin bir bileşiminden söz ediyoruz demektir. Tümüyle organik etmenlerin rol oynadığı rahatsızlıklar psikiyatride kendilerini genellikle şu belirtilerle gösterirler: - Entelektüel, bilişsel işlevlerde ve bellekte bozulma (sığ düşünceler, entelektüel esnekliğin kaybı, belli bir sözü ya da davranışı yineleyip durma, muhakemenin zayıflaması)
- Kişilikte değişiklik (kişide o zamana kadar gözlenen kişilik özelliklerinin tamamen tersinin ortaya çıkması ya da eskilerinin abartılı bir hale gelmesi)
- Konuşmanın fakirleşmesi
- Belirgin görme varsanıları (yani, olmayan şeyler görme)
- Duygulanımın önce çökkün, endişeli, oynak; sonra apatik, boş bir hale gelmesi
Organik bir nedene bağlı olduğunu kanıtlayabileceğimiz psikiyatrik bozuklukların iki ana grubunu demans ve deliryum oluşturur. Demans, halk arasında "bunama" denen ve sinir hücresi kaybına bağlı olarak ortaya çıkan sürekli bir beyin hastalığıdır. Genellikle hafıza bozukluklarının ortaya çıkmasıyla tanınır hale gelirler. Ancak, soyut düşünce kaybı, muhakeme yetersizliği, kişilik değişmeleri ve diğer yüksek beyin işlevlerinde bozukluklar da görülür. Örneğin, konuşma güçlükleri, hareketlerde bir beceriksizlik, tanıyamama ve bilememe, mekanla ilgili güçlükler de mevcuttur. Çalışma hayatında, başka insanlarla ilişkilerde engeller ortaya çıkar.
Bunamanın en sık raslanan nedeni Alzheimer hastalığıdır. Bunu beyin damarlarındaki sorunlara bağlı bunamalar izler. Diğer nedenlerle ortaya çıkan bunamalar daha seyrektir. Deliryum, halk arasında (hatta az oranda da olsa tıp mesleğinden olanlar arasında bile) pek bilinmeyen ve zihin karışıklığı ile seyreden bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Burada da beyin işlevlerine bozukluğa bağlı olarak bunamaya benzer durumlar görülse de, kısa sürede gelişmesi, gün içinde dalgalanması ve kalıcı olmamasıyla ondan ayrılır. Ayrıca, dışardan gelen uyaranlara dikkatini sürdürme ve yeni uyaranlara dikkatini yöneltme yeteneği bozulmuştur, yani, deliryum halindeki kişi bir konuya yoğunlaşamaz. Düşünceleri dağınıktır. Bunlara ek olarak şuur düzeyi azalabilir, algı bozuklukları gözlenebilir, normal uyku-uyanıklık devresi bozulabilir, hareketlerde bir artma ya da tersine, azalma görülebilir, yönelim bozulabilir (yani, kişi zamanı, yeri ve kişileri karıştırabilir), hafıza bozuklukları bulunabilir.
Bu tür durumlarda ilk yapılacak iş rahatsızlığın nedenini bulmak ve tedavi edilebilecek bir durum olup olmadığını saptamaktır. Bu durumlara yol açabilecek etkenlerin bulunup -mümkünse- düzeltilmesinden sonra hastalık da geriler. Ancak ne yazık ki çoğu deliryum durumunda sebep bulunsa bile tedavi için geç kalınmış olabilir.
Bir başka önemli husus, organik bir etmen yokken; unutkanlık, hareketlerde yavaşlama, düşünce içeriğinin fakirleşmesi gibi ortak belirtilerden ötürü bunama hali ile depresyon halinin birbirine karıştırılmasıdır. Hastalar bazen ikisini ayırt etmek için bir takım tetkikler yaptırmalarının gerekip gerekmediğini sorarlar. Aşağıda iki hastalık durumunu birbirinden ayırt etmenize yardımcı olabilecek bazı noktalar belirtilmiştir. |
| |