30 Aralık 2008, 02:03
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5197 Üyelik T.:
23 Kasım 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
80 Konular:
12 Beğenildi:0 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !! Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !! Kufe Haklına Hitaben:
Muharrem'in onbirinci sabahı Ömer bin Sa'd, yakılmış çadırların yanındaki küçük çocuklarla kadınları çıplak develere bindirmelerini emretti. Bu kasavet ve merhametsizliğin göstergesiydi. İbni Sa'd, Ehl-i Beyt dostlarının Kerbela faciasından haberdar olup ayaklanacaklarından korkuyordu. Bundan dolayı şehid edilenlerin ailelerinin bir an evvel Kûfe'ye götürülmesi gerekiyordu.
Muharremin onikinci sabahı, esirler kervanı Kûfe’ye vardı. Şehir halkı normal yaşamlarına devam ediyordu. Halk arasında, çeşitli söylentiler dalga dalga dolaşıyordu. Herkes farklı bir şekilde Kerbela faciasından söz ediyordu. Esirler kervanının acı verici bir biçimde Kûfe'ye gelmesi, halkın durumunun birden değişip perişan olmasına sebep oldu.
Kerbela faciasının; o kötü katliamın gerçekleşmesinden sonra, kervanın gelmesine şahid olan herkes ağlamaya başladı. Çünkü halkın çoğu ya Hz. Hüseyn'e karşı savaşa bizzat katılmış veya fırsat kollayarak susmuş böylece olup bitenlere rıza göstermişlerdi.
Hz. Zeyneb halkın göz yaşlannı görünce çok kızdı ve onlara dönerek şöyle buyurdu:
"Yüce Allah'a hamd-ü sena, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beytinin pak ruhlarına selam olsun! Ey Kûfe halkı! Ey hilekar ve düzenbazlar! Ey Mektup yazarak bizi davet edenler! Siz bizi buraya çağırdınız ve biz gelince hak dininizi ayaklar altına aldınız ve düşmanlarımızla anlaştınız. Şimdiyse görüyorum ki, bizim başımıza gelenlere ağlıyorsunuz. Halbuki bu büyük musibeti kendi elinizle hazırladınız. Sizin kıssanız iplerini kendi eliyle toparlayıp kazak ören sonra sökerek kendi emeğini heba eden kadının durumuna benziyor. Sizin aranızda hiç bir şey yalan ve hile değildir (hiçbir kötülüğü kötü görmüyorsunuz). Çünkü bize verdiğiniz ahdinizi bozdunuz. Her zamanki gibi yalan ve hokkabazlıkla başka bir tutum içine girdiniz. Bukalemun gibi renk değiştirdiniz. Bazen hiç olmayan birşeyi savunuyorsunuz. Bazen satılmış yağcı köleler gibi oluyorsunuz. Kimi zaman da kindar düşman gibi intikam peşine düşüyorsunuz.Siz az yağmurlu siyah bulut, çöplükte biten güzel çiçek gibi görünüyorsunuz. Ancak sizin içiniz boş ve koftur. Siz geleceğiniz için kötü bir zahire (vebal) kazandınız. Biliniz ki, Allah'ın hışmı ve gazabı sizi beklemektedir. Siz bizim kardeşlerimizi ve yardımcılarımızı öldüren cinayetkarlarla işbirliği yaptınız. Şimdiyse utanmadan bizim musibetimize ağlıyorsunuz. Allah’a and olsunki ağlamalısınız kendi halinize. Çünkü sizin, Resulullah'ın hanedanının haysiyet ve hürmetini ayaklar altına almanız hiçbir şeyle telafi edilemez. Siz, size gerçek rehber olan birini öldürdünüz. Allah'ın Resulunun seçtiği evlatlarının kanına elinizi boyadınız. Siz ismet ve taharet evladını takva ve fazilet sahibi kişileri esir ettiniz. Bu kötü amelinizin karşılığında her kesin yanında rezil ve rüsva olacaksınız. Ahirette ise, azab ve kısas sizi beklemektedir. Azabın gecikmesi, sizi yaptıklarınız unutuldu düşüncesine sevk etmesin. Kesinlikle böyle değildir. Zira, kahhar olan Allah her zaman suçlu, ve rüsva insanları takip altında tutmaktadır."
Hz. Zeyneb'in konuşması Kufe halkını korku ve dehşete düşürdü, Özellikle hutbesinin sonunda şöyle buyurması:
"Ey Kufe halkı erkekleriniz bizi öldürüyor, kadınlarınız da buna ağlıyor. Allah kıyamette aramızda hakem olacaktır."
Hz. Zeyneb'in bu ölümsüz sözleri, bütün iradesiz ve zillet altında bulunan halkları kınamaktadır. Özellikle zalimlerle işbirliği yapan veya sessiz kalarak zalimin zulmüne yardımcı olan, sonra da ahmakça ağlayan ve sonunda kurtuluş bekliyen toplumları kınamaktadır. |
| |