Cvp: Birazzz Susmaya Ne Dersiinn...**
[B]Sözsüz konuşabilmek güzel şey olsa gerektir. Susmak ve anlamak, susarak anlatmak güzel şey. Kelimeler elbette konuşabilmemiz için var. Ama sükûtun bir ihtişamı yok mu sizce de?
Hani iki talebesi bir Allah dostunu ziyarete giderler. Ahir ömründe bize bir sohbet, bir nasihat eder ümidiyle. Otururlar saatlerce, ne bir tek söz, ne bir sohbet… Canı sıkılır iki arkadaşın. Müsaade isteyip kalkarlar. Kapıya geldiklerinde aralarında konuşmaktadırlar, üstadımız niye sohbet etmedi, diyerek. Fısıldaşmaları duyan evin hanımı seslenir arkalarından;
-Yazık size, hiçbir şey duymadınız öyle mi? Oysa o neler anlattı size… Susarak anlatmak zor şey galiba, susulanları anlatmak zor şey. Hazreti Mevlana talebelerine sohbet ederken, Allah’ı tanıyan susar, der. Talebelerden birisi o günden sonra hiç konuşmaz olur. Günlerce sükût edip oturur kendi halinde. Bu durumu fark eden Mevlana, niye sustuğunu sorar genç adama. Efendim siz demiştiniz ki, Allah’ı tanıyan susar, ben onun için… Güler Mevlana:
-Öyle değil, der, Allah’ı tanıyan Allah’tan gayrısına susar. Onun konuştuğu Allah olur artık, ondan konuşan Allah olur.
Bu meselenin özünü idrak etmek bize uzak belki. Ama daima susup, bakışlarıyla insanların halini bir güzel tanıyanlar anlayacaklar ne demek istediğimizi. Kitaplarda nice içinden çıkılmaz meseleler vardır ki, sözün anlayamayacağını fak edince bir mısra yazarlar: “Tatmayan bilmez.” Tatmayan nasıl bilsin ki? Tadanlarda konuşmazlar nedense. “Âşık susarsa, arif konuşursa helak olur.” Denmesi bundan olsa gerektir
|